Aydın Eroğlu – 28.08.2013
Merkez Bankası’na Güven Sorgulanıyor!
2011 yılının son aylarında 1,75 civarından 1,92 seviyelerine yükselen Dolar’ın ateşini düşürmek için 2012 başında faiz silahını çeken MB, 2012 Ocak sonu yaptığı toplantıda politika faizini % 5,75, gecelik borç verme faizini de % 12,50 olarak ilan etmişti. Her ne kadar politika faizi yine düşük olsa da, istisna günler uygulaması ile % 12,50 olan üst faiz koridorundan borç veriliyordu. Bu faiz artışı ile dövizde ateş sönmüştü. 1,92’lere yükselmiş Dolar yeniden 1,74 seviyelerine inmişti.
Geçen yıl tam bu tarihlerde dünya genelinde faiz indirimi kararları alınıyordu. ABD ve AB ekonomilerinde ciddi durgunluk sinyalleri geliyordu. Dünya genelinde ortalıkta dolaşan sıcak para gidecek yer ararken, sadece güven veren bir ekonomik görünüm ile bile bu sıcak paradan pay alma imkanımız varken, yükselen Dolar’a set çekmek için yine de faiz belirttiğim şekilde yükseltilmişti. Hatırlarsanız o tarihlerdeki yazılarımda, dünya genelinde ucuz paranın bu kadar bol olduğu bir ortamda bu denli faiz artışının doğru olup-olmadığını sorguluyordum!
Hadi diyelim ki, o ortamda bu karar doğru idi. Peki, FED’in aylık tahvil alımını azaltacağı söylemlerinin arttığı, Suriye’ye yabancı devletlerin askeri müdahale yapma riskinin yükseldiği, Döviz kurunda bir kaç ayda % 15 artış olduğu bu ortamda, piyasa tahvil faizi % 10’ları aşmışken, dünya genelinde gelişmiş ekonomilerde büyüme sinyalleri başlamışken politika faizini % 4,50 ve faiz koridoru üst sınırını da % 7,75’te tutmak doğru mudur? Benim cevabım iki üç aydır bellidir; ”Hayır”.
Bu işin lamı cimi yok. Tüm faizlerimizin artması gereklidir. Hem de bana göre asıl haftalık politika faizlerinin arttırılması gereklidir. Enflasyonun % 8’ler civarında olduğu, ABD faizlerinin bile % 3’leri zorladığı bir ortamda % 4,50 haftalık politika faizi inandırıcı olamaz. İnandırıcı olmadığını da artan kurlardan ve piyasa tahvil faizlerinden görebiliriz. TCMB en kısa zamanda bu yöndeki kararlarını çekinmeden uygulamaya almalı ve faizleri yükseltmelidir. Önceki faiz toplantılarında da belirtmiştim, bana göre eğer faiz koridoru uygulaması sürecekse; politika faizlerinde en az 250-300 puanlık bir artış yapılmalı, gecelik borç verme faiz koridorunun üst sınırı da % 12’ler düzeyine getirilmelidir. Yok eğer faiz koridoru uygulaması sona erdirilecekse, bu takdirde haftalık politika faizlerinde % 10’lar düzeyine çıkılmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde, kurlar, faiz ve BIST üzerindeki negatif baskı sürecektir. Piyasalara düşük faizle verilen para yeniden döviz alımına yönelmektedir.
Merkez Bankaları ekonomilerin gereklerine göre esnek olmalıdır. Onların gerektiğinde kararlarını piyasaların şartlarına göre değiştirebileceğini göstermeleri piyasalara güven verir. TCMB da böyle yapmalıdır. Geçen yıl bu esnekliği göstermiş olan MB, bu yıl faizler % 5,60 seviyesine düşüp de yeniden % 6,60 seviyesine yükselince, siyasilerden gelen faiz baskıları ile hatalı bir sürece girdi ve faiz indirimleri yaptı diye düşünüyorum. Bu nedenle, Merkez Bankası faizlere müdahale etmeyi geciktirdikçe, bağımsız olup-olmadığı sorgulanmaktadır. İstisnai günlerde döviz satışı yapmayacağını ilan etmişken, bu kararına uymaması da güveni zedelemektedir. Özerk olan MB baskılardan sıyrılıp, bu güven zedelenmesinden kurtulmalıdır. Gerektiğinde şartlar uygunlaştığında faizleri yeniden ve hızla indirmek mümkündür. Ama şimdi faizlerin artması gereklidir. Şuan yapmadığımız faiz artışını, sonra işler kontrolden çıkarsa çok daha yüksek oranda yapmak zorunda kalabiliriz.
Bugün TCMB Başkanı Erdem Başçı saat 10:30 civarında açıklamalarda bulunacak. Yazımın içeriğindeki beklentilere cevap verecek açıklamaların yapılmasını bekliyorum. Ama ben sözlü müdahalenin değil, gerçek müdahalenin etkili olacağını düşünüyorum. Sadece gerekirse yaparız şeklindeki sözlü müdahalenin çok etkili olacağını düşünmüyorum.
Savaş Tamtamları Çalıyor!
Kimyasal silah kullandığı yönündeki bulgular artığı için Suriye’ye bir askeri müdahale ihtimali giderek artıyor. Dün ABD Dışişleri Bakanı’ndan bu yönde gelen açıklamalar sonrasında bir çok ülke nezdinde askeri hareketlilikler görülüyor. Sınırlarımızdaki olası savaş riski nedeniyle ilk anda BIST’in olumsuz etkilenmesini bekliyorum. Müdahale olur ve devamında, bu savaşın Suriye’den taşmayacağı görülürse piyasalar normale dönecektir. Suriye’nin sınırlarını aşabilecek boyuttaki gelişmeler piyasaların olumsuz etkilenmesine neden olur. Ben olası bir askeri müdahalenin Suriye’nin sınırlarını aşacak şekilde gelişmesini beklemiyorum.
Ortaya çıkan sınırlarımızdaki bu savaş riski nedeniyle BIST’in sert kayıplarla güne başlayıp, Erdem Başçı’nın konuşmasına göre şekillenmesini bekliyorum. Faiz artışı yönünde bir açıklama gelmezse düşüş daha da artabilir. Faiz artışı sinyali ise alım yönünde tepkileri getirecektir. Ama önümüzdeki Suriye riski netleşene dek, yükseliş tepkileri bizim borsamız için sınırlı kalabilir.
Savaş ortamlarında borsalardaki savunma sanayi hisselerinde talep artışları görülebilir. Bu nedenle bu alandaki hisselerimizde ilk anda satışlar gelecek olsa da, devamında hızlı toparlanma ve yükselişler görülebilir diye düşünüyorum! Olası teknik destek direnç seviyelerini sitemizin Destek-Direnç Tablosundan takip edebilirsiniz.
Saygılarımla
www.aydineroglu.com – www.borsaanalizci.com