Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın (OECD) dünya ekonomisine yönelik ara dönem raporu, iki kritik noktaya işaret etmekte. Birincisi, başta ABD, ülkelerin birbirlerine uyguladıkları ticareti kısıtlayıcı düzenleme ve engeller küresel büyümenin yavaşlamasına yönelik endişeleri arttırmakta; İkincisi, ek gümrük tarifeleri ve ticaret engelleri aynı zamanda küresel enflasyon üzerinde yukarıda doğru baskı riski de oluşturmakta. Bununla birlikte, OECD, enflasyon riski düşük olan ekonomilerde merkez bankalarının faiz indirimlerini sürdürmesi gerektiğini de de önererek, küresel büyümenin desteklenmesinin daha kritik bir öncelik arz ettiğini de hatırlatıyor. Ticaret savaşları küresel ekonominin görünümüne yönelik öngörülebilirliği azaltmakta ve birçok OECD üyesi ülkede hane halkının yaşam standartları ve alım gücünün iyileştirilmesine yönelik olası adımları da zora sokmakta.
OECD’nin raporu, bir başka temel risk olarak, küresel büyümenin öngörülenden daha da keskin bir şekilde yavaşlaması durumunda, finansal piyasalarda dalgalı fiyat ayarlamalarının (disruptive repricing) yaşanmasının kaçınılmaz olacağı uyarısında da bulunuyor. Bunun anlamı, hisse senedi ve tahvil piyasalarında hayli dengesiz koşulların oluşabileceği. OECD, dünya ekonomisine yönelik pozitif senaryo için ise, ABD, Kanada, Meksika, Avrupa Birliği ve Çin’in birbirlerine uyguladıkları ek gümrük tarifelerini herhangi bir anlaşma ile düşürmeleri, Avrupa Birliği başta olmak üzere, artan jeopolitik risklere bağlı olarak savunma gibi alanlarda borçlanma yoluyla finanse edilen kamu harcamalarının artırılması halinde ise, kısa vadede daha güçlü ekonomik büyüme sağlanabileceğini hatırlatıyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!