Uygarlık yaşamı tezatlıklarla dolu, Bi tarafta insanoğlunun ilerlemesinde tartışılmaz katkısı olan icatlar ve keşifler. İnsanoğlunu bugün uzayın derinliklerine, okyanusların derinliklerine, hücrelerin derinliklerine taşıyan büyük sıçramalar. Diğer tarafta, aynı icat ve keşiflerin insanoğlunu sömürgecilik ve dünya savaşları gibi yıkıcı sonuçlara da taşımış olması. 1750 Sanayi Devrimi’ne kadar uygarlık yaşamındaki gelişmeler küçük adımlarla ilerleme kaydedebilmiş. 1750 Sanayi Devrimi’nden itibaren ilk 100 yıl, insanoğlu önce suyun itici gücünden yararlandığı ilk makinelerle küçük üretim kapasitesinden daha geniş üretim kapasitesine ilerlemiş, tekstili sanayileştirmeye başlamış ve demirin sağladığı imkanları daha geniş kullanmış. Suyun itici gücü, tekstilin sanayileşmesi ve demirin yoğun kullanımı ‘İnovasyonda 1. Dalga’ olarak kabul ediliyor.
Derken, buhar kazanları ve buharın itici gücüyle çalışan makinelerle birlikte, 1790’dan 1840’lara kadar, makine ve enerji dönüşümü bambaşka bir aşamaya geçmiş. Bu dönemde, buharın itici gücü ile çalışan makinelerin sağladığı imkanlar bir yandan gemi teknolojisine, bir yandan da demiryolları, raylı sistemler ve lokomotifle kara taşımacılığına aktarılınca, ‘İnovasyonda 2. Dalga’ başlamış. ‘İnovasyonda 2. Dalga’yı oluşturan buharın itici gücü ve raylı sistemlerin yanına, çelik de eklenmiş. Çeliğin günlük hayatımıza girişi en az buharın itici gücü ve raylı sistemler kadar kritik önemde. Bu süreç, insanoğlunun mobilitesi, hareket kabiliyeti, insanların ve ürünlerin göreceli olarak daha kısa sürelerde çok uzak noktalara ulaşması adına devrimsel bir değişim. İşte, tam da bu noktada, İnovasyonda 3. Dalga’ya geçilmiş. 1. Dalga 75 yıl, 2. Dalga 60 yıl derken, 1900’lerin başlarından itibaren dalga geçişlerinin 50, derken 40, ardından 30 ve son dalgada 25 yıla indiğine de şahit oluyoruz.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!