Bir ülkenin uluslararası rezervleri, merkez bankasının döviz ve altın rezervleriyle bankaların döviz rezervlerinden oluşur. Resmi rezervler ise sadece merkez bankasının döviz ve altın rezervini ifade eder.
Merkez bankaları; para ve kur politikalarını desteklemek, piyasalara güven vermek, ülkelerin döviz cinsi üzerinden iç ve dış borç servisini gerçekleştirmek, dışsal şoklara karsı gerekli döviz likiditesini bulundurmak için döviz biriktirir. Bu birikime döviz rezervi denilir.
Döviz rezervleri brüt döviz rezervi ve net döviz rezervi olarak ikiye ayrılmaktadır. Merkez bankasının elindeki dövizlere ‘brüt döviz rezervi’ deniliyor. Brüt döviz rezervinin içinde bankaların tuttukları mevduata karşılık yatırdığı zorunlu karşılıklar ve bankalar ile yaptığı takaslardan (swap) elde ettiği döviz de bulunuyor. Bu zorunlu karşılıkları çıkardığımızda net döviz rezervi ortaya çıkıyor.
Döviz rezervleri konusunda bilinmesi gereken kavramlardan sonra, “Bir ülkenin merkez bankasının döviz rezervleri piyasalar ve yatırımcılar açısından ne ifade etmektedir?” sorusunun cevabını verelim.
Merkez bankasının döviz rezervi tutmasının nedenleri
- Finansal ve reel sektörün döviz ihtiyacını karşılamak
- Gerektiği hallerde kura müdahale etmek ( Döviz tırmanışını engellemek )
- Döviz cinsinden iç ve dış borç trafiğini yönetmek
- Piyasalara güven vermek
- Borç veren kurumlara güven vermek
Yukarda saydığımız nedenler merkez bankasının rezervlerinin iç ve dış piyasalar, yerli ve yabancı yatırımcılar açısından önemini ifade etmektedir. Yabancı yatırımcılar, ülkede döviz sıkıntısı veya devalüasyon olduğunda, misafir oldukları ülkeden çıkmak için ihtiyaç duydukları şartlara yetecek kadar güvence ararlar. Bunun için de net döviz rezervine bakarlar.
Özellikle gelişmekte olan ülkeler rezervlerini yüksek tutarak iç ve dış piyasalarda güven oluşturmak isterler. Bu konuda Çin Merkez Bankası ilk sıradadır. Bunun yanında Amerika, İngiltere,Almanya gibi ülkelerin paraları uluslararası piyasalarda kullanıldığı için rezervlerini yüksek tutma gereği hissetmezler.
Merkez Bankasının Rezerv Büyüklüğünün Ölçüsü
Bu ölçü ülkelerin durumuna göre değişiklik göstermektedir fakat IMF tarafından ülke rezervinin yeterliliği için kullanılan yaklaşımda, döviz rezervlerinin en az üç aylık ithalat tutarını karşılaması gerekliliği kabul görmektedir.
Kısa vadeli borçlara oranla rezerv yeterliliğini değerlendiren yaklaşımda ise, döviz rezervlerinin kısa vadeli dış borçlara oranının en az 1 olması arzu edilmektedir. Bunun da sebebi yukarda da bahsettiğim gibi borç veren kurumlara güven verebilmek ve alınacak borçların geri ödenmesinde herhangi bir problem yaşanmayacağının gösterilmesidir.
Türkiye’deki Durum
Türkiye’nin son on sekiz yıldaki döviz rezervlerine baktığımızda, aşağıdaki tablo karşımıza çıkmaktadır.
Tablodan anlaşılacağı üzere, 2014 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının rezervleri azalmaktadır.
Rezervleri azalan bir merkez bankasının yabancı yatırımcıları(sıcak para) ülkeye çekme açısından güven problemi yaşanmasına sebep olacaktır. Ülkenin borç aldığı ülke veya kurumların saysısında azalma meydana getirecektir. Geri ödenme konusunda tereddüt yaşayan ülke ve kurumlar borç vermekten uzak duracaklardır. Son günlerde Döviz TL kurunda yaşanan hızlı artışlara gerekli ve yeterli müdahaleleri yapamayacaktır.
İsmail CEBECİ
Bağımsız Denetçi Yardımcısı
E-mail: cbcisml@gmail.com