Mahfi Eğilmez – 04.05.2015
Sokak bilgisi: TL, yabancı paralara karşı değer kaybederse (yani kurlar artarsa) ihracat artar.
Ekonomi bilgisi: TL, yabancı paralara karşı değer kaybederse ihracat artabilir. Bunun bazı koşulları vardır. İhracat yapılan ekonomilerin ekonomik durumunun kötüye gitmemesi ve ihraç ettiğimiz malların, ithalatçı ekonomiler açısından talep esnekliğinin yüksek olmaması bu koşulların en önemlileri arasındadır (ayrıntıyı merak ediyorsanız Marshall – Lerner koşulu için yazının sonundaki nota bakınız.)
Ocak – Nisan 2015 arasında TL, USD ve Euro’ya karşı değer kaybetti: TL, sepet kur (yani ½ USD + ½ Euro) karşısında Ocak – Nisan 2015 döneminde yüzde 10,5 oranında değer kaybı yaşadı.
Sokak bilgisi doğru olsaydı bu durumda Türkiye’nin ihracatının artması gerekirdi.
Gerçekte ne oldu? TL’nin, Ocak – Nisan arasında sepet kura karşı yüzde 10,8 oranında değer kaybetmesine karşın, uzun süredir sürekli artış gösteren ihracatımız yüzde 8,1 oranında düşüş gösterdi.
Niçin böyle oldu? Çünkü sokak bilgisi her zaman doğru değildir. Eğer öyle olsaydı ekonomide yüzeysel bilgileri ezberleyen herkes iktisatçı olabilirdi.
Konuyu tam olarak anlayabilmek için ekonomi bilgisinin, sokak bilgisine ek olarak gündeme getirdiği iki konuyu irdeleyelim: (1) Türkiye’nin ihracatında en fazla paya sahip olan ülkeler şunlar: Almanya, Irak, Birleşik Krallık, ABD, İtalya, Fransa, BAE, İspanya, Rusya ve Suudi Arabistan. Bu ülkelerden Almanya, İtalya, ABD, İspanya, Birleşik Krallık ve Fransa’nın küresel krizin etkisiyle büyüme hızları düşmüş ve dolayısıyla ithalatları da gerilemiş bulunuyor. Rusya, ekonomik ambargo altında olduğu için ithalatını ister istemez kısmış, Irak ise yaşadığı sorunların yarattığı ekonomik etkiler nedeniyle eskisi kadar Türkiye’den mal alamıyor. Bu durumda Türkiye’nin ihracatında en önemli yer tutan ekonomilerin mal talebi düşmüş bulunuyor.
(2) Türkiye’nin ihracatında en önemli payı tutan mallar şunlar: Otomotiv ürünleri, kimyevi maddeler ve mamulleri, hazır giyim ve konfeksiyon, çelik, elektrik elektronik ve hizmet, tekstil ve hammaddeleri. Bu sayılan malların çoğu büyümeye duyarlı mallar, o nedenle de talep esnekliği düşük olmayan mallar. Bir başka ifadeyle ekonomik büyüme düştüğü anda bu malların çoğunun ithalinin de düşmesi söz konusu olabiliyor.
Sonuç: Çoğu insan “Hani kurlar yükselirse ihracat artardı, ne oldu?” diye soruyor. Sokakta konuşulan ve ekonomi olduğu sanılan çoğu bilgi işler düzgün giderken doğrudur. Mesela ortada bir kriz yoksa kur arttığında ihracat artar demek yanlış olmaz. Ama karşı tarafın krizde olduğu bir ortam söz konusuysa o zaman sokak bilgisi tutmaz.
Kıssadan hisse: İktisatçıymış gibi yapanlar krize kadar durumu idare ederler. Kriz çıktığında onlar da iktisatçıya sorarlar.
Ayrıntıları merak edenler için not: Marshall – Lerner Koşulu: Pek çok tartışmada ülke parasının yabancı paralar karşısındaki değer kaybı ihracatı artıran, ithalatı düşüren ve bu nedenle de cari açığı azaltan bir durum olarak kabul edilir. Oysa bunun gerçekleşebilmesi için gerekli koşullardan birisi Marshall – Lerner koşulunun gerçekleşmesidir. Bir ülkenin parasının yabancı paralar karşısındaki değer kaybının cari işlemler dengesini düzeltebilmesi için ülkenin ihraç ettiği mallar (x) ile ithal ettiği malların (m) talep esneklikleri (e) toplamı 1’den büyük olmalıdır (ex + em > 1). Eğer bir malın fiyatındaki değişiklik o maldan talep edilen miktarı fazla etkilemiyorsa o zaman o malın talep esnekliğinin katı olduğu (0’a yakın) kabul edilir. Tam tersine eğer bir malın fiyatındaki değişiklik o maldan talep edilen miktarı çok etkiliyorsa o zaman o malın talebinin esnek (1’e yakın) olduğu söylenebilir. Bu durumda ülkenin ihraç ettiği malların talep esnekliği yüksekse yani fiyat arttığında talep düşüyor, azaldığında talep yükseliyorsa o zaman o ülkenin parasının değer kaybetmesinin ödemeler dengesini düzeltmesi kolay olmaz.