Utku Altunöz – 11.09.2018
Değeri Para&Borsa takipçileri. Türkiye’deki yatırımcıların olduğu kadar Türkiye’yi yakından izleyen yabancı yatırımcıların da gözü kulağı 13 eylülde TCMB PPK’nın alacağı faiz kararına odaklanmış durumda. Özellikle enflasyon oranlarındaki artış ve yılsonu enflasyon hedeflerinden sapma neticesinden TCMB tarafından yapılan açıklama piyasalarda faiz artışı olmama konusundaki şüpheleri ortadan kaldırdı. Bu durum neticesinde kurda belli bir düşüş ve Borsa İstanbul’da kayda değer olmasa da yükseliş kaydedildi. Bununla birlikte 13 Eylül yaklaştıkça piyasalarda tedirginlik de hafiften kendini göstermeye başladı. Bunun en önemli nedeni TCMB’nin son zamanlarda beklentilerin tam tersine hareket etmesinden kaynaklanmaktadır. TCMB’nin faiz arttıracağı yönündeki beklentiyi fiyatlayan piyasalar bu defa faiz artış oranı konusuna odaklanmış bulunuyorlar. Bu durum birkaç yıl önce Ruble’nin dolar karşısında hızla değer kaybı yaşaması sonucunda Rus Merkez Bankası’nın % 6’lık faiz artışını akıllara getirmektedir. 2006 yılından beri rezervleri en düşük seviyeye ulaşan TCMB’nin ülkeye sıcak para girişinin şart olduğu gerçeğini en az benim kadar bildiğini düşünüyorum. Şunu üzerine basarak söylemek isterim ki faiz artırımı olmaz veya beklentilerin altında kalırsa piyasaların 24 Temmuz benzeri bir tepki vermesi yüksek bir ihtimaldir. Türkiye ekonomisi ciddi anlamda portföy yatırımı olarak da adlandırılan sıcak para girişine ihtiyaç durmaktadır. Katar’dan vaat edilen 15 milyar dolar henüz Türkiye ekonomisine girmemesi söz konusu ihtiyacı daha da arttırmaktadır.
TCMB’nin faiz oranını belirlerken ağustos ayı enflasyon rakamlarını da göz önünde bulunduracaktır. Ağustos ayı itibariyle TÜFE’nin % 17,90 ÜFE’nin % 32,13 düzeyinde gerçekleşti. Bu oranlar TCMB’nin %13,4 lük hedefinin bir hayli üzerinde. Ayrıca Türkiye tahvilleri için CDS primi 534 dolayında bulunuyor. Yabancı yatırımcıları ve fon yöneticilerini en fazla etkileyen göstergelerin başında gelen bu gösterge, dünya ortalamasının ve çoğu ülkenin CDS priminin oldukça üzerinde (örneğin bu prim İspanya, Portekiz, Rusya ve Brezilya için sırasıyla 64,51; 63,21; 177,21 ve 280,40 düzeyinde) seyrediyor.
Özetle;
Her ne kadar TCMB’nin faiz arttıracağına kesin gözü ile bakılsa da düşük bir faiz oranı artışı ya da faiz oranında değişikliğe gidilmemesi, TCMB’nin bu sefer ayağına değil kafasına kurşun sıkması anlamına geleceği açıktır.