Aydın Eroğlu – 26.09.2016
Moody’s uzun süredir Demoklesin Kılıcı gibi üstümüzde salladığı kılıcını indirdi. Notumuzu yatırım yapılamaz düzeye indi. Aslında kimse işin özüne kızmasın, nihayetinde Moody’s bu uyarıyı tam 30 aydır yapıyor! 11 Nisan 2014’de negatif izlemeye alındık. Eski örneklerinde 18 ile 24 ay içinde negatif izlemeye alınanların ya notu düşmüş, ya da yeniden durağana çevrilmiş. Ama Türkiye için 30 ay geçmesine rağmen halâ not değişimi yapılmamıştı.
Yani notumuz pat diye düşürülmedi. Yönetenlere fazlası bu durumu düzeltmeleri için süre tanındı. Bizim kızdığımız Moody’s’in piyasaları manipüle etmesi olmalıdır! Çünkü açıkçası aşağıda da paylaştığım iki eski yazım dahil olmak üzere bir çok yazımda ,Moody’s’in not riskine dikkat çektim. Kırılma riskinden çekindiğim için de, Moody’s notu belli olana dek en az % 50 nakit bulundurulmalı uyarılarımı tekrarlayıp duruyordum.
Moody’s’in bence hepimizi manipüle eden hatalı ya da kasti davranışı, 21 Eylül’de öğle saatlerinde pat diye ”kararımızı önümüzdeki ay içinde tamamlamayı düşünüyoruz, ancak darbe denemesinin yarattığı şok baskısı atlatıldı vs.” demiş olmasıdır. Ben dahil bir çok kişi, bu açıklamayı duyunca, en azından not kararını Ekim sonuna kadar, ya da Ekim ayı içinde vermesini bekledik. Üstüne bir de ilk şok atlatıldı denince, güvercin bir mesaj olarak gördüm ve dikkat ederseniz 22 Eylül yazımda yükseliş hedeflerimi daha rahat yazmıştım.
Ancak sonrasında Suriye konusunda ABD ile karşılıklı gelişmelere bakınca, riskin sürdüğünü düşünerek 23 Eylül’deki ”Satmayı da Bilmek Lazım!” başlıklı yazımda Moody’s uyarımı yeniden tekrarlamış ve açık bir çok öngörüyü de aşağı revize ederek kapatmıştım. Ama yine de hemen iki gün sonra böyle bir karar beklemiyordum.
BİST Ne Tepki Verir?
Cevap için kahin olmaya gerek yok. Alıcısız sert bir düşüş ile haftaya başlarız. Cuma günü hangi gap önce kapanır dediğim sorunun benim gönlümdeki şekli anında gerçekleşir. Yani aşağıdaki gap boşluğu fazlası ile hemen kapanır. Ama şunu bilin ki, yüksek fiyatlı yeni gap’lerimiz de oluşur. Yani sonra da bu gap denen fiyat boşlukları kapanacaktır. Yüksek fiyatlı gap’lerin kapanması için yükseliş yaşanması gerektiğini sanırım hepiniz biliyorsunuzdur!
Not İndirimini iki hafta evvel bulunduğumuz 75.000 civarı seviyelerde yaşasaydık, hemen 70.000 altına inerdik. Ama 80.000 civarında bu risk ile karşılaştığımız için arada bir kaç destek denemesi yaşayabiliriz. Sırası ile 76.000 – 75.000 – 74.000 civarı desteklerimiz olacaktır. Bu seviyelerde destek denemeleri olabilir.
Ama ben bu krizin hemen atlatılmasını beklemiyorum. Bu nedenle ilk anda düşüş bitti gibi gösterip, kısmen toparlıyoruz havası yaratıp alıcı getirmek isteyeceklerdir. Sonra yeniden satışların geldiğini görebiliriz. Böyle olursa, 70.000’e doğru düşüşler sürebilir. Ancak 70.000 civarı seviyelerin güçlü destekler olduğunu düşünüyorum. Umarım o seviyeleri aşağıya kırmayız. Hatta görmeyiz diyeceğim ama bu not indiriminin sadece 75.000’e inen bir düşüş ile atlatılmasını beklemenin de fazla iyimserlik olacağını düşünüyorum.
Not indirimi nedeniyle, yabancı fonların satış baskılarını yaşayacağız. Aşağıda örneklerini verdiğim yazılarımın linklerini tıklarsanız, ilgili izahatları göreceksiniz. İlk anda satılmak istenen hisseleri karşılayacak alıcı bulmak mümkün olmayacağı için, satışlar bir kaç haftanın da üzerinde bir kaç ay sürebilir. Ama bu kesintisiz düşüş şeklinde değil, arada alıcı getirebilmek için, sanki düşüş bitmiş havası yaratılarak kısmi yükseliş görüntüleri ile yapılacaktır. Sonra yeniden yabancı satışları ile muhatap olacağız diye düşünüyorum.
Gap’ler Sonra Kapanacaktır!
Açılışta VIOP, Usd, Euro ve çok sayıda hissede adına gap denen teknik boşluklar oluşacaktır. Döviz için alt seviyelerde, endeksler ve hisseler için ise üst seviyelerde kalacak olan bu gap’lerin çoğunun sonra kapanacağını düşünüyorum. Yani döviz kurları nereye yükselirse yükselsin, sonrasında yeniden geri geleceği görüşündeyim. Destek-Direnç Tablomun detaylarında, daha sonra kapanmasını beklediğim bu gap seviyelerini bulabilirsiniz.
Sonra dediğimiz bu tarih ne zaman ve hangi seviyelerde olacaktır? İşte önümüzdeki belirsizlik bu olacaktır. Bunu da gelişmelerin devamı gösterecektir.
Fitch de Not İndirir Mi?
Moody’s sonrası bu riskin de çok arttığını bilmenizi isterim. İşte devamında yaşayacağımız benzer gelişmeler nedeniyle BIST’in düşeceği alt seviye şimdilik belirsizdir. Ancak, linklerini paylaştığım yakın tarihli yazılarımda da 1994 Türkiye ve 2015 Brezilya örneklerinde olduğu gibi, not indirimleri sonrasında, notlarımız yeniden yatırım yapılabilir seviyelere getirilmeden bile BIST gördüğü zirvelerine gelebilir. Hatta yeni zirve denemelerini bile yapabiliriz. Sadece arada sallantılı bir süreç yaşamak zorunda kalacağız.
Lütfen aşağıdaki yakın tarihli iki yazımı dikkatlice okuyunuz. Kararlarınızı vermenizde sizlere fikir verebilirler.
Bu arada düşüş yaşanırken de bazı hisselerde yükselişler yaşanacaktır. Kısa bir süre sonra hisse bazlı
ayrışmaların da olabileceğini bilmenizi isterim. Ancak not indirimi sonrası hemen bir iki günde her şeyin yoluna girmesini beklemediğimin altını çizmek istiyorum. Çünkü zaten özellikle yabancı sigorta fonlarının bile olası satış adetlerini belirlemeleri için süre gerekecektir. Ayrıca, satmayı düşünecekleri miktarları karşılayacak alıcıyı hemen bulamayacakları için, arada düşüş durdu yükseliş geliyor galiba gibi hava yaratılmak istenecektir. Ki, böyle düşünüp, gelen alıcılara ellerindeki hisseleri satabilsinler.
”BIST İçin Esas Risk Tarım Dışı İstihdam Mıdır?” 2 Eylül 2016
”Riskli Günler Başlıyor!” 19 Eylül 2016
Peki Yeni Alım Hiç Mi Yapmayacağız?
Yapacağız elbet ama, önce kalkan tozun bir dağılmasını bekleyeceğiz. Sonra genel endeks düşüyor olsa da, arada yükselecek diye bir çok hisseyi almaya kalkacağız.
Sakın karıştırmayın, BIST düşmesi gerektiği için, ederi hisselerin mevcut fiyatlarının altında olması gerektiği için, ya da BIST’de balon olduğu için düşmüyor. Ya da bu nedenlerle düşmeyecek. Bana göre, yatırım yapılamaz ülkelerde tahvil ve hisse tutamayan ya da azaltmak zorunda kalan yabancı fonların bir süre gelebilecek satışları nedeniyle düşecektir. Yani düşerken bile aslında olması gereken değerin çok altında bir çok hissemiz vardır. Düştükçe bu iskontoları daha da artmış olacaktır.
Ancak borsada fiyatlar arz talep dengesine göre oluşur. Satıcı varsa ve fiyata bakmadan illede satmak istiyorsa, o zaman bu satışlar bitene ya da iyice azalana dek düşüşler yaşanır. Ama sonrasında göreceksiniz ki, tüm bunlar telafi edilecektir.
Peki Yatırımcı Ne Yapsın?
Bu kararı sizler vereceksiniz? Hiç bir şey yapmadan bir süre izlemede kalabilirsiniz. Devamında daha düşerse diyerek, bugün düşük de olsa verip, daha sonra alttan alıp yerine koymayı deneyeyim de diyebilirsiniz. Nihayetinde önümüzdeki günler yaşanacakların kesinliği yoktur. Ancak BIST’de balon olmadığını tekrarlıyorum. Bu nedenle alttan almak için verilecek bazı hisseleri de kaçırma riski olabileceğini bilmenizi isterim!
Ben böyle zamanlarda hissede olanların hisselerine güveniyorlarsa, geri çekilip bir süre borsayı ve hisseleri unutmanın doğru olacağını düşünürüm. Çünkü korku ve panik ile satmaya kalkacakları hisselerini kaçırma riski de vardır. Hisse ile ilgili gelişme ya da iyi bir haber tam da böyle bir zamanda gelirse ki, bu olabilir ve siz de piyasa düşecek diye sattı iseniz çok can yakıcı bir durum olur!
Yeni Büyük Yabancı Alıcılar Gelemez Mi?
Yani soru asıl şu olmalı sanırım! Satış yapacak yabancı fonları karşılayacak alışları yapabilecek yeni yabancı fonlar olamaz mı? Özellikle Körfez ülkelerinden fazlası ile alıcı olabilecek fonların olabileceğini düşünüyorum. Aynı şekilde batı ülkelerinden de yeni fonlar alışa gelebilir. Ama mecburi satısı olacağını bildikleri büyük yabancı fonların satışları bitmeden hemen ortaya çıkmak istemeyeceklerdir.
Tekrar ediyorum; Bu yaşanan ya da yaşanacak düşüş ya da düşüşler, hisselerimizin değeri pahalı olduğu için değil, Türkiye’ye yatırım yapılamaz notu verilince, daha evvel yatırım yapılabilir diye tahvil ve hisse alan yabancı fonlar varsa, onlar bu paylarından geri satışlar yapmak zorunda kalacakları için yaşanacaktır. Bu detay çok önemlidir. Çünkü ederi aslında yüksek olan bir değer her an yükselişe geçebilir. Sadece gelecek satışların bittiği ya da azaldığı anlaşılsın yeter.
Şimdi Gelelim Moody’s’e!
Moody’s 21 Eylül’de yaptığı açıklamaları ile bana göre manipülasyon suçu işlemiştir. SPK’nın tebliğine göre yalan yanlış haber ya da bilgilerle piyasayı manipüle etmiştir. Ekim içinde kararımızı vereceğimizi düşünüyoruz demiş ama iki gün sonra 23 Eylül’de not indirmiştir. Darbe şoku atlatıldı diyerek, acaba not değiştirmeyecek mi havası yaratmış, alıcı gelmesine, BIST’in 80.000 seviyesine yükselmesine neden olmuş ama hemen sonra pat diye not indirmiştir. Umarım SPK bu davranışın incelemesini yapar ve müeyyidesini uygular.
Unutmayalım ki, rating kurumları mortgage krizi esnasında bir çok ülkede yaptıkları manipülasyonlar nedeniyle tepkiler çekmişler ve çeşitli cezalar almışlardır.
Şimdi de Eğri Oturup, Doğru Konuşalım!
Peki tüm suç Moody’s’de midir? Tamam Moody’s 21 Eylül’de herkes not indirir mi diye beklerken, yaptığı açıklamalar ile piyasaları bence manipüle etmiştir. Bu konuda bir tereddütüm yok. Ama öncesinde not riskini savuşturmak için yeterince süre vermemiş midir?
Moody’s notumuzu ilk Nisan 2014’de negatif izlemeye almıştır. O tarihe kadar en kısa 18 ayda, en uzun ise 24 ayda kararını açıklayarak, negatif izlemeye aldığı ülkelerin ya notunu indirmiş, ya da yeniden durağana çekmiş iken, 30 ay geçmesine rağmen bizim notumuzu 23 Eylül’e kadar düşürmemiştir.
Peki Arada Biz bu Durumu Düzeltmek İçin Neler Yaptık?
Önce, yani 2014 yılında toplumu iyice germeye başladık.
Sonra kalkıp 2015’de seçime gittik.
Seçimde hükümet kuramayıp koalisyon ortamına mecbur kaldık.
İkinci bir seçime daha gittik.
İkinci seçimde % 49.5 oy almış ve tek başına hükümet kurmuş başbakanı değiştirdik.
Sonra Rusya’nın uçağını düşürüp, Rusya ile bir birimize girdik. Ticaret ve turizmi baltaladık.
Güney doğumuzda PKK terörü nedeniyle şehirlerimizi ablukaya alıp, teröristlerle savaşa başladık.
Ankara ve İstanbul’da canlı bombalar, bombalı araçlar patlamaya başladı. Onlarca can kayıpları verdik.
Sınırlarımızda Kürt kantonları oluşmaya, hem Irak, hem de Suriye’den özerklik açıklamaları gelmeye başladı.
36 yıl sonra hainlerin öncülüğünde darbe kalkışması ile yeniden yüzleştik.
Meclisimiz ordumuza sızmış ve sızmasına göz yumulmuş hainler tarafından bombalandı. Vatandaşlarımızın üstüne ateş açıldı. Tanklarımız, uçaklarımızla kendi insanlarımız öldürüldü.
Ülke iç savaşa sokulup, parçalanmak istendi.
Ülke olağan üstü hal kanunlarına göre kanun hükmünde kararnameler ile yönetiliyor.
Ordu, emniyet, yargı, bürokrasi, belediye, sanatçı, iş adamı, eğitim, sağlık her alanda FETÖ terör örgütünün paralel yapılanmaları ortaya çıktı.
Tüm bunların üstüne, şimdi de Suriye savaşına dahil olduk.
ABD ve diğer bazı söz de müttefiklerimiz, sınırlarımızda yeni haritalar çizmek için çabalıyorlar.
Zaten her gün sınırlarımız içindeki şehitler verirken, şimdi sınır dışı şehit haberlerimiz de gelmeye başladı.
Suriye sınırından geçmek için 41.000 piyade gücümüz sınırda bekliyor.
Cumhurbaşkanımız gerektiğinde Suriye’de daha da ileriye gideceğiz, ne gerekiyorsa yapacağız artık seyirci kalamayız diyor.
Bu esnada hala işsizlik rakamımız % 10.2 seviyesinde. Petrol fiyatlarının düşük olmasına rağmen hala cari açık sorunumuz sürüyor. Dünya çapında kamu yatırımları sürüyor olmasına rağmen, son iki-üç yıldır özel sektör yatırımları neredeyse durma noktasına gelmiş durumda.
Peki şimdi soruyorum size;
Moody’s gerçekten not indirmek için çok mu erken davrandı sizce de? Tüm bu saydıklarım Moody’s’in 30 ay beklediği süre içinde olan gelişmeler değil mi?
Yine de Moody’s not indirmekte bana göre de haksızdır. Dünyanın gelişmiş ülkeleri yıllardır resesyondan çıkamaz iken, saydığım onca dertle uğraşıp, yıllardır kesintisiz büyüyen bir Türkiye vardır.
Avrupa’nın gelişmiş denen bir çok ülkesi ile kıyaslandığında ekonomisi ve kamu borç stoğu çok daha iyi olan, boğaz altında tüp geçitler, otobanlar, köprüler, hava alanları gibi çok büyük kamu alt yapı yatırımlarını çok hızlı bir şekilde yapan, inşaat sektörü her şeye rağmen, yabancı alıcıların da desteği ile ciddi büyüme gösteren, tüm yukarıda saydığım her biri ayrı bir kriz nedeni olabilecek gelişmelerde bile ödeme sorunu yaşamayan, kur ve faiz atağı sınırlı kalan bir ülke olmamıza rağmen, notumuzun düşülmesini gerçekçi bulmuyorum. Notumuzun siyasi baskılarla düştüğü kesin, ama Moody’s kendi ölçüsüne göre fazlası ile süre tanımıştır. Sadece 21 Eylül açıklaması gereksiz ve yanıltıcı bir açıklama olmuştur.
Bakan Mehmet Şimşek, Moody’s konusunda polemiğe girmeden yapılması gerekeni söylemiştir. En kısa zamanda yapısal reformları devreye sokup, cari açığı ve bütçe dengesini kontrol altında tutarak yeniden yatırım yapılabilir ülke notunu almaya çalışacağız demiştir.
Ne Zaman Işığı Görürüz?
Önce not indiriminin artçı etkilerini de yaşayacağız. Yani yatırım yapılamaz ülke olduğumuz için bazı endekslerden çıkarılacağız. Bu nedenle yatırım yapılamaz ülkelere yatırım yapabilen, ama daha düşük yüzdelik paylar ayırmak zorunda kalan fonlar, mevcut Türkiye paylarından azaltıma gidecekler. Bu gelişmelerin her birisi de, bir iki gün içinde olup bitmeyecek. Bir kaç hafta ve aylık zaman dilimi içinde gerçekleşecek. Hatta belki, Moody’s sonrasındaki gelişmeleri kolay göğüsleyemeyecek olursak, belki Fitch’in de not indirimini duyacağız.
Velhasıl tüm bu riskler önce ortamı iyice bir karartacak. Ondan sonra BIST olarak düştüğümüz seviyelerden(ki, ben 70.000 civarı diye düşünüyorum. Bu desteğin de kırılma riskini güçlü buluyorum!) artık yabancıların satacak fonlarının satışları bitti denince yeniden toparlanmaya başlayacağız. 1994 yılındaki benzer örneği ve Bovespa’nın not indirilince yaşadıklarını paylaştığım yazılarımın linklerinde bulacaksınız. Süre hakkındaki düşüncemi de göreceksiniz.
Yeniden düze çıkacağımız süre ve düşeceğimiz alt destek seviyeleri, içeride ve sınır ötemizde yaşanacak tüm gelişmelere, demokrasi ve laikliğe sahip çıkma gücümüze göre değişecektir.
Türkiye’nin karşısına çıkartılan en büyük tehditlerden birisi kredi notumuzdur. Ben her zaman tehdit gibi kullanılan kredi notumuzun düşürülmesinden bir Türk olarak memnun olmasam da hayır görüyorum! Çünkü ellerindeki sona kalan en büyük koz böylece bitmiş olacaktır.
Not indirimi ya da indirimlerinin yansımaları bitince, yatırım yapılabilir notumuz olmadığı halde, Türkiye’nin ödeme krizine girmediği görülecektir. BIST’in her şeye rağmen yine yeni zirvelere yöneldiği de görülecektir. Hatta bu durum görüldüğünde, işte asıl o zaman bize haksız not verenler, mecburen Türkiye’yi kabullenmek zorunda kaldıklarında, yeniden not artışına gitmek durumunda kalacaklardır. O zaman da yeni rekorları konuşuyor olacağız. Ama şimdilik biraz çileye katlanmamız ve sabretmemiz gerekecek.
Bize ülke olarak düşen, en kısa zamanda katma değerli üretimi, doğrudan yatırımları, kendimize yetecek gıda üretimini başarıp, kalıcı bir şekilde enflasyon ve faiz risklerinden kurtulmak, demokrasiye bağlılığımızı sürdürmektir.
Döviz kurlarının olası çıkabileceği seviyeler ve BIST hakkındaki teknik görüşlerimi Destek-Direnç Tablomuzda her gün güncellenen verilerde görebilirsiniz.
Hepinize iyi bir hafta diliyorum.