Bulunduğumuz coğrafya, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en zorlu, en kanlı, en gergin dönemini yaşıyor. İkinci bir ‘Soğuk Savaş’ dönemi, hatta üçüncü bir dünya savaşı olasılığının pek çok uluslararası platformda dile getirildiği, küresel ve bölgesel jeopolitik ve jeoekonomik gerginliklerin had safhada olduğu bir dönemde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlı ve vizyoner liderliğinde, Türkiye’yi bir ‘İstikrar ve Huzur Abidesi’ olarak muhafaza etmek büyük bir beceri ve gayrete imza atıldığına işaret ediyor. Türkiye’nin ekonomik, siyasi, askeri ve bilgi (istihbarat ve iletişim) gücünü diri ve proaktif tutabilmek detaylı planlama, strateji ve politika setleri oluşturmayı gerektirmekte.
Kurumlarımız bu alanda son derece dirayetli, bir o kadar da meşakkatli bir mücadele ortaya koymaktalar. Türkiye Ekonomisi’nin büyüme ve kalkınma performansını sürdürülebilir kılmak, bu amaçla yerli ve yabancı sermaye yatırımları için Türkiye Ekonomisi’ni bir üretim, ihracat ve lojistik merkezi olarak güçlü ve iddialı kılmak adına her gün ayrı bir strateji, yeni bir politika seti kamuoyu ile paylaşılıyor. Hafta başında Türk ve dünya ekonomisinin paydaşları ile paylaşılan Türkiye’nin 2004-2028 uluslararası doğrudan yatırımlar stratejisi, Türkiye’nin yüksek teknoloji odaklı bir yatırım üssü olma avantajını daha da derinleştirecek, perçinleyecek pek çok detay içeriyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!