Utku Altunöz – 08.03.2018
Değerli takipçiler. Son yapılam toplantıda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı sonucunda faiz kararını açıkladı. Merkez politika faizini yüzde 8 seviyesinde sabit tuttu. Öte yandan geçtiğimiz Aralık ayında yarım puan artırılarak 12,75’e çıkan geç likidite penceresi (GLP) borç verme faizi de değiştirilmedi. Ayrıca epo faizini yüzde 8, faiz koridorunun üst bandı olan gecelik borç verme faizini yüzde 9.25, faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borçlanma faizini de yüzde 7.25, geç likidite penceresi (GLP) borç verme faizini yüzde 12.75’te bıraktı.
Önceki yazılarımda da belrittiğim gibi Merkez bankası’nın politikalarını daha iyi değerlendiriebilmemiz için şu kavramları ve ne anlama geldiklerini iyi bilmemiz gerekiyor.
Haftalık repo faizi: MB’nin ana fonlama aracı ve politika faizi. Merkez bu oranı uzun süredir kullanmıyor.
Geç Likidite Penceresi: Piyasayı fonlama faizi. Son dönemde MB sürekli bu faizi kullanıyor.
Gecelik borç alma faizi: MB’nin piyasada fazla likidite olduğu durumda taahhüt ettiği asgari faiz. Şu anda hiç kullanılmayan bir oran.
Gecelik borç verme faizi: Bankaların fonlamanın yeterli kalmaması durumunda başvurdukları gecelik fonlama faizi. TCMB’nin gecelik borç verme oranının üst limiti marjinal fonlama oranı olarak da anılmaktadır.
Karar sonrası 3,80’in hemen üzerinde seyreden dolar/TL kurunda herhangi bir hareket yaşanmadı. Euro ise 4,72’li seviyelerden el değiştiriyor.
Burada asıl soru TCMB’nin hala neden faiz indirimi yapmadığına gelen eleştirilerdir. Söz konusu eleştirilerin gelebileceği ihtimaline karşı TCMB aslında gereken cevabı açıklama metninde vermiş görülüyor. Enflasyon raporunda yer alan “Para politikası açısından geçici oynaklıklardan ziyade temel fiyatlama davranışları belirleyici olacak. Enflasyon dinamiklerinde genele yayılan ikna edici bir düşüş gerçekleşinceye kadar sıkı duruşumuzu koruyacağız” cümlesinde daha net görmek mümkün. Bu açıklamada TCMB’nin enflasyondaki durumda kafasını netleştiremediğini söyleyebiliriz. Bu konuda TCMB ye hak vermemek mümkün değil. Unutulmamalıdır ki enfalsyonist ortamdaki iyileşmenin uzun süreli ve kalıcı olması öncelikli arzulanan durumdur. Bununla birlikte Temel fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı tersine çevirici olması gerekmektedir.
Enflasyonda Baz Etkisi
Birçok ekonomist enflasyondaki düşüşte büyük oranda baz etkisinin rol oynadığını idda etmektelerdiğer bir ifadeyle enflasyon hesaplanırken geçen yılın aynı ayında oluşan aşırı yüksek aylık fiyat artışlarının yerini bu yıl daha düşük rakamların alması durumuna odaklanıyorlar. Pazartesi açıklanan aylık yüzde 0.73’lük şubat tüketici fiyat artışı geçen yılın aynı ayındaki 0.81’den düşük olmasına rağmen altı yılın ortalaması olan yüzde 0.45’ten oldukça yüksek. Bu örnekten de anlaşılacağı gibi enfasyonun düşüş sürecine girdi demek oldukça büyük bir iyimserlik olur. Yurtiçi üretici fiyatlarındaki fahiş artışın iki kaynağı var; ara malı ve sermaye malı üretimindeki fiyat artışlarındaki yüzde 20’lik ivme devam ediyor.Yılın ileriki aylarındaki enflasyon sonuçları umarım bizleri haksız çıkarır.