Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası İklim Zirvesi (COP28) yaklaşırken, ‘Küresel Kuzey’ ile ‘Küresel Güney’ arasındaki tartışmaların da derinleştiğini, yoğunlaştığını gözlemliyoruz. Birinci kritik konu, ‘Küresel Güney’i temsil eden kimi Latin Amerika, pek çok Afrika ve belirli Asya ekonomileri için, hala hane halkının anlamlı bir bölümüne elektrik götürülememiş iken, ‘karbonsuzlaştırma’yı (decarbonization) ülkenin bütününe yüzde 100 elektrik sağlayabilmiş ülkelerin öncelikleri ve beklentileri üzerinden tartışmak ne kadar anlamlı? Bu nedenle, yukarıda tanımladığım orta gelir düzeyinin altında kalan, anlamlı bir bölümü de az gelişmiş ülke sayılan söz konusu ekonomiler, küresel iklim krizinin salt belirli bir bakış açısı ile ele alınmasından memnun değiller.
İkinci tepki, Küresel Güney’i temsil eden pek çok Latin Amerika, Afrika ve Asya ülkelerinin karbonsuzlaştırma için gerekli olan kritik mineral ve madenleri elinde bulunduran ülkeler olmaları. Bu nedenle, Küresel Kuzey’in elinde yenilenebilir enerji, yeşil enerji ve enerji dönüşümü için yeterli teknolojik imkan olmasına rağmen, söz konusu teknolojik imkanları Küresel Güney’le paylaşmıyor olmaları. Bu nedenle, küresel iklim krizini bertaraf edecek kritik mineraller ve teknolojik imkanlar belirli ülkelerin ellerinde toplanmışken, karbonsuzlaştırmanın kendi doğalında zaten bir ‘adaletsizlik’ olduğu görüşünün genel bir kabulle karşılaştığı gözleniyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!