Son dönemdeki borsa hareketleri, bulanık suda balık avlamak gibi bir belirsizlik içinde gerçekleşiyor; yatırımcılar ve analistler, merkez bankalarının faiz oranlarını düşürüp düşürmeyeceği konusunda sürekli spekülasyon yapıyor. Özellikle 2023 sonbaharından itibaren, büyük merkez bankalarının faiz artırımlarını durdurmasıyla birlikte, bu kez faiz indirimlerinin ne zaman başlayacağı üzerine yoğun bir beklenti oluştu.
Yılın başında ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 2024’te faiz oranlarını altı ila yedi kez düşüreceği neredeyse kesin bir tahmin olarak kabul ediliyordu. Ancak 2024’ün üçüncü çeyreği bitmek üzereyken, ABD’deki faiz oranları hala 5,5% seviyesinin biraz altında seyrediyor.
Finansal piyasalarda bu durum, yatırımcıların merkez bankalarına karşı sürekli bir bahis oynadıkları bir durumu oluşturuyor. Her gelen ekonomik veri, faiz indirimlerine yönelik umutları ya artırıyor ya da azaltıyor; bu da piyasalarda dalgalanmalar demek tabi. Özellikle ABD ve Avrupa’da son aylarda yaşanan küçük çaplı faiz indirimleri, yatırımcıları daha fazla indirim beklentisine sokmuş durumda. Ancak, bu tür beklentiler finansal piyasalarda yanıltıcı hareketlere neden olabilir ve ekonomiyi yanlış yönlendirebilir.
Merkez bankaları ise “veri odaklı” bir yaklaşım benimsemeye devam ediyor ve bu da piyasalarda belirsizliği artırıyor. Örneğin, İsveç Merkez Bankası’nın yakın zamanda aldığı faiz kararı, diğer merkez bankalarının da benzer adımlar atıp atmayacağı konusunda bir işaret olarak algılanıyor. Ancak küresel ekonomik koşulların değişkenliği, merkez bankalarının gelecek adımlarını öngörmeyi zorlaştırıyor. Özellikle enflasyonun kontrol altına alınması, merkez bankalarının birincil hedefi olmaya devam ediyor.
Hisse tarayıcı, yatırımcıların ve traderların belirli kriterlere göre hisse senetlerini filtreleyerek hızlıca analiz yapmasını sağlayan bir araçtır. Dolar Endeksi (DXY), ABD dolarının, başlıca dünya para birimleri karşısındaki değerini ölçen önemli bir forex piyasası göstergesidir ve yatırımcılar için küresel para birimi trendlerini değerlendirmede kritik bir rol oynar.
Grafik TradingView’den
KOZAL, Koza Altın şirketi, genel olarak olumlu bir teknik görünüme sahip, tabi son birkaç hafta. Hisse fiyatı 24,02 TRY seviyesinde ve son bir günde %0,41’lik bir düşüş göstermiş. Ancak, 1 günlük teknik derecelendirme güçlü bir satın alma sinyali verirken, hareketli ortalamalar da güçlü bir alım işareti veriyor. Tabi KOZAL almış yatırımcılar ise satmamak için kendini zor tutuyor.
RSI (Göreceli Güç Endeksi) 55,92 ile nötr bir durumda ve momentum hafif negatif yönde seyrediyor. Stokastik göstergeler ise aşırı alım bölgesinde, bu da fiyatların bir süre daha yukarı yönlü hareket edebileceğini gösteriyor. Ayrıca, Ichimoku bulutu temel çizgisi 23,37 seviyesinde bulunuyor, bu da fiyatın mevcut seviyede destek bulabileceğini gösteriyor.
Fibonacci pivot noktası 22,31 TRY olarak belirlenmiş ve bu seviye aynı zamanda önemli bir destek noktası olarak kabul edilebilir. Williams Yüzde Aralığı göstergesi -27,97 ile fiyatın henüz aşırı satım bölgesinde olmadığını gösteriyor.
Son bir haftalık performansa bakıldığında, hisse %3,26 artmış durumda. Ancak, aylık performans %12,98 artış göstermiş, üç aylık performans ise %3,35’lik bir yükselişle sınırlı kalmış. Bu durum, kısa vadeli bir yukarı yönlü ivmenin mevcut olduğunu, ancak orta vadede bir konsolidasyon sürecinin olabileceğini işaret ediyor.
Piyasa kapitalizasyonu 2.253.105.467 USD olarak belirtilmiş ve bu hisseyi, piyasa değeri yüksek olan benzer altın madenciliği şirketleriyle karşılaştırdığımızda orta büyüklükte bir şirket olarak değerlendirebiliriz. Şirketin yıllık net gelir artışı %89,87 seviyesinde, ancak çeyreklik bazda %95,55’lik bir artış göstermiş.
Bu da şirketin son dönemlerde kârlılığını artırdığını, fakat sürdürülebilirlik konusunda dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Özellikle temel performans ölçütleri incelendiğinde, EPS (hisse başına kazanç) son bir yılda artış göstermemiş ve -0,011 USD olarak kaydedilmiş.
Bu göstergelere dayanarak, KOZAL hissesinin kısa vadede potansiyel bir alım fırsatı sunabileceği söylenebilir. Enflasyonu yenmesi için 75 TL olmalıydı. Yatırımcıları son 3 senedir çok iyi para kazanamadı. 34 direncine bile direnç demek şu anda ne kadar geride olduğumuzu gösteriyor. Fibonacci ve SQZMOM ise temkinli hareket ediyor.
Sonuç olarak, küresel ekonomideki değişiklikler, merkez bankalarının para politikalarındaki geleneksel döngüleri yeniden düşünmelerini gerektiriyor. Demografik değişimler, deglobalizasyon ve jeopolitik gerilimler, uzun vadede fiyatlar üzerindeki baskıyı artırırken, merkez bankalarının bu yeni koşullara adapte olmalarını zorunlu kılıyor. Bu durum, yatırımcıların ve piyasa oyuncularının beklentilerini yeniden şekillendirmelerini gerektiren yeni bir ekonomik gerçeklik oluşturuyor.
Okan Özdemir