Şu günlerde baz etkisiyle düşen enflasyon, Türkiye’nin bir kez daha en kötüsünü geride bırakmış olduğunu gösteriyor göstermesine ancak bu durumu her kesim eşit derecede hissedemiyor.
UBS raporuna göre geçtiğimiz yıl Türkiye’de birilerinin serveti yüzde 157 artış kaydetmiş. Bu kişilerin gelir dağılımında pastadan en yüksek pay alan ilk 20’lik dilimde olduğu muhakkak da geride kalan yüzde 80’lik kesimin daha da fakirleşmiş olması artık bir şeylerin de değişmesi gerektiğini göstermez mi?
Türkiye, geçmişte de ortodoks politikaları uygulayarak enflasyonu düşürmede başarı sağladı ve üç beş sene de sürse belli bir refah dönemini yakaladı. Ancak son elli yılda genel kabul görmüş küresel neoliberal sistem, gelişen ülkelere ticaret ve finans yoluyla bağımlı bir kalkınma yolu açmış olduğundan yeniden tesis edilen bu süreçte kırılganlıklarımızı asgari düzeye indirecek bir dizi yapısal önleme ihtiyaç var.
Gelir eşitsizliğine çözüm vergi ve tasarruflar (maliye politikası) yoluyla sağlanabilir
Para politikası kendine düşeni ziyadesiyle yapmaya devam ederken, maliye tarafına içeriden büyük baskı olduğu gözlenmekte. Çıkacak ilk vergi paketinden bazı alanların törpülendiği görülüyor ki bunlardan biri de tartışmalı servet vergisi.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!