Ödemeler dengesinde dört ana hesap yer alır: (1) Cari İşlemler Dengesi (ihracat + hizmet gelirleri + diğer gelirler – ithalat – hizmet giderleri – diğer giderler.) (2) Sermaye hesabı (üretilmeyen ve finansal olmayan varlıklar.) (3) Finans Hesabı (doğrudan yatırımlar + portföy yatırımları + diğer yatırımlar.) (4) Rezerv Varlıklar (Resmi döviz rezervlerindeki artış ya da azalışlar ve IMF’ye yapılan ödemeler ya da IMF’den alınan krediler.)
Bu dört denge de artı veya eksi işaret taşıyabilir. Bilanço mantığı gereği bu dört dengenin toplamının sıfıra eşit olması gerekir.
+/- Cari İşlemler Dengesi +/- Sermaye Hesabı +/- Finans Hesabı +/- Rezerv Varlıklar = 0 (1 numaralı denklem)
Ne var ki çeşitli kayıt hataları veya eksiklikleri nedeniyle bu hesapların toplamı uygulamada sıfırdan büyük ya da küçük çıkar. Ödemeler dengesi, çift taraflı kayıt yöntemine göre tutulan muhasebe sistemine dayalı bir bilanço olduğu için tanım gereği dengede olması gerekmektedir. O nedenle dengeyi sağlayabilmek için ortaya çıkan fark ters işaretli olarak “net hata ve noksan” adı altında yazılır ve böylece ödemeler dengesi dengeye gelmiş olur. Buna göre yukarıdaki denklem şu şekli alır:
+/- Cari İşlemler Dengesi +/- Sermaye Hesabı +/- Finans Hesabı +/- Net Hata ve Noksan +/- Rezerv Varlıklar = 0 (2 numaralı denklem)
Yukarıdaki denklemde sonuç sıfırdan büyük çıkmışsa ülkeye kaynağı bilinmeyen ve o nedenle herhangi bir kategori içinde sınıflandırılmayan bir döviz girişi olmuş demektir. Bu durumda net hata ve noksan kalemi artı işaret taşır. Denklemde sonuç sıfırdan küçük çıkmışsa ülkeden kaynağı bilinmeyen ve o nedenle herhangi bir kategori içinde sınıflandırılmayan bir döviz çıkışı olmuş demektir. Bu durumda net hata ve noksan kalemi eksi işaretli olur.
Net hata ve noksan kaleminin oluşmasının nedenleri arasında şunları sayabiliriz: (1) Zaman uyumsuzlukları (İhraç edilmiş malın gidiş tarihiyle ihraç edilen mal karşılığında alınacak paranın gelişinin farklı dönemlerde olması gibi.) (2) Beyan yanlışlıkları veya hataları (Gümrük beyanlarındaki eksikler ya da yanlışlar gibi.) (3) Kayıt dışılıklar (Gelirlerin kayda girmemesi ya da finansmanın kayıt dışı olarak gerçekleştirilmesi gibi.) (4) Anketlerdeki ölçüm hataları (Turizm gelirlerinin belirlenmesinde uygulanan anketlerin gerçeği tam olarak yansıtamaması gibi.) (5) Nereden, nasıl geldiği veya nereye, nasıl gittiği bilinmeyen paralar.
Ödemeler dengesi düzenlenirken veriler bankalar, özel kesim kuruluşları, TÜİK ve Merkez Bankası veri tabanlarından derlenir. Ayrıca kişilere veya kurumlara anketler uygulanır. Bu veri kaynaklarının hepsinden doğan hatalar ve eksik ölçmeler söz konusu olabilirse de asıl hata ve eksikliğin özel kesim kuruluşlarından ve kişilere uygulanan anketlerden kaynaklandığı bilinmektedir. Bunun en önemli nedenleri arasında özel kesim kuruluşlarının kayıt dışılığa daha yatkın olması ve kişi ve kuruluşlara uygulanan anketlerin gösterdiği ortalamaların çoğu kez bütünü doğru olarak temsil etmemesi gösterilmektedir.
Ocak – Temmuz ödemeler dengesinde 36,7 milyar dolarlık cari açık oluşmuş, bu açığın yaklaşık 4 milyar doları sermaye ve finans hesabıyla (doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları vb.) finanse edilmiş görünüyor. Geriye kalan 32,3 milyar dolarlık açığın 24,4 milyar doları net hata ve noksan kalemiyle finanse edilirken kalan 7,9 milyar dolar da rezervlerden harcanarak finansmana katkı sağlanmış. Özetle söylemek gerekirse 2022 yılının ilk yedi ayında 36,7 milyar dolarlık cari açığın yüzde 66’sı nereden geldiği bilinmeyen paralarla yüzde 22’si rezervlerle karşılanmış. Demek ki cari açığın yalnızca yüzde 12’si nereden geldiği bilinen ve rezervlerde olmayan paralarla karşılanmış.
Net hata ve noksan kalemi için standart bir miktar ya da orandan söz edilemez. Buna karşılık bu miktarın yüksekliği ve sürekli aynı yönde gelişiyor olması kayıtların, ölçümlerin, hesapların ve anketlerin doğru olmadığı yönünde kuşkuları artırır. OVP 2023 – 2025’de yılsonunda 808 milyar dolar düzeyinde olacağı tahmin edilen GSYH’nin yüzde 3,8’i gibi çok yüksek bir orana ulaşmış olan net hata ve noksan konusunda Merkez Bankası’nın, kuşkuları gidermek için, olası nedenler üzerinde bir araştırma yaptırarak elde edilen sonucu kamuoyuyla paylaşması gerektiğini düşünüyorum.