Mahfi Eğilmez – 11.03.2013
Para politikası uygulaması
TCMB’yi son dönemde uyguladığı para politikası açısından başarılı buluyorum. Özellikle de faiz politikası çerçevesine sıkışmış olan para politikasını, alt politika araçları açısından çeşitlendirmesini, zorunlu karşılıkları ve onun iç dağılımını (rezerv opsiyon katsayısı uygulamasıyla) değiştirmeyi bir araç olarak öne çıkarmasını özgün bir uygulama olarak doğru buluyorum.
Bağımsızlık meselesi
Günümüz merkez bankacılığında özellikle amacın yasayla belirlendiği bir ortamda, bağımsızlığın, araç bağımsızlığı olduğu genel kabul görüyor. Gerçekten de pek çok merkez bankası yasaları gereği fiyat istikrarını korumayı amaç edinmiş durumdalar. Bu durumda bu amaca ulaşmak için uygulanacak para politikası araçlarının seçimi konusunda serbest bırakılmaları gerekiyor. Günümüzde merkez bankası bağımsızlığı kavramı bu çerçeveye oturmuş görünüyor.
TCMB’nin durumunu da özetleyen böyle bir çerçeveden baktığımızda TCMB’nin tam anlamıyla bağımsız olduğunu söyleyebilir miyiz? Bu aşamada bu sorunun yanıtını vermemiz çok zor. Çünkü faizlerin indirilmesi ya da en azından olduğu yerde bırakılması gereken bir aşamadayız. Faizlerin artırılması gerektiğinde TCMB faizleri artırabilecek mi? Bu sorunun yanıtı TCMB’nin bağımsız olup olmadığını bize gösterecek kadar önemli.
TCMB’ye yönelik siyasal eleştiriler
Amacının yasalarla belirlendiği bir merkez bankasına yöneltilebilecek eleştiriler merkez bankasının o amaca ulaşıp ulaşmadığı ya da o amaca ulaşacak politika araçlarını doğru uygulayıp uygulamadığıyla sınırlı olmalıdır. Merkez bankasına fiyat istikrarını sağlamayı yasal görev olarak verdikten sonra ekonomik büyümeyi niçin gerçekleştiremediği ya da işsizliği niçin çözmediğini sormak en hafif ifadeyle doğru olmaz.
TCMB’ye yöneltilebilecek eleştiriler, yasada yer alan fiyat istikrarını sağlama amacına niçin ulaşamadığı konusunda yöneltilebilir. Enflasyon hedeflemesi uygulayan ve hedefi yüzde 5 olarak belirlemiş olan bir merkez bankasının bu hedefe karşın niçin yüzde 6’da kalındığının hesabını vermesi gerekir. Ki yasa bunun da yollarını göstermiş, bu gibi durumlarda TCMB’nin neler yapacağını açıklamıştır.
TCMB’nin yumuşak karnı
Ben TCMB’nin yumuşak karnının faiz politikası olduğunu düşünüyorum. Çünkü hükümetin faiz konusuna yaklaşımı bilimsel değil ideolojik. Böyle bir durumda, içinde bulunduğumuz gibi bir konjonktürde faizleri düşürerek faiz politikası uygulamak kolaydır. Çünkü faizleri düşürmek hükümetten takdir alıyor. Gün gelip işler tersine döndüğünde yani enflasyonist eğilimler yeniden canlandığında faizleri artırmak gerektiğinde ne olacak onu bilmiyorum. Bu dediğim konusunda TCMB’nin de benim gibi bu işin hiç de zor olmayacağının bilincinde olduğunu sanıyorum. Böyle bir durumda ne kadar yan araç icat edip uygulamaya konulmuş olsa da en önemli aracın ideolojik nedenlerle farklı yönde kullanılamaz hale gelmiş olması bir merkez bankası için çok sıkıntılı bir durumdur.
Bağımsızlık yasaya yazmakla olmuyor. Asıl olan uygulamadır. Bugüne kadarki siyasal eleştiriler TCMB’nin bağımsızlığının hazmedilemediğini gösteriyor. Ama asıl sınav ileride faiz politikasını ters yönde uygulamak gerektiğinde verilecek.