Mahfi Eğilmez – 16.01.2017
TCMB’nin Faizleri
Bir hafta vadeli repo işlemlerine uygulanan faiz (politika faizi): TCMB, 1 hafta vade ile repo ihalesi açıyor, bankalar ellerindeki tahvil ve bonoları TCMB’ye verip karşılığında para alıyorlar ve vade sonunda parayı iade edip kâğıtlarını geri alıyorlar. TCMB bu araçla banka ve finans kurumlarının piyasada uyguladığı faiz oranlarını, bankalardan alınan kredilerin miktarını, hisse senedi ve döviz gibi varlıkların fiyatlarını etkileyebiliyor. Bu işlemde faiz oranı bugün itibariyle yıllık % 8,00 olarak uygulanıyor. Merkez Bankası geçen hafta bu ihaleleri iptal etti.
Gecelik işlemlerde uygulanan faizler: TCMB’nin, gecelik olarak borç almak ya da gecelik olarak borç vermek isteyen bankalara uyguladığı faize bu ad veriliyor. TCMB, bu yolla ikincil piyasada oluşan kısa vadeli faiz oranlarını, döviz kurlarını ve kredilerin büyüme hızını etkileyebiliyor. TCMB’nin gecelik borç almada uyguladığı faiz oranı bugün için yıllık % 7,25, gecelik borç vermede uyguladığı faiz oranı yıllık yüzde 8,50.
Geç likidite penceresi faizi: Hesaplarını kapatmak ya da ellerinde bulunan parayı borç vermek için son ana kadar bekleyen bankalara uygulanan faiz oranlarına verilen addır. Bu uygulamada saat 16.00 ile 17.00 arasında TCMB’ye gecelik borç vermek isteyenlere yıllık % 0, gecelik olarak TCMB’den borç almak isteyenlere yıllık % 10,00 faiz uygulanıyor. Bu uygulamaya konu olan bankalar eskiden sıkıntılı banka olarak kabul edilirdi.
Reeskont kredisi ve avans faizi: Vadesi henüz gelmemiş olan alacak senetlerinin kabulü karşılığında verilen kredilere reeskont kredisi deniyor. Bankalar kredi açarken şirketlerden bu krediye karşılık alacak senetleri alıyorlarsa bunları genellikle iskonto ederek alırlar. Daha sonra likidite ihtiyacı duyan banka bu senedi TCMB’ye yeniden iskonto edilerek krediye dönüştürülmek üzere verir. TCMB uygulamada vadesine en çok üç ay kalmış olan senetleri reeskonta kabul ediyor ve bu yolla açacağı kredilere yüzde 8,75 faiz uyguluyor. Avans uygulamasında bankalar Devlet Tahviline dayalı borç senedi düzenleyerek TCMB’ye veriyor ve karşılığında kredi alıyor. TCMB, bu şekilde avans olarak açtığı krediler için de yüzde 9,75 faiz uyguluyor.
İhracat reeskont kredisi faizi: İhracatçılara uygun maliyetli kredi sağlamak amacıyla TCMB’nin Türk Eximbank’a ve diğer bankalara tanıdığı limit dahilinde kullandırılan kredilere ihracat reeskont kredisi, bu krediye uygulanan faize de reeskont faizi deniyor. TCMB bu kredileri açtığı Türk Eximbank ve bankalardan tahsil etmekte, kredi kullanan şirketler ise ödeme açısından Türk Eximbank ve bankalara muhatap olmaktadır.
Faiz koridoru: TCMB’nin Gecelik Borç Alma Faizi (% 7,25) ile Gecelik Borç Verme Faizi (% 8,50) arasındaki açıklığa Faiz Koridoru deniyor.
Merkez Bankası Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti: Merkez Bankasının bankaları fonlamada kullandığı iki temel araç; gecelik fonlama (gecelik borç verme) ile haftalık fonlamadır (haftalık repo ihalesi yoluyla borç verme.) Bu iki araçla yapılan fonlamanın miktarlara göre ağırlıklandırılmasından bulunan faiz ortalamasına da Merkez Bankası Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti deniyor. Aslında Merkez Bankası’nın piyasayı fonlamakta kullandığı gerçek faiz budur. Bu maliyet ya da faiz 2016 yılında ortalama olarak yüzde 8,37 idi.
Faiz Politikası
Faiz politikası, merkez bankalarının bankalara uyguladıkları faizlerde yaptıkları düzenlemeler yoluyla piyasa faizlerini, dolayısıyla parasal işlemleri ve oradan hareketle piyasaları ve ekonomiyi etkilemeyi sağlayan bir politikadır. Para politikasının en etkin aracıdır.
Yukarıda sayılanlardan (istisnai hallerde uygulanan geç likidite penceresi faizini bir yana bırakırsak) hepsinin derece derece ekonomi ve piyasalar üzerinde etkilerinin olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin TCMB’nin haftalık repo faizini yüzde 8,00’den 8,50’ye yükseltmesi ya da gecelik fonlama faizini (borç verme) yüzde 8,50’den 9,00’a yükseltmesi halinde bu fonlardan yararlanan bankaların ortalama maliyetleri yükseleceği için ister istemez kredi faizleri de yükselecek ve bu gelişme kredi kullanımında bir daralmaya yol açacaktır. Tam tersine eğer merkez bankası ekonomide genişlemeye yol açmak istiyorsa o zaman piyasaya daha fazla likidite sunmak amacıyla bu faizleri düşürme yoluna gidecektir. Benzer bir durum reeskont kredisi ve avans faizlerinde de geçerlidir. TCMB, bu faizleri düşürerek ekonomide genişlemeye, artırarak ekonomide daralmaya yol açabilir. İhracat reeskont kredisi faizi ise ihracatı artırma ve teşvik etmek amacını güttüğü için daha çok dış dengeyle ilgili sonuçlar verir. TCMB’nin bu faizi düşürmesi ihracatın daha fazla desteklenmesine yol açar.
TCMB’nin İzlediği Faiz Politikası
Bugüne kadarki uygulamalarına baktığımızda, TCMB’nin, faizleri düşürmek konusunda konvansiyonel politikaya uygun yani faizi doğrudan düşürmeye yönelik uygulama yaptığını görüyoruz. Eğer ekonomide bir daralma ortaya çıkmış ve enflasyonda da yukarı yönlü bir baskı yoksa o zaman TCMB, faiz politikasını, doğrudan faizlerini düşürerek uyguluyor. Buna karşılık sıra faiz artırmaya geldiğinde TCMB faiz politikasını doğrudan uygulamakta sıkıntı çekiyor ve çoğunlukla dolaylı şekilde kullanmayı tercih ediyor.
2017 yılının ilk 10 gününde USD/TL kuru 3,52’den 3,94’e kadar yükseldi. TCMB bu gidiş karşısında faiz politikasını doğudan uygulamaya koymak yerine döviz zorunlu karşılıklarını düşürmek ve bu yolla piyasaya döviz likiditesi bırakmak, TL likiditesini sıkıştırmak ve haftalık repo ihalelerini iptal etmek yolunu seçti. Bu yollarla bankaları yüzde 8 faizli haftalık borçlanmadan mahrum bırakarak yüzde 8,50 faizli gecelik borçlanmaya yöneltti. Bu adımlardan tam sonuç alamayınca bu kez TL likiditeyi daha da sıkıştırarak bankalara istisnai zamanlarda kullanılacak olan geç likidite penceresini kullanma yolunu önerdi. Böylece bankalar eskiden haftalık repo ihalesinden yüzde 8,00 ve gecelik borçlanma imkânından yüzde 8,50 faizle (2017 başlarında ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 8,30 dolayındaydı) borçlanmak yerine yüzde 8,50 faizle gecelik borçlanmaya ve yüzde 10 faizle geç likidite penceresinden borçlanmaya yöneltmiş oldu. Bu durumda bir süre sonra bankaların TCMB’den fon kullanma ortalama maliyetleri yüzde 8,30’lardan yüzde 9,25’e doğru yükselmiş olacak. Hatta gecelik borç verme imkânını da sınırlama yolunda adım atmaya başladığı dikkate alınırsa yüzde 9,50 düzeyine yükselecek. Bu, eskiye göre bankaların TCMB’den kullandıkları imkânın (9,50 – 8,30 =) 1,20 puan daha pahalı hale gelmesi demek. Bu durumda bankalar bu maliyeti ister istemez kredi faizlerine yansıtacaklar.
Benzer bir uygulama 2013 yılının son Para Politikası Kurulu toplantısında da yaşanmıştı. TCMB, faizlerde görünürde bir değişikliğe gitmese de parasal sıkılaştırma adı altında bir haftalık repo ihalesiyle sağladığı fonlamayı 10 milyar TL’den 6 milyar TL’ye düşürmüş, bu yolla haftalık repo ihalesiyle fon sağlayan bankaları gecelik fonlamayla likidite bulmaya yöneltmişti. Bu kararla Merkez Bankası’ndan fonlama sağlayan bankaların ortalama fonlama maliyeti yükselmişti. Böylece TCMB, faizleri doğrudan artırmasa da dolaylı olarak artırmıştı. Bu uygulamadan bir ay kadar sonra 28 Ocak 2014’de TCMB, politika faizini yüzde 4,50’den 10’a, gecelik borç verme faizini de yüzde 3,50’den yüzde 8’e artırmak zorunda kalmıştı.
Piyasada örtülü faiz artışı denilen bu tür dolaylı faiz artırımlarının siyaset açısından faizi artırmamış görünme gibi bir yararı olabilir. Ne var ki bu tür uygulamalar TCMB’nin faiz politikasını serbestçe kullanamadığı yani araç bağımsızlığına sahip olmadığı izlenimi doğuruyor ve piyasada daha büyük istikrarsızlıklar doğmasına yol açıyor.
Hatada ısrar ederek doğruyu bulmak mümkün değildir.