Mahfi Eğilmez – 20.10.2014
Osmanlı ekonomisinin ne durumda olduğunu ayrıntılı olarak ölçebilecek durumda değiliz. Elimizdeki veriler çok sınırlı. Osmanlı ekonomisi üzerine yapılmış çok değerli araştırmalar ve yayınlar olsa da bu araştırma ve yayınlarda yer alan veriler bir bütün olarak bize Osmanlı ekonomisi hakkında tam bir bilgi veremiyor. Bu eksiklere karşılık İngiliz iktisatçı Angus Maddison’un OECD için yaptığı ve daha sonra bir proje haline dönmüş olan bir çalışması var. Bu çalışmada Maddison, ülkelerin nüfuslarını, GSYH’larını ve kişi başına gelirlerini 1 yılına (milat) kadar geri giderek hesaplamış bulunuyor.
Aşağıdaki tabloyu Angus Maddison’un söz konusu çalışmasından derledim
(http://www.ggdc.net/maddison/oriindex.htm.)
(Tablo, 1923’e kadar Osmanlı İmparatorluğu, 1923 ve sonrası için de Türkiye Cumhuriyeti olarak dikkate alınmalıdır. Tabloda yer alan GSYH ve kişi başına gelir Geary-Khamis 1990 uluslararası dolarıyla hesaplanmış bulunuyor.)
Yıllar | GSYH (milyon USD) | Nüfus (bin kişi) | Kişi Başı Gelir (USD) |
1500 | 3.780 | 6.300 | 600 |
1600 | 4.740 | 7.900 | 600 |
1700 | 5.040 | 8.400 | 600 |
1820 | 6.478 | 10.074 | 643 |
1923 | 9.882 | 13.877 | 712 |
1940 | 29.855 | 17.821 | 1.625 |
1950 | 34.279 | 21.122 | 1.623 |
1960 | 63.417 | 28.217 | 2.247 |
1970 | 110.071 | 35.758 | 3.078 |
1980 | 181.165 | 45.048 | 4.022 |
1990 | 305.395 | 56.561 | 5.399 |
2008 | 611.382 | 75.794 | 8.066 |
Tabloya göre Osmanlı İmparatorluğu’nun nüfusu, II. Bayezit’in tahtta bulunduğu 1500 yılında 6,3 milyon iken GSYH’sı 3,8 milyar dolar ve kişi başına düşen geliri de 600 dolar imiş. III. Mehmet’in tahtta bulunduğu 1600 yılında da, II. Mustafa’nın tahtta bulunduğu 1700 yılında da GSYH’da artış olmakla birlikte nüfus da arttığı için kişi başına gelirde bir değişiklik olmamış. 1820 yılında II. Mamut’un padişahlığı sırasında kişi başına gelir ancak 643 dolara ulaşabilmiş.
Osmanlı İmparatorluğu çöküp de yerini Türkiye Cumhuriyeti aldığında kişi başına gelir 712 dolarmış. 2008 yılında kişi başına gelir 8.066 dolara ulaşmış. Osmanlı İmparatorluğu, yaklaşık 420 yılda kişi başına geliri 600 dolardan 712 dolara çıkarabilirken, Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’dan 712 dolar olarak devraldığı kişi başına geliri, 85 yılda 8.066 dolara yükseltmeyi başarmış.
1500 ile 1700 yılları arasında kişi başına gelirin artmamasının nedeninin büyük ölçüde Osmanlı İmparatorluğu’nun Rönesans, Reform ve Aydınlanma Çağının dışında kalmasıdır. Batıda, yavaş yavaş dinsel eğitimden bilimsel eğitime geçilmesiyle başlayan keşifler ve icatlara Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı kalması ekonomisinin gelişmesine de engel olmuş görünüyor.
1820 ile 1923 arasında kişi başına gelir artışının son derecede sınırlı kalmış olmasının altında Osmanlı İmparatorluğu’nun sanayi devrimine girememesi yatıyor. Batıda her gün yeni buluşlar yapılır, teknolojide yeni gelişmeler kaydedilirken Osmanlı İmparatorluğu bunlardan uzakta kalmıştır. Buna ek olarak bu dönemde yaşanan toprak kayıplarının da gelir kayıplarına yol açtığını göz önüne almak gerek.
Lozan Antlaşmasıyla üzerine kalan ve ödenmesi 1954 yılına kadar süren Osmanlı dış borçlarına karşın, Türkiye Cumhuriyeti’nin kişi başına geliri artırmasının temelinde geç de olsa aydınlanma çağındaki atılımların, bilimsel eğitimin ve sanayi devriminin adapte edilmesinin bulunduğunu düşünüyorum. Petrol, doğalgaz gibi para getirecek kaynakları bulunmayan ekonomiler için çıkış yolunun bilime dayanan eğitimden geçtiği çok açık.
Atatürk bunu öylesine güzel bir sözle özetlemiş ki başkaca bir şey söylemeye gerek kalmıyor: “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” (Yaşamın en gerçek yol göstericisi bilimdir.)
Notlar/Açıklamalar:
1. Angus Maddison’un, tablonun altında değinilen kaynak eserinde geçen USD hesapları 1990 yılı bazlı Geary – Khamis Doları ile yapılmıştır. Uluslararası Dolar olarak da adlandırılan bu hesaplamada malların uluslararası fiyatlarının ortalamasına dayanan satınalma gücü paritesi esas alınmaktadır.
2. Bu analizi değerlendirirken Osmanlı / Türkiye topraklarının ve nüfus kapsamının karşılaştırmaya esas alınan yıllarda değişiklikler gösterdiği de dikkate alınmalıdır.