“Doğruyu söyleyeni, dokuz köyden kovarlar.” Varsın, kovsunlar siz kendi bildiğinizden, birilerine yaranmak uğruna kaçınmayın. Belki popüler olmazsınız ancak faydalı olmanın getirdiği iç huzura da paha biçilemez…
Senelerdir popüler ana akım iktisatçıların diline adeta pelesenk olmuş bir laf vardır: Merkez bankası bağımsızlığı… Bu sözü de hep ABD merkez bankası Fed’in “muhteşem iletişimi”, Ortodoks ekonomi politikalarının ne denli “rasyonel” olduğu gibi meşhur betimlemelerle süslerler.
Az sayıda ve fazla popüler olmayan bir grup ekonomi yazarından biri olarak naçizane ben de bunun tam olarak böyle olmadığını; ekonomi politikasından daha doğrusu politikadan bağımsız bir merkez bankası olmayacağını son birkaç yıldır yazılarımda sıklıkla dile getirdim.
Trump’tan muhteşem Fed iletişimi!
“ ABD Başkanı Donald Trump, merkez bankasının belirsiz bir süre için ara verdiği bir dönemde, Fed’in faiz oranlarını düşürmesini istediğini söyledi ve para politikasını, onu belirlemekle görevli olanlardan daha iyi anladığını savundu.” 23 Ocak tarihli Reuters haberinde ABD Başkanı Trump’ın Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmadan alıntı bu cümle, Fed’in muhteşem iletişiminin ya da sözlü yönlendirmesinin yerini neyin aldığını göstermektedir.
Bu hafta Çarşamba günü Fed’in faiz kararını karşılayacağız. Öncesinde Trump’ın politikalarının enflasyonist olacağı endişesi bankanın bu sene en fazla iki faiz indirimi yapabileceği hatta bir artışın bile masada olduğunu fiyatlıyordu. Bu açıklamanın ardından beklentilerin de yeniden şekillendiği söylenebilir. Hatta ağırlıklı beklenti bu hafta değişiklik olmaması yönünde olmasına karşın, bir indirim gelirse de hiç şaşırtıcı bulmayacağımı ifade etmek isterim.
Fed, Trump’a pabuç bırakır mı bırakmaz mı yaşayarak göreceğiz ve fakat para politikası odaklı ekonomi yönetiminin sonuna gelindiği rahatlıkla söylenebilir.
Arjantin’in not artışı, AFD & Musk ve Kolombiya-ABD göçmen hesaplaşması
Cuma akşamı Moody’s’ten beklenen not artışı gelmedi ancak kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin kredi notlarının, ülkenin büyük, çeşitlendirilmiş ve dirençli ekonomisi, ılımlı kamu borç yükü ve iyileşen para ve makroekonomik politika etkinliğiyle desteklendiği aktarıldı. Bilindiği üzere Türkiye’nin kredi notu halen bu kuruluşlar tarafından yatırım yapılabilir seviyenin altında. Bu arada Arjantin’in kredi notunun arttırıldığını belirterek, yorumu size bırakıyorum.
Diğer taraftan haftaya enteresan bir göçmen-tarife hesaplaşmasıyla başladık: Beyaz Saray daha önce, Kolombiya’nın sınır dışı edilen göçmenleri taşıyan iki ABD askeri uçağının inişine izin vermeyi reddetmesinin ardından Kolombiya ithalatına yüzde 25’lik acil bir vergi uygulayacağını söyledi, ancak daha sonra Güney Amerika ülkesinin Trump’ın şartlarını kabul ettiğini söyleyerek bu kararı iptal etti.
Henüs teslim bayrağını çekmeden önce Kolombiya Devlet Başkanı Petro, son derece duygusal bir manifestoyla (….Kolombiya artık kuzeye bakmayı bırakıyor, dünyaya bakıyor. Kanımız, o zamanın medeniyeti olan Córdoba Halifeliği’nin kanından, o zamanın medeniyeti olan, cumhuriyeti kuran Akdeniz’in Latin Romalılarından geliyor, Atina’da demokrasiyi kuranlardan geliyor; sizin köleleştirdiğiniz direnen zencilerden geliyor. Amerika’nın ilk özgür toprağı Kolombiya’dır, Vaşington’dan önce, bütün Amerika’nın ve ben toprağımın Afrikalı şarkılarına sığınıyorum. Çeviri Yunus Soner TeleSur TV) karşılık vermiş olsa da ihracatının yüzde 29’unu yapmış olduğu gerçeği ile yüzleşmek durumunda kalır…
Bu esnada ABD Başkanı’nın sağ kolu Elon Musk, Almanya’nın aşırı sağ partisi AFD toplantısına uzaktan katılmakla meşguldür…
Son birkaç günde yaşanılan bu birkaç olayı; vakti zamanında ütopik bir filmde izliyor olsak abartılı bulabilirdik. Oysa artık normalimiz haline gelmeli. Çünkü yeni merkantilizm çoktan başladı…
Yeni Merkantilizm 101
Mevcut görünümü ve yukarıda bahsettiğim gelişmeleri bir kişinin sıra dışı karakterine atfedebilir misiniz? Sanmıyorum zira dünyada en önemli buluşları ya da devrimleri yapanlara hep deli denmiştir. Oysa bu kişiler deli olmaktan çok yeni şeyleri aleni bir biçimde yapmaya akıl ve cesaret gösterenler olmuştur. Buradan bir Trump güzellemesi yaptığım manası çıkmasn bilakis her buluş ya da devrim güzellik getirmemiş çoğu tarihe kanlı harflerle ya da gözyaşıyla yazılmıştır. Ancak Trump’ın sıra dışılığı olmakta olanın açığa çıkmasında yatıyor. Önceki ABD Başkanı Biden’ın ilerlemiş yaşına ve klasik tarzına karşın Çin’e ulusal güvenlik tehditi gerekçesiyle uyguladığı teknoloji kısıtlarına ve Fed’in seçimden önce beklenti üstü 50bp’lık faiz indiriminin açıklaması daha küreselci bir ticaret ve daha şeffaf/bağımsız bir merkez bankacılığı anlamı taşımaz. Bilakis Fed’in seçimin hemen öncesinde aldığı karar politik olduğu gibi öncesinde açıklanan istihdam verilerinin de şeffaf olmadığı ve Biden’ın gümrük tarifelerinin Trump dönemini andırdığı endişeleri hakimdi. Buradan da neoliberal ekonomi politikalarının artık miadının dolduğu ve artık daha korumacı hatta yayılmacı bir ekonomik sisteme geçildiği söylenebilir.
Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim üzere (Biden zamanında buna teknolojik merkantilizm diyordum) bundan böyle yeni merkantilizm dediğimiz sistemde üretimde millileşme ve ülkeler arasında ticaret hesaplaşmaları ekonomide birincil etmen olacak.
Dolayısıyla geçmiş onlarca yılın finans kesimini önceleyen ekonomi anlayışı yerine teknoloji emtiası başta olmak üzere teknolojinin kendisi de bir emtia olarak (nitelikli hizmet kesimi), gıda ve enerji emtiaları ve elbette katma değeri yüksek ürün ticareti ülkelerin ekopolitiğinde öne çıkacak.
Dolayısıyla merkez bankacılığının çok fazla sorgulanacağı ve eski popüleritesini yitirdiği bir döneme giriyoruz ki buradan bizde de TCMB’nin bir faiz indirim döngüsüne girmiş olduğu yönündeki tespitimin sağlamasını yapmış bulunuyorum.
Bir otel yangınında, ihmalden ötürü yitip giden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır dilerim. Bir kez daha doğru olanı yapmanın iyiliğini; bugünün refahı için yarını ve diğerlerini hiçe saymanın kötülüğünü ve iyi olmanın verdiği huzurun ise paha biçilmez olduğunu hatırlatarak…
Nazlı Sarp