Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan Orta Vadeli Program (2024-2026) yayımlandı. Dijital Finansal Altyapı ve Yerli Fintek başlığında belirtildiğine göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde, blokzincir tabanlı akıllı sözleşmeler üzerinden menkul kıymet ihraçları yapılacak, ihraç süreçleri dijitalleştirilecek.
Ülkemizdeki menkul kıymet ihraçları günümüzde oldukça kompleks yapılar içeriyor. Düzenleyici otoriteler ihraç ve ihraç sonrasındaki her adımı hassasiyetle ele alarak, bununla ilgili kanun, tebliğ ve yönetmeliklerle hem ihraççı kurumları hem de yatırımcıları koruyacak unsurları belirliyor.
Kamu tarafındaki önemli paydaşlar Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş., İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş. ve ikincil piyasa işlemleri için de Borsa İstanbul A.Ş.’dir. Menkul kıymetlerin yatırımcılarla buluşturulması açısından bankalar ve aracı kurumlar önemli aktörler. Yatırımcı profiline baktığımızda ise portföy yönetim şirketleri ve emeklilik şirketleri ile onların kurucusu oldukları yatırım fonları ön planda yer alıyor. Tüm bu akışta ciddi prosedürler ve uyumluluk adımları yer alıyor.
Örnek model: Almanya
Yukarıda özetlediğim merkezi saklama unsurlarını başarılı bir şekilde uygulayan Almanya’dan 2021 yılının ortasında önemli bir hamle gelmişti. Almanya Elektronik Menkul Kıymetler Yasası (Gesetz über elektronische Wertpapiere, eWpG) yürürlüğe girdiğinde dağıtılmış defter teknolojisine, yani blokzincire dayalı kayıt sistemlerinin işleyişini net olarak tanımlamış oldu.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!