Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “çılgın projem” olarak adlandırdığı projesini slaytlar ve animasyonlar eşliğinde açıkladı.
Erdoğan, çılgın projesinin adının ‘Kanal İstanbul’ olduğunu belirterek, ”İstanbul içinden deniz geçen iki şehre dönüşecek. Avrupa Yakası’nda Karadeniz ile Marmara arasında bir kanal açacağız. Kanalın Marmara girişi Silivri’den başlayacak” dedi.
İLK HINCAL ULUÇ YAZMIŞTI
‘Çılgın projeyi’ gündeme ilk Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç getirmişti. Başbakan’la telefon görüşmesi yapan Uluç köşesinde şunları yazmıştı: “İki cümle ile projenin adını söyledi. Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje.. Biri bana “Bin proje say” dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın. Bu projeyi, bir TV canlı yayınında Türk ve Dünya (Dünya.. Bu sözcüğe dikkat edin. Şifre o.) kamuoyuna açıklamak Başbakan’ın hakkı..”
İşte Erdoğan’ın merakla beklenen ‘çılgın projesiyle’ ilgili açıklamaları:
HAYALLER KURDUK
Bir İstanbul aşığı olan, İstanbul’u hayal şehir, bu şekilde tanımlayan Yahya Kemal özellikle İstanbul üzerine yazmış olduğu deniz adlı şiirini şu dizeleriyle bitiriyor:
“Çıktığın yolda bugün yelken açık yapayalnız. Gözlerin arkaya çevrilmeyerek pervasız. Yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar. İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar.”
İnsan alemde hayal ettiği kadar yaşar. Alparslan bir hayal kurmuş, Anadolu’nun kapılarını aydınlığa aralamıştır. Fatih Sultan Mehmet hayal kurmuş, gemileri karadan yürütmüş. Süleymaniye Mimar Sinan’ın önce hayallerini süslemiş, ardından İstanbul’un incisi olmuştur. Selimiye Edirne’nin, Türkiye’nin dünyamızın incisi olmuştur. Bütün büyük adımlar bir hayalle başlamıştır. Bütün büyük zaferlerin, medeniyetlerin temelinde önce hayal vardır. İşte biz de ülkemiz için milletimiz için hayaller kurduk.
Üstad Necip Fazıl ne güzel söylemiş İstanbul için:
“Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, edâ, iklim; O benim, zaman, mekân aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misâle.”
KİM ÇEVRECİ? CHP Mİ BİZ Mİ?
İşte böyle bir İstanbul’un hayaliyle iş başına geldik. Gecesi sümbül kokan bir İstanbul için kolları sıvadık. Biz hayalleri gerçeğe dönüştürmek için koştuk. Çöp dağları vardı. İktidarda CHP vardı. Çöp dağlarında hayallerin tükendiği bir İstanbul’u, Ümraniye’de çöp dağlarının patladığı ve 39 vatandaşımızın öldüğü şu Ümraniye’de iktidarda CHP vardı. Çöpten çöp dağlarından kurtararak buraları park alanlarına dönüştürdük. İstanbul’u suyla buluşturduk. Temiz bir Haliç isteniyordu. Kime gittiysek bize Haliç temizlenmez diyorlardı. Kayalarla toprakla dolu bir Haliç. Düşünebiliyor musunuz? Bunun söyleyenler bize artık danıştığımız o koskoca hocalarımızdı. Onlar bize böyle söylüyorlardı. Fakat biz aradık araştırdık ve Haliç’in temizlenebileceğini öğrendik. Haliç’in içinden bütün çamuru aldık ve onu 9,5 km uzaklıktaki Alibeyköy’deki taş ocaklarına taşıdık. Kamyonlarla taşımıyorduk, oraya adeta petrol boru hattı gibi borular döşemiştik. Orada kendimize 650 bin metrekarelik bir park meydana getirdik. Kim çevreci? CHP mi biz mi?
İstanbul sevdamız bizi buralara getirdi. Yılmadık, umudumuzu kaybetmedik. Hayallerimizi hiç yitirmedik. Aylar boyunca özgürlüğün hayalini kurduğumuz kadar büyük Türkiye’nin hayallerini kurduk orada. 14 Ağustos 2001’de işte o hayallerin peşine düştük. Biz konuşan düşüncelerini özgürce ifade edebilen korkmayan korkutulmayan hiçbir ferdi dışlanmayan ötelenmeyen bir Türkiye hayalini kurduk. Bunu başardık, başaracağız.
ÇANAK ÇÖMLEK ÇIKTI DİYE MARMARAY’IN BİTİŞİ 4 YIL ERTELENDİ
Çok enterasan üçüncü köprü dedik. CHP’lilerin hemen eteği tutuştu. Açıklama yaptılar karşıyız. E sizden zaten başka bir şey beklenmez ki? Bu zihniyet sevgili kardeşlerim birinci köprüye de karşıydı, ikinci köprüye de karşıydı. Bu zihniyet Marmaray’a da karşıydı. Zaten bu zihniyet Marmaray’ın bitişini 4 yıl erteletti bize. Neden biliyor musunuz? Orada çanak çömlek çıkmış bu. Lafa gelince insandan değerli bir şey yok. Ama 4 yıl bir proje geciktirilmez. İnsanımın 4 yıl yaşamında, İstanbul’un ulaşımında artılarla eksileri bunların hesaplama durumu yok. İnsan öncelikli bakmadı bunlar, her zaman ideolojik yaklaştılar.
BU PROJE YÜZLERCE YIL ÖNCESİNİN DE HAYALİ
İstanbul Türkiye’nin özetidir. Güzelliğiyle, potansiyeliyle sadece Türkiye’nin değil dünyanın göz bebeğidir. İstanbul’a yapılan her hizmet, Anadolu’ya Trakya’ya yapılan bir hizmettir. İnsanlığa yapılan hizmettir.
İşte bugün bu muhteşem şehre yeni bir hizmeti yeni bir eseri kazandırmanın milletçe heyecanını yaşıyoruz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün açıklayacağım bu muhteşem proje, şahsımın olduğu kadar arkadaşlarımın olduğu kadar, yüzlerce yıl öncesinde İstanbul’un sakinlerinin de aslında bir hayalidir. İstanbul’a Büyükşehir belediye başkanı olduğum zaman, bu özellikle Independent olayını yaşadığımızda, çok ciddi rahatsızlıklar geçirmiştik. Böyle bir felaketle baş başa kalırsan ne yaparız, aylarca bu yangın sürmüştü. Ne yaparız diye kendi kendime soruyordum. Zaman zaman bunları konuşuyordum.
Başbakan olduktan sonra, Ulaştırma Bakanım ve Belediye Başkanımla helikopterle zaman zaman dolaştık. Türkiye bunu başaracak güce ulaşmıştır dedik. Artık kaynaklar noktasında da sıkıntımız yok. Milli kaynaktan olmasına yönelik bir sıkıntı da yok. Türkiye 2023’e böyle büyük, çılgın ve muhteşem bir projeyle girmeyi hak etmektedir dedik ve bunun adımını attık.
AYNI ZAMANDA ENERJİ PROJESİ
Bu proje çok boyutlu bir projedir. Aynı zamanda enerji, ulaştırma, barındırlık, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesi, aile projesi, konut projesidir. En önemlisi de bu proje bir çevre projesidir. İstanbul’u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir.
PROJENİN TAM YERİ GİZLİ TUTULACAK
İki hususun altını çiziyorum. Biz çok uzun bir süredir bu projenin üzerinde büyük bir titizlilikle çalıştık. Birkaç grubu dar çerçevede çalıştırdık. Her türlü haksızlığı önlemek adına, projenin tam olarak yeri ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceğim. Onu açıklayacak değilim.
ETÜT ÇALIŞMASI 2 YIL SÜRECEK
Projenin yeri ve maliyeti üç aşağı beş yukarı belirlenmiş durumdadır. Sadece etüt çalışmaları iki yıl sürecek. Böyle devasa bir projenin süreç içinde yer ve maliyet açısından bazı değişikliklere uğrayacak olması da son derece tabiidir.
ÇILGIN PROJENİN ADI: KANAL İSTANBUL
Dünyada içinden nehir geçen nice şehirler vardır. İçinden deniz geçen yegane şehir İstanbul’dur. Başlattığımız projemizde, İstanbul artık içinden iki deniz geçen bir şehre dönüşüyor. Bu projeyle beraber iki yarımada bir ada oluşuyor. Anadolu Yakası zaten bir yarımada.
Fakat şimdi bir ada oluşacak. Bu projeyle beraber bir yarımada daha oluşacak. İstanbul’un Avrupa yakasında, İstanbul’un batısında, Karadeniz ile Marmara denizinin arasına yaklaşık 45-50 km uzunluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul’umuza Kanal İstanbul’u kazandırıyoruz. Yüzyılın en büyük projelerinden biri için bugün kolları sıvıyoruz.
SU DERİNLİĞİ 25 METRE OLACAK
Kanalın su derinliği yaklaşık 25 metre olacak. Su yüzeyinde genişlik yaklaşık 145-150 metre civarında olacak. Kanaldan bugün dünyadaki en büyük gemiler geçebiliyor. Ama bizim kanallardan 300’lük gemiler geçebilecek. Kanal üzerine inşa edeceğimiz köprülerle kara ve demir yolu ulaşımı hiçbir kesintiye uğramayacak. Üçüncü köprü de bu kanalın üzerinden geçecek. Kanalın inşası sırasında, milyonlarca metreküp hafriyat çıkarılacak. Kazı malzemesi büyük bir liman ve havalimanı yapımında, bunun yanında da sönmüş maden ocakları var, bu maden ocakların bir kısmını göller olarak kullanırken, bir kısmının da kapatılma noktasında değerlendireceğiz. Bu proje İstanbul’u Türkiye’yi başta ülkemiz olmak üzere dünyayı yakından ilgilendirmektedir.
BOĞAZ TRAFİĞİ SONA ERECEK
Zaman zaman meydana gelen kazalar Boğaz’ı adeta cehenneme çevirdi. Türkiye milli gelirinin yüzde 40’ını sağlayan İstanbul’u böyle büyük bir tehditten kurtarıyor, İstanbulluların can güvenliğini sağlamak, kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına bu buyük adımlarımızı atıyoruz. Kanal İstanbul ile boğaz trafiğini tamamen sona erdiriyoruz.
GÜNDE 150-160 GEMİ GEÇECEK
İstanbul Boğazı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat varlığı olarak eskiye geri dönecek. Marmara’da demirleyen gemilerden artık büyük oranda kurtuluyoruz. Çeşitliliği de böylece muhafaza altına alıyoruz. Kanal İstanbul’dan günde 150-160 gemisinin geçmesini hedefliyoruz. Kanal gemi trafiğini yavaşlatmayacak, tam tersine hızlandıracaktır.
KANALIN SUYU DURGUN OLMAYACAK
Tabi bunlar düzenlemede çok daha farklı ölçütlerde olacak. Kongre, festival, fuar merkezleriyle, spor tesisleriyle, konutlarıyla yeni bir yaşam merkezinin ortaya çıkmasını sağlayacak. İstanbul’un en büyük havalimanını bu bölgede gerçekleştireceğiz. Hedefimiz 60 milyon yıl kapasiteye sahip bir havalimanı. Kanal ve çevresi turistleri cezBederken, bu yeni projeyle birlikte İstanbul Boğazı’da eskisinden çok farklı çekim alanı oluşturacak. Kanalın suyu durgun olmayacak. Kanal İstanbul’un yer altı ve yer üstü kaynaklarına zarar vermeyecek. İstanbul’da bir su sorununa asla sebep olmayacak.
FİNANSMAN SIKINTISI YOK
Kanalın finansmanı konusunda hiçbir sıkıntı söz konusu değildir. Yaklaşık iki yıl boyunca etüd çalışmaları yapılacak bu çalışmalarda mimarlarından mühendisine bütün arkeologlarına kadar çok sayıda bilim adamı ve uzman bu projede görev alacak. Kanalın inşaatı da on binlerce vatandaşımıza iş imkanı sağlayacak. Etüd çalışmalarında her türlü olumlu öneri alınacak. STK’larımızla, üniversitelerimizle ortak proje yürüteceğiz.
SEÇİMLERDEN SONRA ETÜD ÇALIŞMASI YAPILACAK
Şu an itibariyle kanalla ilgili bir çok ayrıntı ortaya çıkmış durumda. Maliyet hesaplarının bir kısmı yapılmış durumda. Ancak spekülasyonlara meydan vermemek adına şu an onlara girmeyeceğim. 12 Haziran seçimlerinin ardından etüd çalışmalarını başlatacak, ve ağırlıklı hazine arazileri kullanılmak suretiyle bunu gerçekleştiriyoruz.
İstanbul’un Türkiye’nin dünyanın hizmetine böyle bir projeyi sunmak inşallah Ak Parti’ye nasip olacaktır bunu öyle görüyorum. Ben bu muhteşem projenin bu çılgın projenin ülkemize milletimize İstanbul’umuza hayırlı olmasını rabbimden temenni ediyorum.
BU PROJE ÇATALCA’YA HEDİYE ONA GÖRE
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çılgın proje olarak adlandırdığı Kanal İstanbul’u tanıttıktan sonra İstanbul Kongre Merkezi’nden çıkmak üzere kapıya yöneldi. Erdoğan’ın, bu sırada kendisine sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşlara, “Bak bu proje Çatalca’ya hediye ona göre ” diye seslendiği duyuldu. Erdoğan vatandaşların sloganları arasında salondan ayrıldı.
Kaynak: Hürriyet