Yeni TL enstrüman denilince akla son birkaç yıldır avantajı ve dezavantajıyla hemhal olduğumuz Kur Korumalı Mevduat (KKM) geliyor.
Başlarda bu ürün kurun pervasızca yükselişine adeta bir çıpa oluşturması nedeniyle avantajlı idi ancak bir süre sonra kur riskine karşılık bedava bir opsiyon sağlayan üzerine de hatırı sayılır bir getiri sağlayan enstrümanın artan yukarı yönlü beklentiyle beraber çığ gibi büyümesi önce hazineye ardından yükü devralan TCMB’ye azımsanmayacak bir zararı da beraberinde getirdi.
Şimdilerde ürünün zorunlu karşılığı arttırılarak, likitide fazlası daraltılmaya çalışılıyor. Bu durumun banka karlılıklarına negatif yönde yansıyacak olması bile yine de KKM faizlerini ilk etapta düşürmeye yetmemiş gibi gözüküyor. Kurun yükseleceğine yönelik beklenti bu denli hakimken bu üründen nasıl çıkılabileceği sorusunun cevabı da ister istemez muallakta kalıyor.
Diğer taraftan TCMB başkanı Erkan’ın da ifade ettiği üzere görevi devraldıklarında ortalama yüzde 40’ın üzerinde olan TL mevduat faizinin politika faiz artırımının yanı sıra makro ihtiyati çerçevede sadeleşme süreciyle beraber yüzde 30’un altına indiğini biliyoruz. Bu durum döviz kuru üzerindeki yukarı yönlü baskının halen yüksek kalması nedeniyle alternatif bir TL enstrümanın varlığına daha ihtiyaç doğuruyor. Aksi halde mevcut olan dolarizasyon momentum kazanmış olacak.
Bu konuyla ilgili olarak yeni bir sermaye piyasası ürünü üzerinde çalışıldığı açıklaması yapıldı. Peki bu ürün ne olabilir? Geçen hafta akademisyenlerden gelen ilk tahmin enflasyona endeksli bir süper bono olabileceği yönündeydi ancak ekonomi yönetiminden yapılan açıklama ile böyle bir çalışmanın olmadığı bilgisi alındı. Daha doğrusu bütçe ya da merkez bankası üzerine yeni bir yük getirilmesi planlanmıyormuş.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!