Geçtiğimiz haftanın son iş günü Türkiye siyasi tarihine geçebilecek türden bir gelişmeye sahne oldu. Millet İttifakı olarak bir masa etrafında birleşen muhalefet bloğu, İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in aday çıkışı sonrasında bir tür çıkmaza girdi. Akşener’in oldukça sert ve açık bir tonla yapmış olduğu bu konuşma öylesine yankı buldu ki çok sert bir biçimde eleştirenlerin yanı sıra bu durumu çok stratejik bir adım olarak niteleyenler de oldu.
Her halükarda artık bu geri dönülemez bir yola girildiğinin göstergesiydi sanki fonda Abba’nın o meşhur şarkısı The winner takes it all! (Kazanan herşeyi alır) çalıyordu zira devamında kaybeden taraf yalnızlığa mahkumdur. Peki içinde bulunduğumuz düzlem böylesine bir karışıklığa seçmen psikolojisi bazında tahammül edecek güçte mi?
Henüz yaşadığımız depremin neden olduğu felaketin yaralarını sarmaya çalışırken, küresel olarak enflasyonun beklenenden daha fazla dirençli olduğu, ABD borçlanma maliyetlerinin son on beş yılın en yüksek seviyesine çıktığı, ülkemizde ise her ne kadar baz etkisi ile geçen yıla göre düşüş kaydetse de çok yüksek bir enflasyonun olduğu, büyüme ve kişi başı gelirdeki artışa karşılık, çalışan kesimin gelirden aldığı payın rekor düşük seviyede olduğu bir süreçten geçmekteyiz. Paragrafın özetlemeye çalıştığı gibi artık karışıklıklara, soru işaretlerine toleransımız yok!
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!