Ödemeler Dengesi ne anlama gelmektedir? Ödemeler Dengesi Bilançosu nasıl oluşturulur?
Ödemeler dengesi, bir ülkenin bir yıl içerisinde dünyanın geri kalan kısmı ile arasındaki mal, hizmet ve gelir ile ilgili işlemleri, mülkiyet değişikliklerini ve bu ekonominin elinde bulunan altın, özel çekme hakları (SDR) ile dünyanın geri kalan kısmına yönelik hak ve yükümlülüklerdeki diğer değişiklikleri ve karşılıksız transferleri gösteren bir tablodur. Bu tablo sayesinde, söz konusu ülkenin toplam dış borç ve varlıklarındaki değişmeler gözlenerek, diğer ülkelerle olan ekonomik ilişkiler gerçekçi bir şekilde görülebilir.
Ödemeler dengesi, söz konusu ülkenin makroekonomik göstergeleri olan, enflasyon oranı, kalkınma hızı, döviz kuru ve gelir dağılımı ile de sıkı bir bağlantı içindedir. Bu bakımdan, ekonomik politikaların belirlenmesinde, ödemeler dengesi temel bir araçtır.
Ödemeler Dengesi Bilançosu, bilanço tekniği bakımından oldukça ayrıntılıdır ve incelenmesi uzmanlık gerektirir. Bilanço, Cari İşlemler ve Sermaye Hareketleri olmak üzere iki kısma ayrılır. Cari işlemler tarafı, kesin giriş ve çıkışları ifade ederken, sermaye hareketleri tarafı ise geçici rakamları ifade eder.
ÖDEMELER DENGESİ BİLANÇOSU
A-) Cari İşlemler
I – Dış Ticaret
-İhracat
-İthalat
II – Görünmeyen İşlemler
-Dış Turizm
-Yabancı Sermaye Gelir ve Giderleri
-Uluslararası Bankacılık ve Sigortacılık Hizmetleri
-Uluslararası Ulaşım Hizmetleri
-İşçi Gelirleri
-Özel Hizmetler
III – Tek Yanlı Transfer Hesabı
Cari İşlemler Dengesi
B-) Sermaye Hareketleri
-Uzun Vadeli Sermaye İthali
-Uzun Vadeli Sermaye İhracı
-Kısa Vadeli Sermaye İthali
-Kısa Vadeli Sermaye İhracı
C-) Resmi Rezerv Hesabı
-Döviz Hareketleri
-Altın Hareketleri
-IMF Rezerv Pozisyonu
D-) Net Hata ve Noksan
A-) CARİ İŞLEMLER
İlk olarak, bilançonun cari işlemler tarafına bakıldığında:
Dış Ticaret: Ülkenin mal alım-satımının ve elde edilen döviz giriş ve çıkışlarının yer aldığı kalemdir. Dış ticaret hesaplarında ihracat, ihraç malının taşıma aracına kadar yapılan masraflarını da kapsar. İthalat rakamları ise, malın bedeline sigorta ve navlun masraflarının eklenmesi ile ifade edilir.
Navlun, malların taşınması ya da nakline denir. Burada, nakliye hizmetiyle bağlantılı olarak taşıyıcı tarafından sağlanan yan hizmetler de kapsanmaktadır. Navlunun sigorta altbaşlığı, yükleme süresince menkul mallar üzerine tesis edilmiş olan sigortayı içerir. Sigorta hizmetleri genel olarak navlun kalemi içinde oldukça ufak bir kalemdir.
Görünmeyen İşlemler: Fiziki mal alım-satımı dışındaki hizmet ithalat ve ihracatını içerir. Alt kalemleri şunlardır:
Dış turizm: Yabancıların turizm yoluyla bir ülkeye getirdikleri döviz ile ülke sakinlerinin diğer ülkelerde turizm amaçlı yaptıkları harcamaları içerir.
Yabancı sermaye gelir ve giderleri: Uluslararası piyasalarda işlem gören tahvillerden sağlanan faiz gelirleri ve faiz ödemeleri, resmi dış borç faizleri, yabancı sermaye şirketlerinin ülkede gösterdikleri faaliyetler sonucu elde ettikleri karların yurtdışına transferini içerir.
Uluslararası bankacılık ve sigortacılık hizmetleri: Ülkedeki banka ve sigorta şirketlerinin uluslararası alanda gösterdikleri faaliyetler sonucu elde ettikleri döviz cinsinden gelirler ile yabancı banka ve sigorta şirketlerine yapılan ödemeleri kapsar.
Uluslararası ulaşım hizmetleri: Ülkenin uluslararası alanda hava, deniz ve kara ulaşımı yoluyla gösterdiği taşımacılık faaliyetleri sonucu sağladığı döviz gelirleri ve bu amaçla dış ülkelere yapılan döviz ödemelerini içerir.
İşçi gelirleri: Yurtdışında çalışan işçilerin vasıtasıyla ülkeye gelen dövizleri kapsar.
Özel hizmetler: Diğer ülkelerdeki özel firmalara leasing, lisans, franchising, patent, danışmanlık vb. amaçlarla yapılan ödemeler bu kaleme dahildir.
Resmi hizmetler: Hükümet tarafından, dış ülkelerde tesis edilen resmi temsilcilik hizmetleri için yapılan ödemeleri kapsar.
Yurtdışında kurulu Türk firmalarının elde ettikleri gelirler ve Türkiye’de yerleşik yabancı firmaların dışarıya kar transferleri de görünmeyen işlemler kalemine dahildir.
Tek-Yanlı Transferler Hesabı: Ülkeler arasında, karşılığında herhangi bir ödeme zorunululuğu bulunmayan bağış ve hibe şeklindeki tüm işlemleri içerir. Bu kalem içinde; hükümetlerin yaptıkları gıda ve ilaç gibi ayni yardımlar, mali yardımlar, eğitim, kültür ve sağlık alanlarında faaliyet gösteren kuruluşlara yönelik olarak yapılan ödemeler, özel kişi ve kuruluşlar tarafından diğer ülkelere yapılan karşılıksız ayni ve nakdi yardımlar yer almaktadır.
B-) SERMAYE HAREKETLERİ
Ödemeler dengesinin ikinci hesap kalemi ise, sermaye hareketleri hesabıdır. Sermaye hareketleri kalemi, kişi ve kuruluşların yabancı ülkelerde gerçekleştirdikleri fiziki yatırımlar ve ülkeler arasındaki mali kaynak transferlerini kapsamaktadır. Sermaye hareketleri kalemi sayesinde cari işlemler dengesindeki fazlalık veya eksiğin ne şekilde kapatıldığını görmek mümkündür.
Uzun vadeli sermaye hareketleri: Vadesi 1 yıldan daha fazla olan uluslararası sermaye hareketlerini ifade eder. Ülkeler arasında gerçekleştirilen “dolaysız sermaye yatırımları” ile mali piyasalarda tahvil ve hisse senetlerine yönelik olarak yapılan “uluslararası portföy yatırımları” kapsamaktadır.
Kısa vadeli sermaye hareketleri: Uluslararası sermaye akımları içinde özel veya kamu kesimi tarafından gerçekleştirilen ve vadesi bir yıldan kısa olan kısa vadeli banka mevduatı, finansman bonoları, prefinans kredilerini vb. gibi işlemleri kapsamaktadır. Bu kapsama giren varlıkların likiditesi de uzun vadeli olanlara göre yüksektir ve kısa sürede nakde dönüşme özelliği göstermektedir.
C-) RESMİ REZERV HESABI
Bir ülkenin döviz, altın ve IMF kaynaklarından oluşan uluslararası rezervlerinin yapısındaki değişmeyi gösterir.
Resmi rezervler, sadece Merkez Bankası’nın sahip olduğu rezervleri ifade eder. Buna kamu bankalarının, Merkez Bankası’nda tuttuğu dövizler de dahildir. Uluslararası rezervler ise, Merkez Bankası’ndaki rezervlere, ticari bankalardaki döviz rezervi, altın mevcudu ve muhabir açıklarının eklenmesiyle oluşur. Bu aynı zamanda brüt rezervdir. Net rezerv ise, bu tutardan muhabir açıklarının çıkarılmasıyla bulunur.
D-) NET HATA VE NOKSAN HESABI
Ödemeler dengesinin muhasebe anlamında daima denk olması, aynı zamanda dengede olduğu anlamına da gelmemektedir. Uygulamada cari işlemlerle sermaye işlemlerinin kaydedilmesindeki bazı hata, eksik, gecikme ve unutmalardan dolayı eşitlik sağlanamamaktadır. İşte bu farkı ortadan kaldırmak için net hata ve noksan kalemi kullanılır.
Ödemeler Dengesi nasıl yorumlanır?
Dış ticaret dengesinin negatif değerde olması, ithalatın ihracattan fazla olduğunu gösterirken tersi durumda ise, bir dış ticaret fazlasından söz etmek mümkündür.
Görünmeyen işlemler hesabının sonundaki denge hesabının pozitif olması, dış ticarete konu olan hizmet gelirlerinin hizmet giderlerinden fazla olduğunu gösterirken, negatif bir sonuç tersi bir durumu ifade eder.
Cari işlemler dengesi hesabının fazla vermesi, yani pozitif olması bu hesap kalemi içinde yer alan işlem sonucu sağlanan döviz gelirlerinin döviz giderlerinden fazla olduğunu gösterir.
Sermaye hesabı dengesinin fazla vermesi ülkeye kaynak transferi anlamına gelir.
Ülkenin resmi döviz rezervlerinde bir azalmanın görülmesi, ülkenin döviz gelirlerinin döviz giderlerini karşılayamadığını veya merkez bankasının piyasaya ulusal para karşılığı döviz satıcısı olarak müdahale ettiğini gösterir. Döviz rezervlerinde bir fazlalık ise Merkez Bankası’nın piyasadan döviz satın aldığını ifade eder.
İthal malları karşılığında yapılan ödemelerde problem yaşanmaması için, dış ticaret açığının ve borç servisinin arttığı dönemlerde, döviz rezervlerinin yüksek düzeyde olması gerekir.
Uluslararası rezervlerin 4 aylık ithalatı karşılayacak düzeyde olması, döviz rezervlerinin tehlikeli olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Merkez Bankası’nın döviz piyasalarına müdahale edebilmesi ve kurlardaki aşırı tırmanışı frenleyebilmesi için yüksek rezervlere ihtiyaç vardır.
Dünya ticaretinin ve ekonomisinin hızlı bir gelişme içinde olduğu dönemlerde, ülkemiz ihracat ve turizm gelirlerinde de belirgin bir artış beklenmektedir. Aynı şekilde; dış dünyada yaşanan bir resesyonun etkileri de, er ya da geç kendini hissettirmektedir.
Zengin ülkelerde yaşanan resesyonun muhtemel bir sonucu da, petrol fiyatlarında yaşanabilecek düşüşle beraber, ülkemiz akaryakıt faturasındaki gözlenen azalma olacaktır.