Küresel Piyasalarda İyimserlik Yurt İçine Borsada Yansımadı

Açıklanan verilerin yoğun ve kritik olduğu günlerde küresel piyasaların birbirinden oldukça etkilendiği günler geçirdik. Başlangıçta 5 Ağustos pazartesi, Japonya Merkez Bankası’nın faiz politikası değişikliğine gitmesinin yarattığı varlık satışı dalgasının yanında ABD’nin resesyon sürecine girmiş olma ihtimalinin endişesi, parçaların ait olduğu bütünü nasıl etkileyebileceğinin kanıtı niteliğindeydi. Global olarak artan satış baskısı ile karşı karşıya kalınan günlerden en hasarlı şekilde ayrılan BIST100 olmuştu. Jeopolitik riskler, beklenen ABD seçimi ve resesyon endişelerinin tekrar alevlenmesi gibi ihtimaller ile beraber endeks volatilitesi yüksek günler devam edecek gibi duruyor.

TCMB 20 Ağustos günü açıkladığı kararda, anketler ve sinyallere paralel olmak üzere faizi 50 baz puanda sabit bırakarak birbirini takip eden toplantıların beşincisinde de pas geçmiş oldu. Mal enflasyonundaki iyileşme hızlanırken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin daha yavaş ilerleyeceği öngörüldü. Enflasyonda kalıcı ve belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkı para politikasının sürdürülmesi, bozulma görüldüğü takdirde politika sıkılaştırılacağı kararını verdi. Olası gelişmeler göz önünde tutularak sterilizasyon araçları aktif kullanılmaya devam edileceğini açıkladı.

Geçtiğimiz haftanın en dikkatleri üstüne çeken ve merakla beklenen olayı ise Jackson Hole toplantısı oldu. Yatırımcılar dört gözle Powell’dan gelecek kararları beklerken, Powell ise faiz indirimi hakkında beklenen sinyalleri verdi ve uygun olması halinde faiz oranlarını daha da düşürmeye hazır olduklarını belirterek, “Enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde hedefimize doğru ilerleyeceğinden emin olana kadar politikamızı kısıtlayıcı bir seviyede tutma niyetindeyiz.” dedi. 2021’deki güvercinin yerine bir şahin gelmişti. Ciddi bir faiz indirim sürecinin başlatıldığı konusunda zihinlerde artık bir soru kalmadığı söylenebilir. Eylül ayında en az 25 baz puanlık bir düşüşe kesin gözüyle bakıldığını söylemek mümkün.

Powell’ın açıklamaları esnasında piyasada dalgalanmalar gözlendi. Dolar endeksinde değer kaybı hakimken ons altında yükseliş ön plandaydı. Ons altın tekrar 2532 dolar seviyesine yaklaştı ve gram altın ise 2763 seviyesine çıktı. Ons altında 8 Ağustos tarihinden zirveye yaklaşık yüzde 6,3’e yakın bir değer artışı kaydedildi.

Yurt içine geldiğimizde ise Borsa İstanbul’da zayıf seyrin Ağustos ayının tamamında devam ettiğini söyleyebiliriz. İlk olarak açıklanan bilançolarda bankalar beklenenin üstünde bir kar açıklamasına rağmen ilk çeyreğe göre zayıf kaldı ve bankacılık endeksinde zirveden %20’yi aşan bir oranda düşüş gözlendi. Sanayi ve otomotiv sektörü bilançolarını incelediğimizde zayıf seyri orada da gözlemlemek mümkün. Enflasyon muhasebesinin şirket bilançoları üstünde olumsuz bir etki oluşturduğunu görebiliyoruz. Bunun yanında zayıf seyreden Avrupa ekonomik aktivitesi ihracat rakamlarını etkilerken, TL’nin reel değerinin son 3 yılın en yüksek seviyesine yükselmesi ihracatçılarımızın yeni pazarlar kazanma noktasında zorlanmasına sebep oluyor. Geçtiğimiz haftaya olumlu başlayan Borsa İstanbul’da hafta boyunca satış baskısı sürerken cuma günü kritik destek olan 9.700 seviyesinin altında kapanış gerçekleşmiş oldu. Teknik görünümde zayıf seyir devam ederken bu hafta 9.700 seviyesi altında kapanışların devam etmesi durumunda 200 günlük üssel ortalamaların geçtiği 9.400-9.350 seviyeleri destek olarak takip edilecek. 9.700 üzeri kapanışlarda ise ilk hedef 9.850 olarak karşımıza çıkıyor.

Önümüzdeki hafta içeride 2.çeyrek bilançolarını almaya devam ederken haftanın majör verisi ABD’den perşembe günü gelecek büyüme rakamları olacak. Cuma günü Avrupa’dan karşılayacağımız enflasyon verileri ECB’nin para politikası adına önemli olurken, ABD’nin enflasyon dinamikleri adına takip ettiği kişisel tüketim harcamaları küresel oyuncuların odağında olacak.

Tonguç Erbaş