Nitelikli eleman eksikliği
Öncelikli olarak Türkiye’nin en temel problemi olan nitelikli eleman eksikliği bütün sektör çalıştaylarında ön plana çıkmıştır. Nitelikli eleman yetiştirilmesi konusu sadece istihdam veya işsizlik rakamları özelinde değerlendirilmemelidir.
Türkiye’nin global rekabetteki en büyük avantajı yüksek işgücü kalitesi ve bu kaliteyle birlikte düşük işgücü maliyetleridir. Aslında biz nitelikli eleman problemini çözmediğimiz takdirde global rekabetteki en büyük avantajımızı kaybedeceğiz. Bu açıdan nitelikli personel konusu sektörler üstü bir konudur ve sadece işsizlik boyutuyla ele alınmamalıdır. Nitelikli eleman eksikliği stratejik bir konudur ve kamu otoritesinin bu konuyu stratejik rekabet alanı kabul etmesi odaklanması gerekmektedir. Yıllar içinde bu konunun hala çözülmemiş olması çözülemeyeceği anlamında da gelmemektedir ve bu konuyu pozitif bir bakış açısıyla ele almak en büyük sorumluluğumuzdur.
İnşaat sektörü riskleri
İnşaat operasyonları doğası gereği yüksek belirsizlik içinde yürütülmektedir. Bu belirsizlikler arsa koşulları kaynaklı olabileceği gibi iklim ve doğal afetlerle de çeşitlendirilebilir. Bu açıdan riskleri işletme yönetiminin müdahale alanında olanlar (sistematik olmayan riskler) ve olmayanlar (sistematik riskler)şeklinde 2ye ayırabiliriz.
İnşaat sektör riskleri aşağıdaki başlıklarda sınıflandırılabilir;
- Planlama
- Proje
- Teknik
- Politik
- Çevresel
- Pazar
- Ekonomik
- Finansal
- Doğal
- İnsan
- Güvenlik
Bu risklerden bir kısmı projemizin kapsamı çerçevesinde Ulusal Risk Envanterlerinde değerlendirilmek üzere Ulusal Risk Envanterine aktarılmış sektörel riskler ise sektörel risk envanterinde muhafaza edilmiştir.
Konut İnşaatı ve İnşaat Taahhüt sektörü riskleri kapsamında neleri konuştuk?
İnşaat sektör sınıflandırmasına paralel risk envanterimizde özetle aşağıdaki kritik riskler yer almaktadır;
- Teknoloji ve inovasyon yetersizliği riski
- Pandemi sebebiyle iş gücü (şantiye konaklama kısıtlamaları kaynaklı) kaybı riski
- Öngörülmemiş keşif, zemin veya diğer sapmalar kaynaklı maliyet sapması riski
- İş gecikmeleri ve proje hedef zaman aksaklıkları riskleri
- Sözleşmesiz çalışma ve buna bağlı olumsuz sonuçları
- Yüklenici ve taşeronların yetkin olmaması (finansal ve teknik) kaynaklı riskler
- Üretimde kalite problemleri ve müşteri memnuniyetsizliği riski
- Alt yüklenici kaynaklı işçi alacaklarının ödenmemesi ve ana yüklenicinin işçi alacaklarını üstlenmesi riski
- Yetersiz satışlardan dolayı finansman ihtiyacı ve şirketin daha fazla finansman sağlaması riskleri
- Şirket bünyesinde taksitli satışlar için tapu teslim öncesi, satış iptal riski
- Proje şantiye çalışmaları kaynaklı göçme, çevre ve su kirliliği ve ceza riskleri
- İş sağlığı ve güvenliği kaynaklı riskler
Kuşkusuz yukarıda yer alan riskler kritik sektör riskleridir. İşletmeler seviyesinde ise 100 lerle ifade edebileceğimiz risk tanımlamalarının şirketler özelinde yapılması, her bir riske yönelik de aşağıdaki kategorilerde risk tutumlarının geliştirilmesi gerekmektedir;
- Riskin kabulü
- Riskten kaçınma
- Riskin transferi
- Riskin azaltılması
İşletmeler seviyesinde yapılacak risk yönetimi sistem tasarımlarında en kritik konu risklerin izlenmesi ve raporlanması aşamasıdır. Raporlama aşamasında da teknolojideki ilerlemeye paralel ciddi anlamda algoritmaların geliştirildiği, yapay zeka destekli sistemlerin olgunlaştığı ve proaktif yönetim altyapılarının yaygınlaştığını biliyoruz ve uyguluyoruz.
Gelecek yazı konusu: Makina ve Ekipman Üretim Sektörü Riskleri
Prof. Dr. Davut Pehlivanlı
Kurucu, GRC Management