Mahfi Eğilmez – 09.04.2013
Ekonomi politikası uygulamalarını yaklaşım biçimi bakımından ikiye ayırmak mümkün: Ortodoks politikalar, heterodoks politikalar.
Dinsel anlamlarını bir yana bırakırsak Ortodoks, Yunanca orthos (doğru) ve doxa (inanç, öğreti) sözcüklerinden oluşan doğru inanç anlamına gelen bir sözcüktür. Ekonomi alanında geleneklere, genel kabul görmüş görüşlere bağlı olan uygulamalara denir. Genel kabul görmüş uygulamalardan oluşan ekonomi politikasına da Ortodoks ekonomi politikası adı verilir. Heterodoks, Yunanca heteros (farklı) ve doxa sözcüklerinden türetilmiş ve farklı inanç anlamına gelen bir sözcüktür. Ekonomi alanında geleneksel görüşlerin ve yaklaşımların dışındaki uygulamaları adlandırmak için kullanılır.
Ortodoks ekonomi politikası:
(1) Maliye politikası
(a) Vergi politikası (vergiler yoluyla ekonomik aktiviteyi etkilemek)
(b) Harcamalar politikası (kamu harcamaları yoluyla talep yaratmak ya da daraltmak.)
(c) Borçlanma politikası (kamu borçlanması yoluyla ekonomideki likiditeyi etkilemek.)
(d) Diğer alt politikalar
(i) Teşvik politikası (vergi teşvikleri vererek yatırımları etkilemek, yönlendirmek.)
(ii) Destekleme politikası (bazı ürünleri kamu kesimi adına satın alarak üreticiye destek vermek. Subvansiyon politikası da deniyor.)
(2) Dışticaret politikası
(a) İhracat politikası
(i) İadeler (ihracat yapanlara vergi iadesi uygulanması.)
(ii) Primler ve destekler (ihracat yapanlara prim ödenmesi.)
(iii) Diğerleri (ucuz girdi desteği gibi.
(b) İthalat politikası
(i) Gümrük tarifeleri (gümrük vergilerinin artırılması ya da indirilmesi yoluyla ithalatın denetimi.)
(ii) Kotalar (ithal edilecek mallara miktar sınırlaması konularak ithalatın denetlenmesi.)
(iii) Diğerleri (dengeleyici vergi uygulaması gibi.)
(3) Para politikası
(a) Dolaysız politika araçları
(i) Kredi tavanı (kredilere belirli bir miktar ya da oran tavanı konulması.)
(ii) Faiz tespiti (piyasada uygulanacak faizler için kamu otoritesince belirleme yapılması.)
(iii) Diğerleri (farklı faiz uygulamaları gibi.)
(b) Dolaylı para politikası araçları
(i) Açık piyasa işlemleri (merkez bankasının senet alarak ya da satarak piyasaya likidite vermesi ya da piyasadan likidite çekmesi.)
(ii) Faiz politikası (merkez bankasının kendi uyguladığı faiz oranlarını değiştirerek piyasadaki faizleri, etkilemesi.)
(iii) Karşılıklar politikası (merkez bankasının banka kaynaklarının bir bölümünü ihtiyat amacıyla alması.)
(c) Kur politikası
(i) Sabit kur (merkez bankası tarafından döviz kurlarının ilan edilmesi ve piyasada bu kurun uygulanması hali.)
(ii) Dalgalı kurda müdahale (kurun piyasada belirlendiği durumda merkez bankasının çeşitli araçlarla kuru yönlendirmesi ve düzeyini belirlemesi hali.)
Heterodoks ekonomi politikası
(1) Gelirler politikası
(a) Ücretlerin sabitlenmesi (dondurulması)
(b) Fiyatların sabitlenmesi
(c) Diğer sabitlemeler
(2) Dış ticarette genel kabulün dışındaki uygulamalar
(a) Damping (pazarları ele geçirmek amacıyla maliyetin altında fiyatlarla malların ihraç edilmesi.)
(b) Tarife dışı engeller (gümrük vergisi, kota gibi önlemler dışındaki uygulamalarla ithalatın zorlaştırılması.)
(Ayrıntıları bu blogdaki bazı yazılarımda ya da Ercan Kumcu ile birlikte yazdığımız Ekonomi Politikası adlı kitapta bulmak mümkün olduğu için burada değinerek geçiyorum.)
Heterodoks ekonomi politikası üzerinde biraz durmakta yarar var. Genellikle gelirler politikası (incomes policy) adından dolayı vergi politikasıyla karıştırılır. Oysa buradaki gelirler politikasından kastedilen şey gelirlerin dondurulmasıdır. Ekonomideki enflasyonist baskıları önlemek amacıyla ücretler belirli bir süre için ya da süre verilmeksizin dondurulur. Buradan güdülen amaç gelir – fiyat çekişmesini kırmak ve enflasyonu denetim altına almaktır. Bu uygulamaya çoğu kez fiyatların, faizlerin, kiraların dondurulması da eşlik eder. Böylece toplumda belirli bir süre hiçbir fiyat ve ücret artmadığında enflasyonist baskının kırılacağı düşünülür.
Heterodoks ekonomi politikası dünyada en çok başta Brezilya ve Arjantin olmak üzere Güney Amerika ülkelerinde uygulanmış ve başarıya ulaşamamıştır. Kısa süreli başarılar söz konusu olsa da işin temeline inilerek getirilecek çözümlerin yerini bu uygulamalar alamamıştır. Bunun temel nedeni süre uzadıkça karaborsanın, el altından yapılan ödemelerin ortaya çıkmasıdır. Bu uygulamalar dönem dönem geçmişte Türkiye’de de uygulanmış ancak geçici bir takım düzeltmeler dışında kalıcı sonuçlar verememiştir.
Yukarıda sıralama yaparken damping ve tarife dışı engelleri de heterodoks politikalar arasında saydım. Bu konu tartışmalıdır. Bu ikisini bu kategoriye koymamın nedeni ikisinin de genel kabul görmüş uygulamalar olmamasındandır.
Bu açıklamalar ve sınıflandırmalar sonrasında soru şudur: TCMB’nin uyguladığı rezerv opsiyon katsayısına (ROK) dayalı zorunlu karşılıklar uygulaması hangi kategoriye girer? Benim yanıtım bu uygulamanın heterodoks politika uygulamaları arasına gireceğidir.