Utku Altunöz – 08.06.2018
Değerli takipçilerim. Para borsadaki birçok yazımda kredi derecelendirme kuruluşlarının ne denli yanlı ve objektiflikten uzak kararlar aldığını yazmıştım. Benzer şekilde uzun yıllar finansal krizler üzerine çalışan bir akademisyen olarak 2008 küresel krizinin en önemli etkenlerinden birinin de kredi kuruluşlarının vermiş olduğu öznel kararlar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Söz konusu durum bu kuruluşların ne ilk ne de son vukuatları. Finans tarihinde birçok finansal başarısızlığa baktığınızda (Enron vakası vb) bu kuruluşların oyunlarını görebilirsiniz. Ta ki bugün 17 Türk bankasının notunu düşürmesi gibi.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s 17 Türk bankasının notunu düşürdü. Moody’s ayrıca notunu düşürdüğü bankaları da kapsayan 19 finansal kurum hakkında not izleme kararı aldı.
Gelelim akıl almaz nedenlere.
Moody’s not izlemelerin, çalışma ortamının daha fazla bozulma ihtimali ve bunun bankaların bağımsız kredi gücü üzerindeki etkisine, yabancı sermayeli bankaların iştiraklerine verdiği destekteki değişimlere ve Moody’s’in 1 Haziran’da Türkiye’nin “Ba2” seviyesindeki kredi notunu, gelecek dönemdeki makroekonomik politikalara yönelik belirsizlik gerekçesiyle izlemeye aldığını açıklamasının ardından hükümetin destek kapasitesindeki zayıflamaya odaklanacağını belirtti. Türkiye’deki çalışma ortamının, özellikle de piyasa fonlaması açısından kötüleştiğini söyledi.
Moodys’den yapılan açıklamada “Bu olumsuz gelişmeler, öncelikle makroekonomik politikanın gelecekteki yönü ile ilgili belirsizliği yansıtarak, özellikle yatırımcı güveninin zedelemesiyle ortaya çıkıyor. Bankaların döviz cinsi finansman maliyeti, 10 yıllık devlet tahvil getirisinin Ocak 2018 ile mayıs ayı sonlarında yaklaşık 300 baz puan artmasının ardından bu yıl önemli ölçüde genişledi. Ayrıca, TL aynı dönemde dolar karşısında yaklaşık yüzde 24 değer kaybetti.
Peki bu sayılan gerekçeler, söz konusu kararları diğer ülkeler için bu kadar rahatlıkla alabiliyor mu? Daha birkaç gün evvel Türkiye’nin kredi notunu “Ba2″ye düşürerek Brezilya, Hırvatistan, Gürcistan, Azerbaycan ve Kosta Rika ile aynı grupta sınıflandırırken, ekonomik göstergeler kararın “siyasi” gerekçelerle alındığı görüşlerini destekliyor. 2017’de 49 milyar lira kâr yapan bir sektörden bahsedildiğinde sektörün güçlü ve zayıf yönlerini sıralamak istiyorum
Zayıf yönler
- Düşük yurtiçi tasarrufları.
- Yüksek meblağlı kısa dönemli dış borçlar ve az gelişmiş borç piyasası nedeniyle gergin fonlama pozisyonları.
- Gelişmiş ülkelere göre kişi başı milli gelirin düşük oluşu.
- Ticari kredilerin yüksek oluşu ve döviz hareketleriyle oluşan dolaylı kredi riskleri.
- Kaynak ve aracılık maliyetlerinin yüksek oluşu.
- Yüksek kayıt dışı ekonomi
Güçlü yönler
- İtibarlı yabancı sermayenin bankacılık sektöründeki yatırımları.
- Türk iş liderlerinin krizli dönemlere adaptasyon hızı ve kriz yönetme becerilerinin yüksekliği.
- Genç ve nitelikli iş gücünün sürekliliği.
- Teknolojik gelişmelere uyum ve teknolojinin finans sektöründe küresel standartlarda kullanılıyor olması.
- Yüksek likidite, aktif kalitesi, güçlü sermaye ve düşük kaldıraç oranı.
- Düşük penetrasyon oranı ve güçlü büyüme potansiyeli.
TAKTİR SİZLERİN…