Yaşar Erdinç – 11.06.2018
Bu gece Kadir gecesi… “Allah(cc)’ın ayeti aynen şöyle söylüyor; “Bin aydan daha hayırlı bir gece”. Belki de birçoğumuzun farkında olmadığımız bir durum var; “Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğunu kim söylüyor?” diye 100 kişiye sorsak acaba kaç kişi doğru cevabı verir bilemiyorum ama sayının çok fazla olmayacağını tahmin ediyorum. Bazen bazı cümleler bir slogan gibi algılanır. Bu da özüne inmeyi zorlaştırır. Bir cümlenin ya da ayetin üzerinde çalışmaya ve düşünmeye başladığınızda ise inanın yeni kapılar açılıyor. İnsanlığa bir kurtarıcı olarak inen yüce kitabımızın indirildiği gece neden bin aydan daha hayırlı?
Genellikle, mübarek gecelerde twit atar ve kutlama yapardım. Fakat daha sonra baktım ki; bu tür twitler artık birilerine yaranma, taraf bulma veya nüfuz sahibi olmak için atılmaya başlanmış veya o şekilde algılanıyor. Çok içtenlikle yapanları tenzih ederim. Allah(cc) herkesin kalbini biliyor. Artık dini konularda veya Türk milletine bugüne kadar büyük emekleri geçmiş olan tarihteki liderlerimizi veya daha genel bir deyimle, dini, siyasi, sosyal, kültürel değerlerimizi hatırlatan, öven mesajlar da atmıyorum. Çünkü ayrıştık… Çok içtenlikle attığınız bir mesajın üzerine yazılanları görünce ya cevap vermek zorunda kalıyorsunuz ve savunmaya geçiyorsunuz, niyetinizi açıklamaya çalışıyorsunuz ya da gereksiz ve boş ego tatmin edici bir düellonun içinde kendinizi bulabiliyorsunuz… Mevlana “Cahilin yanında kitap gibi sessiz ol” diyor. Nefsinize uyup cevap vermek pek anlamlı değil. Siz cevap vermeyince karşınızdaki sizi nasıl alt ettiğini düşünüyor. En güzelinin, öyle düşünmelerine izin vermek ve onları zan’larıyla baş başa bırakmak olduğunu düşünüyorum.
Bu yazıma “Kadir gecesi” ile başlamak da yukarıdaki gibi yorumlanacak veya algılanabilecektir. Ama burada en azından daha uzun cümleler kurarak derdinizi anlatma imkanı var. İçsel bir mesaj vermek yerine, sadece düşünmeyi öne çıkarmaya çalışmak istediğim için yazıma böyle başladığımı belirtmek istiyorum. “Kadir gecesi neden bin aydan daha hayırlıdır?” Sadece bunun üzerine düşünmeye davet etmek istedim. Ben çok düşündüm ama Kuran-ı Kerim’in tamamını tefsirleriyle anlayarak okumadıktan sonra, bu soruya cevap vermenin çok zor olduğunu söylemekle yetineceğim. Yüce kitabımızı şu ana kadar tefsirleriyle 12 defa okudum. Her okuyuşumda, adeta başka bir kitap okuyordum. Zannedersem beşinci veya altıncı defa okuduğumda, sadece ekonomist gözüyle okudum. Dünyadaki onca finansal ve ekonomik krizi inceledikten sonra, “Acaba Kuran-ı Kerim bu konuda hangi mesajları veriyor?” diye merak ettim. Allah(cc) Prof. Mehmet Okuyan’dan razı olsun. Kuran-ı anlamaya yönelik olarak en bilimsel ve akılcı yaklaşımların kendisinden geldiğini gördüm. Kitabımıza o kadar hakim ki; hangi surenin hangi ayetleri hangi konularda bir biri ile ilişki içinde ve birbirlerini tamamlıyor? İşte bunları mükemmel ve akla hiç de ters düşmeyen bir şekilde ortaya koyuyor. Dolayısıyla Sayın Okuyan’ın metodolojisi ile, okuyup anlamaya çalıştım. Öyle ayetler var ki; bundan 1450 yıl önce bugünü ve bugünkü krizleri çözmenin şifrelerini muhteşem bir şekilde vermiş. Bu konuda bir kitap yazmanın bütün insanlığa büyük bir katkı olacağını düşünüyorum. Ama herhalde Mehmet Okuyan hoca gibi dini konulardaki çok değerli bilim insanlarının çok fazla yardımına ihtiyacım olacak. Arapça hakimiyeti olmadan sadece meal veya bir iki tane tefsir ile olacak bir iş değil. İlmik ilmik dokumak gerekiyor. Ne zaman din bilginleri, diğer sosyal ve fen bilimleri alanındaki uzmanlarla bir araya gelir de öyle çalışırsa, bence yeni bir boyut ortaya çıkacaktır.
İlk defa 2001 yılında, ülkelerin geçirdiği finansal krizleri incelemeye başlamıştım. Tek amacım, krizler olmadan önce hangi sinyallerin ortaya çıktığını görmek ve bunları gördükten sonra da krizleri önlemek yolunda neler yapılması gerektiğini ortaya çıkarmaktı. Tabi ki zor bir işti. Tam beş yılımı aldı ama yaptığım çalışmaların sonucu inanılmaz bir keyifti. Çünkü kafamdaki sorulara cevap bulmuştum. En önemli cevap ise “krizlerin önlenemeyeceği” gerçeğiydi. Buna aşağıda değineceğim ama bu keyifle “36/42 Para Harekatı” kitabını yazarak, ekonomi tahsili olmayan insanlara da öğrendiklerimi aktarmak istedim. Bu kitap 2006 yılının Haziran ayında bitmiş ve Kasım ayında basılmıştı. Henüz ABD krizi falan yoktu. Ama kitapta ABD’de büyük bir kriz çıkıyordu ve bu kriz emlak sektöründen kaynaklanıyordu.