Mahfi Eğilmez – 22.02.2015
Tuhaf bir durum
Salı günü Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplanıyor. Konuyla hiç ilgisi olmayanlar bile bu toplantıya odaklanmış görünüyor. Merkez Bankası’nın faizi konusunda toplumdaki çok az kişinin yeterli teknik bilgisi olmasına karşın konu, siyasete alet edilen her şeyde olduğu gibi, tutulan tarafa göre üzerinde düşünce açıklanan bir konuya dönüşmüş bulunuyor. Hemen her zaman olduğu gibi toplum, Merkez Bankası faizi indirsin ve indirmesin diyenler arasında ikiye bölünmüş durumda. Konu üzerine düşünce açıklayan kişilere: “Merkez Bankasının indirmesini ya da indirmemesini savunduğunuz faiz neyin faizidir?” sorusunu sorsak alacağımız yanıtların tuhaflığını anlatmaya sayfalar yetmez. Bu kadar teknik bir konuda taraf tutulmasının tuhaflığından daha da şaşırtıcı olan konuyu bilen teknisyenlerin çoğunun da benzer bir yaklaşımla görüş açıklamaları.
Şimdi gelelim durum saptamasına. Toplantı öncesinde görünüm nasıl? Eldeki veriler bize neyi anlatıyor? Geleceğe ilişkin beklentiler neler söylüyor? Önce Şubat ayında neler olduğuna bir bakalım.
Şubat ayında yaşananlar ve ekonomiye etkileri
Merkez Bankası bir önceki toplantısında politika faizini yüzde 8,25’ten 7,75’e indirdi. Bu indirim siyasal iktidar tarafından yetersiz bulunduğu için beğenilmedi ve ağır şekilde eleştirildi. Bunun üzerine Merkez Bankası, Ocak ayı enflasyonu, yıllık enflasyonda 1 puandan fazla düşüşe neden olursa 24 Şubatı beklemeden toplanıp faizi tekrar indireceğini açıkladı. Ocak ayı enflasyonu yüzde 1,10 çıkıp da yıllık enflasyondaki düşüş 1 puanın altında kalınca Merkez Bankası bir açıklama daha yaparak erken toplantı yapmayacağını belirtti. Bu açıklama siyasal iktidarca yeniden eleştiri konusu yapıldı.
Şubat ayı boyunca kurlar yüksek seyretti. Sepet kur Şubat süresince 2,62 – 2,65 aralığında kaldı.
Brent petrolün fiyatı, önceki aylarda yaşanan düşüşlerden sonra Şubat ayında yükselişe geçti. Ocak ayı boyunca 50 USD’nin altında seyreden Brent petrolün varil fiyatı, Şubat ayında 50 USD’nin üzerinde seyretti, zaman zaman 60 USD’yi aştı.
Şubat ayında petrol ürünlerine zam yapıldı.
Ay boyunca faizle ilgili olarak Merkez Bankası’na yönelik eleştirel/baskı kurucu söylemler devam etti.
Bütün bu gelişmelere bağlı olarak gösterge faiz yüzde 8’in hep üzerinde seyretti.
Rusya, Ukrayna’da ateşkes ilanına yanaştı ve ateşkes gerçekleşti. Fed, faiz konusunda net bir tavır belli etmedi. Yunanistan sorununda belirli bir uzlaşmaya varıldı. Dışarıya ilişkin bu üç gelişme havayı biraz olsun yumuşattı. Dışarıdan kaynaklanan bu yumuşamaya karşılık içeride faiz tartışmaları hem kurun hem de faizin daha da yükselmesine neden oldu.
Şubat ayında beklenen enflasyon
Her ne kadar Merkez Bankası geleceğe ilişkin kararlar almak durumunda olsa da arkadan gelen enflasyona da yan gözle bakmak durumundadır. Yıla girdiğimizde hepimiz bu yılın ilk 4 ayında enflasyonun düşeceğinden emindik. Çünkü 2014 yılının ilk 4 ayında 4,9 puanlık bir enflasyon oluşmuştu. Bu yılın ilk 4 ayının sonunda bu 4,9 puan endeksten çıkacak yerine bundan daha düşük bir enflasyon girecek ve dolayısıyla Mayıs ayına girilirken yıllık enflasyon yüzde 6’nın altına gerilemiş olacaktı. Bir başka deyişle ortada matematiksel bir gerçek vardı. Eğer kurlarda sıçrama olmazsa, petrol fiyatı tersine dönmezse, dışarıdan gelecek beklenmedik etkiler olmazsa bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadan enflasyon düşecekti. Dolayısıyla bu gerçek çerçevesinde faizleri de yavaş yavaş indirerek hem bu düşüşe hazırlık yapmak hem de beklentileri olumlu yönde etkilemek mantıklı olacaktı. Merkez Bankası da bu nedenle Ocak ayındaki toplantısında faizi 0,50 puan indirmişti.
Ne var ki gelişmeler beklendiği gibi olmadı. Kurlar yükseldi, petrol fiyatı arttı, içeride petrol türevlerinde fiyat artışları yapılması kaçınılmaz oldu. Geçen yılın Şubat ayında aylık enflasyon yüzde 0,43 olmuştu. Bu oran geçen yılın ilk 4 ayının en düşük oranıydı. Bu Şubat’ta bu oranın oldukça üzerinde bir enflasyon oluşması bekleniyor. Dolayısıyla Şubat ayında yıllık enflasyonda düşüş bir yana artış olması kaçınılmaz görünüyor.
Merkez Bankası ne yapmalı?
Genellikle yapılan tartışmalar Merkez Bankası’nın ne yapması gerektiği değil ne yapacağı yolunda yoğunlaşıyor. Ben Merkez Bankası’nın böyle bir ortamda ne yapması gerektiği konusundaki düşüncemi yazacağım. Bana sorarsanız Merkez Bankası’nın ne yapacağını tahmin etmek iktisatçıların değil falcıların işidir.
Yukarıda sıraladığım gelişmeler ve eldeki veriler bana Merkez Bankası’nın bu toplantıda hiçbir şey yapmaması gerektiğini söylüyor. Yıllık enflasyonun artış göstereceği bir ayda Merkez Bankası’nın faiz indirmesinin yanlış olacağını düşünüyorum.
Buna karşılık eğer kurlar ve petrol fiyatı istikrara kavuşursa Mart ayında geçen yılın yüzde 1,13 ve Nisan ayında geçen yılın yüzde 1,34’lük enflasyon oranları sepetten çıkacağı için faiz indirimi için fırsatlar çıkacaktır.
Merkez Bankasının Faiz Açmazı
Merkez Bankasının Salı günü toplantı sırasında karşı karşıya bulunacağı durumu üç alternatifte özetleyen tabloyu aşağıda sunuyorum.
TCMB | Faizi indirmezse | Faizi 0,25 – 0,50 indirirse | Faizi 0,75 + puan indirirse |
Hükümet | Eleştirecek | Eleştirecek | Eleştirmeyecek |
Yabancı yatırımcı | Normal karşılayacak | Şubat TÜFE’yi bekleyecek | Olumsuz karşılayacak |
Göstergeler | |||
Kurlar | Düşecek | Başlangıçta yükselecek | Hızlı yükselecek |
Piyasa faizi | Düşecek | Başlangıçta yükselecek | Hızlı yükselecek |
Enflasyon | Şubatta yükselecek | Şubatta yükselecek | Şubatta yükselecek |
CDS Primi | Düşecek | Aynı yerde kalabilir | Yükselecek |
Son sütundaki alternatif yaratabileceği sonuçlar dikkate alındığında akıllıca bir seçim gibi görünmüyor. Yeşile boyalı alternatif ise kimsenin işine yaramayacak, baskıları da hafifletmeyecek bir alternatif. Bu çerçevede Merkez Bankasının seçmesi gereken alternatif ilk sütundaki alternatif olmalı.