Mahfi Eğilmez – 25.09.2015
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, son toplantısında faizleri artırmadı. Artırması gerektiğinin farkında ama artıramıyor. Farkında olduğu nereden belli? (1) Ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yüzde 9’un üzerine çıkardı. (2) Piyasa yapıcısı bankalara yaptığı indirimli faizle borç verme uygulamasını kaldırdı. Bu iki hamleyle kimseye çaktırmadan faizi artırmış oldu. İyi güzel de bir merkez bankası para politikasının en önemli aracı olan faiz politikasını kimseye çaktırmadan ne kadar uygulayabilir ki? Sonunda gelip limite dayanacak. O zaman ne yapacak?
Fed’in faizi artırmama kararına karşın dünya da dolar prim yapmaya devam ediyor. Bu gelişme TL’ye karşı da yaşanıyor. Bunun sonucu olarak Türkiye’de faizler yükseliyor. Tahvil, bono faizi yüzde 11’in üzerinde, bankaların mevduata verdiği faiz yüzde 12’yi buldu, bankaların kredi faizleri yüzde 15’i aştı. Buna karşılık Merkez Bankası yüzde 7,5 gecelik fonlama faizi ve yüzde 10,75 haftalık repo faizi arasında yüzde 9 dolayında oluşturduğu ağırlıklı ortalama fonlama maliyetiyle devam ediyor. Ve bu yolda devam ederken kurların hiç değilse seçime kadar daha da fazla sıçramaması için dua ediyor. Biz de buna büyük buluş diye bakıp duruyoruz.
Aşağıdaki grafik yılbaşından bu yana TCMB’nin politika faizini (haftalık repo ihalesi faizi, PF), ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini (OFOM) ve piyasada oluşan gösterge tahvil faizini (GF) gösteriyor. Gösterge faiz ile TCMB’nin arası giderek açılıyor.
Acaba bu durum böylece seçime kadar idare edilebilecek mi? Beklemek ya da karar almak! İşte bütün mesele.