Son günlerde hem ekonominin hem de siyasetin gündeminde olan konu Merkez Bankasının 128 Milyar dolarlık rezervlerinin akıbetinin ne olduğudur. Peki halkın veya çalışanların ne kadarı bu konu ile ilgileniyordur. Bence yüzde 3-5 dışında pek kimseyi ilgilendirmiyor bu konu. Bunu neden söylüyorum? Çünkü çalışanların asli derdi başkadır. Ramazan ayının da gelmesiyle geçim derdi işçilerin birinci gündemi olmaya her zamankinden daha fazla olmaya başladı.
Yazımda son beş yılın asgari ücret miktarlarının dolar karşısındaki durumunu ele almak istiyorum. Her yıl hükümet yetkilileri ile işçi dernekleri arasında dört kez toplantı yapıldıktan sonra belirlenen asgari ücret artışının dolar karşısında nasıl eridiğini sizlere göstermek istiyorum. 2016 yılında 1.300 TL olan asgari ücretin 2021 yılına geldiğimizde 2.825 TL olmasının işçinin ekonomisine çözüm olmadığını/olamadığını göreceğiz. Aşağıdaki tablo 2016 yılından bu yana asgari ücret tutarlarını, yıllık ortalama döviz kurlarını ve karşılığında asgari ücretin dolar karşılığını göstermektedir.
Yıllar | Net Asgari Ücret | Ortalama Dolar Kuru | Asgari Ücret Dolar Karşılığı |
2016 | 1.300,00 TL | 3,02 TL | 430 $ |
2017 | 1.404,00 TL | 3,64 TL | 386 $ |
2018 | 1.603,00 TL | 4,81 TL | 333 $ |
2019 | 2.020,00 TL | 5,67 TL | 356 $ |
2020 | 2.324,00 TL | 7,01 TL | 332 $ |
Tabloda görülebileceği üzere 2016 yılından 2020 yılına geldiğimizde her yıl arttırılan asgari ücret aslında 100 dolar eksilmiş. 2021 yılına geldiğimizde de durum çok farklı değil. Güncel kur üzerinden yapacağımız değerlendirme ile 2.825 TL olan asgari ücretin dolar karşılığı 348 dolar. Her gün aynı emeği vererek işe giden ve ülkeye katma değer yaratan işçinin cebindeki para her geçen yıl azalmış. Bir önceki yılın yaşam standardını bile yakalayamayan bir durumda olan işçi, Merkez Bankasının döviz rezervlerini değil, kendi maaşından eksilen dövizleri düşünmekte. Merkez bankasının eriyen bir rezervi olsa bile kendisinin yatırım veya birikim amacıyla bir rezerve sahip olamadığının farkında. Böyle bir durumda işçi veya işçi maaşıyla geçinen insanların tek derdi akşam eve ekmek götürebilmek oluyor. Bunun yanında bir de pandemi dolayısıyla etkilenen sektörler – her ne kadar yasak olsa da – işçilerine maaş veremedikleri için uygun bir şekilde işçilerini işten çıkarıyorsa durum daha da vahim hale geliyor. Peki ne yapılmalı diye sorarsanız, hemen her yazımda bu konuda bilgi birikimim yettiğince bir şeyler yazmaya çalışıyorum, tekrar etmeye lüzum yok.
İsmail CEBECİ
Bağımsız Denetçi Yardımcısı
E-mail: cbcisml@gmail.com