Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan : ‘İslam İktisadı Krizden Çıkışın Anahtarıdır’
İslam ekonomisi ve finansı alanında dünyanın en prestijli konferansı olan Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nın 12’ncisi, 14-20 Haziran tarihlerinde İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ev sahipliğinde başladı. Katılımcı kurumların tanıtım videolarıyla başlayan konferansın ilk günü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve Pakistan Ekonomi Bakanı Dr. Abdul Hafeez Shaikh’ın konuşmalarıyla başladı. Açılış konuşmasını yapan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır” dedi.
İslam ekonomi ve finansı alanında dünyanın en prestijli konferansı olan Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nın 12’ncisi, bu yıl İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ev sahipliğinde başladı. İslam ekonomisi ve finansını daha iyi anlama ve yorumlayamaya katkıda bulunmak amacıyla İslam Kalkınma Bankası’nın kuruluşu İslami Araştırma ve Eğitim Enstitüsü’nün koordinasyonunda gerçekleştirilen konferansta Türkiye’de İslami Para ve Sermaye Piyasaları, Girişimcilik, Küresel Mali Mimarlık, Dijital Ekonomi, 4. Sanayi Devrimi, İyi Yönetişim ve Sürdürülebilir Kalkınma gibi konular konuşulacak.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr .Mehmet Bulut, yaptığı konuşmada konferansın köklü bir geçmişe sahip olduğunu hatırlatarak, bu konferansların araştırma ve yeniliği harekete geçirmede ve stratejik bilgi birikimine katkıda bulunmada önemli bir rol oynadığını söyledi.
İnsanlığın artık ekonomik sistemlerin yeni bir dünya düzeninin taleplerini karşılamak için adapte olmasına neden olan COVID-19 ile karşı karşıya olduğunu belirten Bulut, konferansın İslami para politikaları ve İslam ekonomisinin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmedeki rolünün yanı sıra kaynak tahsisi, çok boyutlu kalkınma, finansal teknoloji ve mimari, girişimcilik ve finansal araçların zorluklarına odaklanacağının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır.”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla tüm dünyada köklü değişikliklerin yaşanacağı yeni bir döneme girildiğine işaret etti ve her ne kadar bu salgın öncelikle sağlıkla ilgili olsa da sonuçları itibarıyla hayatımızın hemen her alanını etkilediğini ve iş gücü piyasasından ticarete, kişisel ilişkilerden kamu güvenliğine kadar pek çok alanda salgının artçı sarsıntılara sebep olduğunu vurguladı.
Erdoğan, “İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır,” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Aşırı finanslaşma, toplumsal ve insani maliyetlerin dikkate alınmadığı, sadece rant kaygısıyla hareket eden obez bir ekonomik model ortaya çıkarmıştır. Uzun vadeli büyük altyapı yatırımlarının finansmanı için sukuk gibi ürünlerin kullanımının yaygınlaştırılması gerekiyor.” Cumurbaşkanı Erdoğan kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan İstanbulu İslami finans ve ekonominin de merkezi yapmayı hedeflediklerinin de altını çizdi.
Albayrak: “Hedefimiz Türkiye’yi dünyada faizsiz finansın merkezi haline getirmek”
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sürdürülebilir kalkınma için reel ekonomiye kaynak sağlayan finans kuruluşlarının sağlam ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmasının temel şart olduğunu vurguladı.
Yakın geçmişte yaşananların, ekonomideki temel işlevi tasarruflarla reel yatırımlar arasında köprü kurmak olan finansal sistemin mevcut yapısıyla görevini hakkıyla yerine getiremediğini gösterdiğine işaret eden Albayrak, üretimin ve refahın artışına katkı yapması gereken sistemin, finansal ve ekonomik istikrarı tehdit edebilen bir konuma gelebildiğini gösterdiğini söyleyerek şöyle dedi: “Katılım finans kuruluşları, bizim için stratejik öneme sahip. Küresel finansal krizin ardından katılım finans sisteminin avantajları net olarak görülmüş, sektörün gelişimi tüm dünyada ivme kazanmıştır.”
Albayrak, faizsiz finans sisteminin Türkiye ekonomisi ve finansal sistem içindeki yerini güçlendirecek tüm araç ve mekanizmaları devreye aldıklarını aktararak, “Hedefimiz Türkiye’yi, gelişmiş finansal altyapısı, genç, dinamik nüfusu ve nitelikli iş gücünün yanında jeostratejik konumuyla İstanbul Finans Merkezi’nin sağlayacağı avantajlarla dünyada faizsiz finansın merkezi haline getirmek.” dedi.
Pakistan Ekonomi Bakanı: “Finansal zorluklarla başa çıkmak için İslami finans önemli”
Pakistan Ekonomi Bakanı Dr. Abdul Hafeez Shaikh, İslami finansmanın gelişmekte olan ülkelere küresel finansal zorluklarla başa çıkmalarına yardımcı olma potansiyelini vurgulayarak, İslami bankacılığın Pakistan’da hızla büyüdüğüne dikkat çekti.
Koronavirüsün tüm dünyayı etkisi altına aldığını vurgulayan Shaikh, ihracat ve gelirlerin Pakistan’da olumsuz etkilendiğini, hükümetin korona yardım fonu ile16 milyon aileye nakit yardımı yaptığını söyleyen Shaikh, Pakistan ve Türkiye’nin siyaset, ticaret ve halkın bağlılığını içeren çok samimi ilişkilere sahip olduklarının altını çizdi.
İslam ekonomisi araçları bu süreçte kullanılmalı
Açılış oturumunda İslam Kalkınma Bankası (IsDB) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Zamir Iqbal, Hamad Bin Khalifa Üniversitesi RektörüAhmad M. Hasnah, Uluslararası Sosyal İktisat Birliği (IAIE) adına Prof. Dr. Mabid Al-Jarhi, İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Müdür Yardımcısı Fadi FARASIN ve İslam Araştırma ve Eğitim Enstitüsü (IRTI) Kıdemli Araştırmacı Salman Syed Ali katıldı. Oturumda konuşmacılar pandeminin sürdürülebilir kalkınma ve reel ekonomi üzerindeki etkileri, işbirliğinin risk paylaşımında önemi, kolektif hareketlilik ve bu süreçte İslam ekonomisi ve finansının yükselişi üzerinde durdu. Katılımcılar, COVID-19 sonrası dönemde önlemler ve çözümleri, modern bir akademik disiplin olarak İslam ekonomisi ve finansının küresel katkılarını tartışırken, İslami ekonominin araçlarının bu süreçte kullanılması gerektiği vurgulandı.
Uysal: “Ekonomimizin ihtiyaç duyacağı kararları almaya devam edeceğiz”
Özel oturumda konuşan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, attığı adımlar ile reel sektöre ihtiyaç duydukları likiditeyi uygun koşullar sağlayarak finansal sistemi ve salgın sonrası iyileşme sürecini desteklemeyi hedeflediklerini söyleyerek şöyle dedi: “Ekonomide üretimi ve finansal istikrarı destekleyerek bu dönemi en az zararla aşmayı amaçlayan tedbirlerin finansal sektörün likidite ve kredi koşullarını desteklediğini ve parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini koruduğunu gözlemliyoruz” dedi.
Akben: Hızlı kararlar ile ekonomide çarklar dönmeye başladı
BDDK olarak koronavirüs pandemisi döneminde hızlı kararlar alarak ekonomide çarkların dönmesini sağladıklarını belirten Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BBDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, şunları kaydetti: “Kovid-19 salgınıyla mücadele döneminde BDDK olarak 50’ye yakın düzenleme yaptık. Proaktif düzenleme yaklaşımı; firmaların, sektörün daha aktif olarak koordinasyonu ve yönetilmesi, ekonominin çarklarının dönmesi açısından tüm dünyada önemini gösterdi ve buna da BDDK olarak çeşitli düzenlemelerle katkı sağladık. Artık tüm dünyada olaylara hızlı müdahale etme kültürü var.”
Ulussever: İslami finansın dengeleme işlevi dünyada uygulama alanı buluyor
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Vekili Ulussever ise İslami finans sisteminin riskleri sermaye sağlayıcısı ile kullanıcıları arasında dengeli bir şekilde paylaştırdığını ve ekonomik faaliyetlerde otomatik dengeleme işlevi uygulayarak sistemik riskleri önemli ölçüde azalttığını söyledi ve bunun İslam dünyasına özgü bir model olmanın ötesine geçip ve tüm dünyada uygulama alanı bulduğunu vurguladı.
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Başkanı Metin özdemir, Türkiye’de faizsiz finansmana ilginin her geçen gün artmakta olduğuna dikkat çekti.
Türkiye bu süreci iyi değerlendirdiği taktirde finansal sistem içinde de güvenli ve itibarlı bir liman olarak yeniden güçleneceğini anlatan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Abdurrahman Kaan, “Bu da yatırımı tek başına finansal bir süreç yönetimi gibi düşünmeyip; üretim-ticaret-yatırım senkronizasyonu başlığıyla, üretimi ve ticaret hattında yatırımı bir katalizör olarak görmekle mümkündür. Çünkü Türkiye, kıtaların ve medeniyetlerin kesişme noktası olması yanında artık doğuya kayan ekonomik güç savaşlarının da hinterlandındadır.” dedi.