İskontolu Nakit Akış Yöntemi

Uzmanlar, şirket değerlemenin profesyonel yöntemlerle yapılmadan bilenemeyeceğini belirtiyor.

Her şirket sahibi veya yöneticisi için şirketinin değerini bilmek önemlidir. Amaç şirketin adil satış değerini tespit etmek olabileceği gibi yaratılan değerin parasal karşılığını ölçmek de olabiliyor. Değerleme çalışması yapmak, şirketin bir önceki döneme göre değer kazanıp kazanmadığını görmek ve dolayısı ile yönetimin performansını ölçmek için de önemli ve gerekli. Değerleme çalışmasının doğru yapılması şirketleri satın almayı düşünen yatırımcılar için de eşit seviyede önem taşıyor. Şirket değerleme bir bilim olduğu kadar sanattır. Doğru tahminleri yapabilmek analitik zekâ, öngörü ve piyasa tecrübesi gerektiriyor.

Bir şirketin veya projenin (proje de hayata geçtiğinde bir şirket olacaktır) değerini tespit etmek için çok sayıda yöntem bulunduğunu söyleyen Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı, Kamu Özel Ortaklığı (PPP) ve Proje Finansmanı Uzmanı Fatih Kuran, “Tüm bu yöntemler içinde şirket değerlemede en etkili yöntem İskontolu Nakit Akış Yöntemi’dir. Öncelikle bu yöntemin nasıl işlediğine bakıp sonrasında ise neden en geçerli yöntem olarak öne çıktığını açıklamaya çalışalım. Bu yöntemde şirketin ileriye yönelik nakit akış projeksiyonları yapılır. Tüm gelir ve gider kalemleri için tahminler yapılması gerekir. İsabetli tahmin yapmanın en güç olduğu kalem genelde satışlarla (veya gelir) ilgilidir. Şirketin ileriye yönelik satış tahmininin tutması kendi performansı kadar yerel ve dünya piyasalarındaki gelişmelere, rekabet koşullarına, ikame ürün veya hizmetlerin durumuna da bağlıdır. Tahminler ne kadar uzun vadeli olursa sapma ihtimali de yükselecektir. Satış ve gelirler ile ilgili yapılan tahminlerden sonra sıra giderlere gelmiştir. Genel kabul gider kalemlerini satışların belli bir yüzdesi olarak kabul etmek sureti ile ileriye yönelik tahminleri gerçekleştirmektir. Bu durum pek çok gider kalemi için olumlu sonuç verse de özellikle satılan malın maliyeti kaleminde ham madde ihtiyacının niteliğine bağlı olarak önemli dalgalanmalar olabilir. Ham madde maliyetlerindeki olası artışların satışlara hangi nispette ve ne kadar zaman içinde yansıtılabileceği de ayrı bir soru işaretidir. Dolayısı ile iskontolu nakit akış yöntemi en geçerli yöntem olsa da yapılacak değerlemenin doğruluğu pek çok faktöre bağlı olarak değişim gösterebilecektir. Nakit giriş ve nakit çıkışlar ile ilgili projeksiyonlar birbirinden çıkartıldığında oluşan nakit akışı şirketi satın almayı düşünebilecek şirketlerin eline geçecek tutarları ifade etmektedir. Bu noktada soru elimizdeki nakit akışı projeksiyonuna bugün itibari ile ne diğer biçileceği ile ilgilidir.

Nakit akışının bugünkü değerini bulmak için belli bir oran üzerinden iskonto etmek gerekir. Bu orana Ağırlıklı Ortalamalı Sermaye Maliyeti (WACC:Weighted Average Cost of Capital) denilir. Şirketi satın almayı düşünecek olan şirketlerin ödeyeceği bedelin ne kadarı öz kaynak ve kalanını da banka kredisi gibi dış kaynaklar ile sağlayacağı ile maliyetlerini ifade eder. Hesaplamada dış kaynakların vergiden düşülebileceği de hesaba katılır. Önemli hususlardan bir tanesi de alıcıların sermaye maliyetlerinin birbirinden farklı olduğudur. Nakit akışları itibari ile tahminler aynı bile olsa farklı iskonto oranları ile yapılan değerlemelerin sonuçları da farklı olacaktır. İskonto oranı yani sermaye maliyeti arttıkça şirketin değeri düşecektir. Şirket değerlemesi yapan alıcıların stratejik yatırımcı mı yoksa finansal yatırımcı mı olduğu da şirket değerine etki edebilir. Aynı şirket ile ilgili nakit akış tahminleri yaparken stratejik yatırımcılar mevcut mal, hizmet, depolama ve dağıtım kanalları gibi unsurların şirket alımı dolayısı ile yaratacağı sinerjiyi projeksiyonları içine dahil edip finansal yatırımcılara göre daha iyimser tahminler yapabilirler. Pozitif senaryolar şirket değerine de olumlu olarak yansıyacaktır.

Sonuç itibari ile aynı şirketin değeri farklı alıcılar için birbirinden farklı olarak hesaplanabilir. İskontolu Nakit Akış Yönteminin diğer uygulamalarından temel farkı değerleme işleminin, şirketin bugünkü durumu yanı sıra, gelecekteki pozitif veya negatif beklentiler dikkate alınarak yapılmasıdır. Diğer önemli fark ise hesaplamaların manipülasyona açık olabilen muhasebesel veriler yerine şirketlerin reel performansını en iyi ifade eden proforma nakit akış tablolaları üzerinden yapılmasıdır” dedi.