Erste Group Küresel Ekonomi 2015 Beklentileri: Euro Bölgesi’nde Kırılgan Toparlanma, Orta Doğu’da Tehlike Çanları, Rusya’da İflaslar, Türkiye’de Büyümede İyileşme
- Türkiye: İç talepte başlayan toparlanmanın sürmesi ve ekonomik büyüme performansının iyileşmesi bekleniyor, ancak Fed’in faiz artırımları ve genel seçim sürecinde oynaklıklar görülebilir.
- Orta Doğu: Bölge ülkelerinde yaşanan gerginliklerden doğacak daha büyük bir kıvılcım küresel ekonomiyi baskı altında bırakabilir
- Euro Bölgesi: Toparlanma süreci kırılganlığını koruyacak; 2017’nin 2’inci çeyreğine kadar Avrupa Merkez Bankası’ndan faiz artırımı beklenmiyor
- Orta ve Doğu Avrupa: Orta ve Doğu Avrupa ekonomileri, canlanan iç talepten faydalanacak; 2015’de Euro Bölgesindeki %1.1 büyümeye karşı Orta ve Doğu Avrupa’da %2.5 ortalama büyüme bekleniyor
- Rusya: Petrol fiyatlarındaki düşüş ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, hanehalkları ve zor durumdaki şirketlerin üzerindeki baskıları artırarak ekonomik daralmaya neden olacak
- Brezilya ve Çin: Brezilya’da durgunluk devam ediyor; Çin’in yavaşlayan ekonomisine ise 90 milyar Euro’luk bir teşvik gelecek
Orta ve Doğu Avrupa’nın lider finans kuruluşu Erste Group 2015 yılına yönelik küresel beklentilerini açıkladı. Orta ve Doğu Avrupa, Euro Bölgesi, Rusya ve Ortadoğu, Brezilya, Çin başlıkları altında toplanan öngörülere göre giderek hızlanan siyasi gelişmeler 2015 yılında da Türkiye ve içinde bulunduğu coğrafya üzerindeki etkisini sürdürüyor olacak.
Arap dünyası ve Orta Doğu’da 2010 yılında başlayan Arap Baharı’nın, demokratik partilerin kurulmasının yanı sıra kalıcı askeri gerilimlere de yol açtığını belirten Erste Group, Suriye’de devam eden çatışmaların ve diğer bölge ülkelerindeki gergin siyasi durumun belirsizliklere yol açabileceğine dikkat çekiyor. Erste Group yaşanan gerilimlerin tırmanması halinde ise finans piyasaları ve küresel ekonomilerde -en azından geçici olarak- baskının artmasını, uzun vadede ise petrol ve emtia fiyatlarının etkilenmesini öngörüyor.
Öte yandan 2015 yılında enerji ve emtia fiyatlarındaki büyük değişimler nedeniyle, Brezilya Reali, Rus Rublesi gibi önemli para birimlerinde volatilitenin devam etmesi bekleniyor. ABD Dolarının pek çok para birimine karşı değer kazanması, yatırımcıları diğer para birimleriyle yaptıkları yatırımları yeniden gözden geçirmeye yönlendirirken, pek çok piyasada da daha fazla oynaklığa yol açıyor. Hisse senedi piyasalarında da son dönemde daha fazla oynaklık görülmeye başlandığını söyleyen Erste Group Araştırma Başkanı Fritz Mostböck, konuyla ilgili, “FED’in QE3 programı sona erdiğinden, borsalardaki düşük oynaklık döneminin de sonuna geliyoruz. Gelişmekte olan piyasalardaki döviz oynaklıkları yatırımlar açısından çok daha büyük bir risk taşıdığından, bu piyasaların gelişmiş piyasalara göre daha fazla etkilenmesi muhtemel” yorumunda bulundu.
Türkiye:
Politik açıdan hem yurtiçinde hem de komşu ülkelerle ilişkiler anlamında oldukça hareketli geçen 2014 yılında, Türkiye ekonomisi makro ihtiyati tedbirler, sıkı finansal koşullar ve zayıf küresel talep gibi faktörlerin de etkisiyle belirgin olarak yavaşladı. Erste Securities İstanbul Baş Ekonomisti Nilüfer Sezgin, düşük faiz ortamının da etkisiyle, 2014 yılının üçüncü çeyreğinde iç talepte başlayan toparlanmanın sürmesini ve 2015 yılında ekonomik büyüme performansında iyileşme beklediklerini söyledi. Sezgin, “Bir yandan iç talep hızlanırken, diğer yandan da en temel ihracat pazarımız olan Avrupa’daki toparlanma ihracatımıza destek olarak dengeli büyüme hedefine yardımcı olabilir. Ayrıca, büyüme hızı artmasına rağmen, 2015 yılında petrol fiyatlarındaki düşük seyir sayesinde cari açığın daralmaya devam ettiğini göreceğiz. Hali hazırda baz etkisine bağlı olarak gerilemesi beklenen enflasyon da yine düşük petrol fiyatları sayesinde beklenenden daha hızlı düşebilir. ABD’de FED’in daha sıkı para politikası uygulaması yurtiçinde faizlerdeki düşüş alanını sınırlayabilir” dedi.
FED’in faiz artırım sürecinde Türkiye için enflasyondaki düşüş ve ihracat performansının en belirleyici iki parametre olacağını da belirten Sezgin, gelişmekte olan ülkelere olan sermaye akımlarındaki muhtemel düşüşü daha fazla ihracat yaparak ve küresel olarak gelebilecek olan faiz yükseliş baskısını ise enflasyonu düşürerek telafi etmek mümkün olabileceğini kaydetti. Ancak, 2015 yılının zorlu bir sene olacağını da hatırlatan Sezgin, “Yurtiçinde genel seçimler öncesinde oluşabilecek belirsizlikler ve bu süreçte yurtiçinde izlenebilecek gevşek parasal veya mali politikalar önemli risk unsurları olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, Türkiye’nin dış finansmana olan bağımlılığının yüksek olduğu da dikkate alındığında, gelişmiş ülke merkez bankalarının beklenmedik uygulamaların ve olası jeopolitik gerginlikler karşısında Türkiye’nin en kırılgan ülkeler arasında yer alabileceğini de unutmamak gerekiyor. Böyle olumsuz senaryolar altında Türkiye beklenen ekonomik ivmelenmeyi gerçekleştiremeyebilir” diye konuştu.
Rusya: Petrol fiyatlarındaki düşüş ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, hanehalkı ve zor durumdaki şirketlerin üzerindeki baskıları artırarak ekonomik bir gerilemeye neden olacak
Rus bankacılık sektörü pek çok açıdan baskı altında.Petrol fiyatlarındaki ciddi düşüşün devam etmesi halinde Rus petrol endüstrisindeki baskı artacak ve zayıf durumdaki şirketler borçlarını ödemekte zorlanacak. Kurumsal ve hanehalkı kredilerinde de batık kredi oranının artması muhtemel. Rus bankaları için ek bir baskı kaynağı da finansman olacak. Ukrayna ile yaşanan gerilim dolayısıyla, Rus bankaları Batı ülkelerinden çeşitli para birimleri üzerinden sağlanan finansmana erişemiyor. Aynı zamanda, Rusya Merkez Bankası’nın döviz kurlarındaki kaymayı telafi etmek için faiz oranlarını ciddi oranda artırması dolayısıyla Ruble ile finansman da daha maliyetli bir hal almış durumda. Fritz Mostböck, “Bu senaryodaki en kritik faktör, petrol fiyatı. Şu anki düşük fiyatlar ne kadar uzun sürerse, Rus bankaları için de risk o kadar büyük olacak” açıklamasını yaptı.
Orta ve Doğu Avrupa: Orta ve Doğu Avrupa ekonomileri, canlanan yurtiçi talepten faydalanacak; 2015’de Euro bölgesindeki %1.1 büyümeye karşı Orta ve Doğu Avrupa’da %2.5 ortalama büyüme bekleniyor; en az bir merkez bankası faiz indirmeye devam edecek
İç talebin artışı ve yatırımların artması, 2015’te Orta ve Doğu Avrupa ekonomilerinin büyümesini sağlayan en önemli faktörler olacak. Rusya tarafından dayatılan yaptırımların Orta ve Doğu Avrupa üzerindeki doğrudan etkisi sıfıra yakın olduğundan, yaşanan yeni jeopolitik istikrarsızlık döneminde dahi finansal piyasalarda Orta ve Doğu Avrupa bölgesinin ne kadar dayanıklı olduğu görüldü. Orta ve Doğu Avrupa, Ukrayna üzerinden gelen doğal gaz sevkiyatının 3 ila 6 ay arası kesintiye uğramasıyla dahi başa çıkabilecek durumda. Ukrayna ve Rusya’da düşen talep, ihracat büyümesinde yaklaşık 1 puan düşüşe yol açarken, bu durum, artmaya başlayan iç talepten faydalanan Orta ve Doğu Avrupa’daki büyüme dinamikleri üzerinde gözle görülür bir etki yaratmadı. Fritz Mostböck, konuyla ilgili olarak, “Petrol fiyatları daha uzun bir süre şu anki düşük seviyede kalmaya devam ederse, yerel satın alma gücünü artıracak ve yurt içi talebi destekleyecektir; bu durum da küresel ekonomik büyüme üzerinde olumlu bir etki sağlayacaktır. Ancak, yaşanan sürecin enflasyon üzerinde açıkça yumuşatıcı bir etkisi var ve bu da parasal politikaların destekleyici olmaya devam etmesini sağlayacaktır” açıklamasını yaptı. Mostböck, “Orta ve Doğu Avrupa ekonomileri 2015’te ortalama %2.5 büyüyecek ve bu oran Euro bölgesi için beklenen %1.1’in iki katından fazla” dedi.