Küresel ekonomi-politik sistem tarihinin en kritik yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. 2. Dünya Savaşı’nın bitimiyle birlikte inşası başlamış ve 1950’lerin ortalarında tamamlanmış ‘Küresel Düzen’ büyük sınamalar ve meydan okumalarla karşı karşıya. Tüm bu tablonun ortasında, bağlantılı bir diğer kritik sorun da küresel ve bölgesel ekonomi-politik fay hatlarında biriken basınç. Dünya bir yandan ‘enerji arz güvenliği savaşı’na, bir yandan da ‘iklim krizi’ne çözüm üretme gayretinde. İki kritik küresel meselenin en etkili, en sürdürülebilir çözüm başlıklarından birisi ise ‘Enerji Verimliliği’.
Çünkü, küresel kara toprağında ve okyanuslarda küresel ısınmanın 1,5 dereceyle sınırlanması suretiyle yeryüzünü sonuçları ağır olacak bir iklim felaketinden kurtarmanın da ‘enerji bağımlılığı’nı önde gelen 40 ekonomi için bir ekonomi-politik zafiyet riski olmaktan çıkarmanın en kalıcı çözüm başlıklarından birisi ‘Enerji Verimliliği’nden geçiyor. Çünkü, BM verilerine göre 2023’de 8 milyarı geçmiş olan dünya nüfusu 2050 yılına kadar 2 milyar daha artarken, enerji talebinin önümüzdeki 25 yıl yüzde 33 artması bekleniyor. Dünyanın önde gelen 40 ekonomisi için ‘enerji ihtiyacı’nı jeopolitik ve jeoekonomik bir zafiyet başlığı olmaktan çıkarmanın yolu, ‘yerli kaynaklar’a dayalı enerji üretimi ve ‘enerji verimliliği’den geçiyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!