Kısıtlı kredi kullanımı firmaların mali borçlarını azaltırken gerek özkaynak gerekse de cari borçlarını artırarak, kendi içinde bir ekosisteme göre çalışmış oldu.
Meclis üyeliğini de yaptığım ve her zaman mensubu olmaktan büyük gurur duyduğum İstanbul Sanayi Odası (İSO), sanayinin nabzını tutan ve aslında gelişimi yönünde de teşvik unsuru olduğuna inandığım İSO 500 ve ikinci 500 olarak açıkladığı ve rakamsal verilerle öne çıkan 1000 firmayı gösteren çalışmasını 1968 yılında 100 büyük sanayi kuruluşunu yayınlayarak başlatmıştı.
O dönemden bu yana düzenli olarak yayınlanan bu çalışma Türk sanayisinin her sene fotoğrafını çekmesinin yanında, belli araştırmalar için önemli bir veri kaynağı ortaya koyuyor.
Hatta bu çalışma gibi keşke tüm oda ve kurumlarımız da çalışmalar yürütse de sağlıklı verilere ulaşma ve analiz etme şansımız daha da yükselse demekten kendimi alamıyorum. Diğer taraftan dünyada ve Türkiye’de son birkaç yıldır ekonomik göstergelerdeki oynaklık o denli yoğun ki; haliyle bu durum reel kesime de yansıdığından hatta artık yıllık değil de çeyreklik göstergelerle bir İSO 500 listesi yayınlanması ihtiyacı var diyebilirim.
2022 yılında yaşanan ekonomik değişimlere dikkat çekecek olursam, sanırım bu talebim daha doğru anlaşılacaktır:
-Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile patlak veren savaş, küresel olarak enerji ve gıda başta olmak üzere arz kaynaklı bir enflasyonun oluşmasına zemin hazırladı.
-Yükselen enflasyon küresel merkez bankalarını sıkılaşmaya yönlendirdi
-AB başta olmak üzere dünyada durgunluk riskini arttırdı.
-Durgunluk da elbette ihracat siparişlerinde (dış talepte) azalmaya sebep oldu.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!