Klasik ekonomi teorisi ekonomini arz yönüne ağırlık vermiş ve genel yaklaşımını arz yönlü öneriler çerçevesinde oluşturmuştur. Klasik ekonomi okulunun temel yaklaşımlarını şöyle özetlemek mümkündür.
1. Ekonomi tam istihdam durumunda denge halindedir. Bu dengeden sapmalar geçici olgular olarak ortaya çıkar. Ücretlerin piyasada belirlendiği bir ekonomide tam istihdamdan başka bir denge söz konusu olamaz.
2. Piyasada her aktör kendi çıkarını azamiye çıkaracak şekilde davranır. Böylece toplumun çıkarları da (refahı) azamiye çıkarılmış olur.
3. Ekonomide ücret ve fiyatlar esnektir. Aslında tam istihdam düzeyindeki uzun dönemli dengeyi sağlayan da bu esnekliktir. Emek fiyatı olan ücretler yükseldiğinde emek talebi düşecek, düşen talep ücretlerin düşmesine ve giderek ucuzlayan emek talebinin artmasına ve işsizliğin otomatik olarak azalmasına yol açacaktır. Mal ve sermaye piyasalarında ise bu dengeyi esnek fiyatlar ve faizler sağlayacaktır.
4. He arz kendi talebini yaratır. (Say Kanunu). Ekonomide uzun dönemde bir üretim fazlası olması söz konusu değildir. Kısa dönemde ortaya bir arz fazlası çıkabilir. Bu durumda talep eksikliğine bağlı olarak mal ve hizmet fiyatları düşecek, fiyat düşüşü talep artışına ve dolayısıyla arz ve talebin yeniden dengelenmesine yol açacaktır.
5. Piyasa dengesizlikleri ve tam istihdam dengesinden sapmalar kısa dönemli olgulardır. Yukarıda değinilen esnek ücret ve esnek fiyat mekanizmalarının işlemesi sonucu piyasalar tekrar dengelenir ve bu, uzun dönemde ekonominin tekrar asıl dengesi olan tam istihdam düzeyine ulaşılmasının yolunu açar (Adam Smith’in ‘’görünmez el’’i).
6. Ekonominin kendi kendini düzelten mekanizmalara sahip olması nedeniyle devletin ekonomiye, dengesizlikleri gidermek amacıyla karışmasına gerek yoktur. Devletin ekonomiye karışması dengesizlikleri daha uzun süreli kılar ve kaynak dağılımını olumsuz etkiler. Bu nedenle ekonomiye devletin karışmasını ortadan kaldıracak şekilde ‘’en iyi bütçe denk bütçe’’ ve ‘’en iyi vergi nötr (kaynak dağılımını etkilemeyen) vergidir’’ denebilir.
7. Para, gerçek ekonomik faaliyetin yalnızca bir aracısıdır. Diğer mallardan bir farkı olmayan paranın da talebini ve dolayısıyla fiyatını arz belirler.
8. Dış ticarette uluslararası uzmanlaşma ve işbirliği mümkün olduğunca geliştirilirse bundan her ülkenin yararlanması söz konusu olur (David Ricaro’nun mukayeseli üstünlük teorisi).
Klasik ekonomi teorisi aynı zamanda ekonomiyi kendi haine bırakma ve işleyişine karışmama biçiminde uygulanan bir ekonomi politikası anlayışının da temelini atmıştır.
Kapitalist sistemin yaşadığı büyük krizlerin ilki olan Uzun Depresyon 1870’lerde Almanya’da başlayıp öteki ülkelere yayıldı. Sanayi devrimiyle gelen büyük mal ve hizmet ticareti serbestliğini sistem kaldıramamış ve krizle karşılaşmıştı. Bu krizden çıkışta klasik ekonomi yaklaşımının neoklasik düşünceyle revize edilmesi önemli katkı yaptı.
Kaynak: Dr. Mahfi Eğilmez-Dr. Ercan Kumcu- Ekonomi politikası