Aydın Eroğlu – 24.04.2014
PPK Faize Dokunacak Mı?
Bugün TCMB’nın Para Piyasası Kurulu toplantısı var. PPK’nın faiz baskısına karşı ne yapacağını göreceğiz. Şahsen PPK’nın faizlere dokunmasını beklemiyorum. Daha ziyade zorunlu karşılık oranlarında oran azaltabilirler düşüncesindeyim. Çünkü Mayıs ayında enflasyonun tepe yapmasını bekliyoruz diyerek, Nisan ayında faiz indirmelerini doğru bulmam. Bu nedenle Mayıs ayında enflasyon zirve yapıp, inişe geçtiğinde, bu inişe uygun faiz indirimlerini devreye almalarını bekliyorum. Eğer 0,25 ya da 0,50 baz puan gibi bir indirim yapılırsa da, o zaman bunun baskıya karşı sembolik bir cevap olacağını düşünürüm.
Ben gerçekçi kur ve düşük faizi savunan biriyim. Ama bunun kararlarını alırken yapılacak yanlış zamanlamalar faydadan çok zarar verir. Ekonomi otoritelerine dışarıda olan güveni ve özerklik algısını olumsuz etkiler. Hatırlarsanız, dışarıda işler karışırken, içeride yerel seçimin riskli sürecine girerken, PPK’nun gecikmeden faiz artışı yapması gerektiğini, gecikmesi halinde kurlarda gereğinden fazla yaşanacak yükselişin kontrolünün kaçabileceğini yazmıştım. Hatırlarsanız, bu konuda geç kalan PPK, Dolar 2,39’u görünce, öncesinde yapacağından da fazla bir artışlar kur artışına ve para çıkışına dur demek zorunda kalmıştı.
Unutulmamalı ki, bizim ekonomimiz çok ciddi oranda ithalata bağımlı üretim yapmaktadır. Kontrolsüz bir kur artışı, üretimin ciddi bir maliyet artışına girmesine neden olur. Bu da hızlı bir enflasyon artışını yaratır. Ara mallarda bile ithalata dayalı bir üretim yapımız olduğu için, kurların artmasına rağmen cari açığı düşüremiyor olmamız, meselenin faiz oranlarıyla değil, yapısal üretim hatalarından kaynaklandığını gösteriyor. Bir an önce yapıal reformların yapılması gerekiyor. Yoksa, cari açıkla büyümekten kurtulamayız.
Eğer faizde bir indirim olursa, karşılığında kurlarda artış görmeyi bekliyorum. Ama dünyanın gelişmiş ülkelerinin büyüme kıpırtıları, AB’nin piyasaya likidite verme hazırlığının olduğu bu ortamda, kurlarda kontrolsüz bir yükselişin olmasını beklemiyorum. Kısmi ve geçici bir yükseliş yaşanırsa yaşanır ve sonra yeniden TL’nin değerlendiğini görürüz diyorum.
Kırılgan Beşli Üyesiydik, Muhteşem Beşli Olduk!!
Türkiye için sarf edilen kırılgan beşli söylemlerinden korkulmaması gerektiğini, bir algı yönetimi yaratılmak istendiğini hep yazıyorum. Ülke kamu kesimi borcu ve bankalarımızın sermaye rasyoları gelişmiş ülkelerden bile iyi durumda. Bu nedenle biz asıl siyasi belirsizlikler nedeniyle olumsuz etkilenirsek etkileniriz. Yoksa ekonomik olarak ciddi bir stresimizin olmadığı görüşündeyim. Siyasi belirsizlikler azaldıkça, yabancıların Türkiye’ye bakışı olumluya dönecektir.
CNBC’nin yayınına katılan, aralarında HSBC küresel döviz bölümü başkanı David Bloom’un da bulunduğu uzmanlar da yüksek kazanç için Brezilya Real’i, Hindistan Rupi’si, Türk Lirası, Endonezya Rupiah’ı ve Güney Afrika Rand’ını önerdiler. Bloom ”Müthiş Beşli’yi ya da Yükselen Beşli’yi alın, onlar artık Kırılgan Beşli Değiller” dedi. Societe Generale Gelişmekte Olan Ülkeler Piyasası Stratejileri Bölümü Başkanı Benoit Anne de, grubu Sağlam Beşli olarak adlandırdı. Görüyorsunuz ki, algılar bir anda tersine dönebiliyor.
Ben ısrarla söylüyorum, rahat olun, Türkiye piyasası için işler yeniden olumlu bir sürece giriyor. Yakında bu söylemlerin daha da artığına şahit olmaya başlarız diye düşünüyorum.
Saygılarımla
www.aydineroglu.com – www.borsaanalizci.com