Rezerv ve Rezerv Para Nedir?
Rezerv, saklama, biriktirme anlamına gelen bir sözcük. Rezerv para; herkes tarafından kabul edilen para anlamında kullanılıyor. ABD’nin dünya ticaretinde ağırlıklı bir yere sahip olması Doların altın, petrol ve diğer önemli maddelerin fiyatlarının tanımında kullanılmasına ve bütün bunlar da Doların dünyanın en önemli rezerv parası olmasına yol açmıştır. Onu, dünya ticaretinde ağırlıklı bir yere sahip olan Avrupa’nın Euro’su ve diğer bazı ülke paraları izler.
Ülkelerin merkez bankaları, tıpkı insanlar gibi kötü günler için rezerv bulundururlar. İnsanlar bunu yaptığında adına tasarruf, merkez bankaları yaptığında adına rezerv denir. Rupi, Endonezya dışındaki ülkelerde alış verişlerde geçerli olmadığı için rezerv para olarak kabul edilmez. Buna karşılık ABD dolarını Endonezya’da da kullanmak mümkündür. Merkez bankaları iki türlü rezerv varlık bulundururlar: rezerv para olarak kabul edilen yabancı para birimleri (döviz) ve altın. Altın, rezerv paralara kolaylıkla dönüştürülebilme imkânı olan bir değer biriktirme aracı olduğu için rezerv varlık olarak kabul edilir. Hangi paraların rezerv para olarak kabul edildiğini ve bunların rezerv olma derecesini anlamanın en kestirme yolu ülkelerin döviz rezervi içindeki yabancı ülke paralarının oranlarına bakmaktır. IMF verilerine göre 2021’de dünyada merkez bankalarının bulundurduğu rezerv paraların dağılımında ağırlık yüzde 59 ile Dolardadır. Onu yüzde 20 ile Euro, yüzde 4 ile Sterlin ve yüzde 4 ile Yen izlemektedir. Geri kalan yüzde 13 Yuandan Kanada Dolarına kadar daha çok bölgesel rezerv para olarak kabul edilen paralardan oluşmaktadır.
SDR (Special Drawing Rights – Özel Çekme Hakları) Nedir?
SDR, IMF tarafından 1969 yılında üye ülkelerin rezerv ihtiyaçlarına destek olmak ve uluslararası likiditeyi artırmak amacıyla yaratılmış faizli bir uluslararası rezerv paradır. IMF, zaman zaman yeni SDR’ler yaratarak üye ülkelere tahsis eder ve onların rezerv pozisyonlarının iyileşmesine katkıda bulunur. SDR’nin değeri, beş para biriminin belirli ağırlıklarla yer aldığı bir sepet aracılığıyla belirlenir. Sepet şu para birimlerinden oluşur:
SDR’nin değeri sepetteki para birimlerinin durumuna bağlı olarak tıpkı döviz kuru gibi sürekli değişir. Bugün itibarıyla 1 SDR = 1,42 Dolar dolayındadır.
SDR, rezerv para ihtiyacı olan bir ülkenin merkez bankasının bir başka ülke merkez bankasından onun elinde bulunan rezerv parayı kullanmasına imkân sağlar. İhtiyacı olan ülke merkez bankası elindeki SDR’yi vererek karşılığında diğer merkez bankasından örneğin Dolar alır. SDR de rezerv para olarak kabul edildiği için Doları veren merkez bankası karşılığında SDR aldığında rezervlerinde bir eksilme olmaz. Aynı işlemi rezerv olmayan bir parayla değiş tokuş şeklinde yapsaydı uluslararası rezervlerinde düşüş olacaktı. O nedenle SDR, bu değiş tokuşlarda, rezerv para konumunda olmayan ulusal paralara göre avantaj sağlar. Diyelim ki Bulgaristan Merkez Bankası elindeki Levaları verip belirli bir süre için Fed’den Dolar almak istese bu Fed için tercih edilen bir düzenleme olmaz. Çünkü verdiği Dolara karşılık aldığı Levalar rezerv kabul edilmediği için Fed’in rezervleri verdiği Dolar kadar azalmış olur. Oysa Bulgaristan Merkez Bankası elindeki SDR’leri verip de karşılığında Dolar alırsa SDR rezerv sayıldığı için Fed’in rezervleri değişmemiş olur. Bu işlem yapıldığında Bulgaristan Merkez Bankası, Fed’e IMF aracılığıyla faiz ödemesi yapar. Bununla birlikte SDR ile parasını değiş tokuş yapması istenen bir ülkenin bu işlemi yapması zorunluluğu yoktur. SDR verip rezerv para almak gönüllülük esasına dayalıdır. Eğer bir ülke SDR karşılığında rezerv para bulamamışsa o zaman IMF devreye girer ve rezerv durumu uygun olan bir üyesinden ihtiyacı olan ülkeye rezerv para vermesini isteyebilir.
SDR para değildir, alış verişlerde kullanılamaz. Ödemeler dengesi sıkıntılarını giderebilmek için ihtiyaç duyulan Dolar gibi rezerv paraları belirli bir süreyle kullanmaya yarayan bir rezerv imkânıdır. Bu kullanım işlemi faiz uygulamasına tabidir. SDR tahsisi hesaplara geçtiğinde merkez bankasının brüt rezervleri artar.
SDR, üye ülkenin isteğine göre verilen ya da alınan bir imkân değildir. O nedenle stand by imkânlarıyla karıştırılmamalıdır. SDR’yi rezerv paralarla değiş tokuş işleminde kullanmak isteyen ülkenin IMF ile bir stand by düzenlemesi yapması, taahhütlerde bulunması gerekmez.
Yeni SDR Tahsisi ve Türkiye’nin Durumu
IMF, Covid 19 salgınının yarattığı uluslararası sorunlar ve ortaya çıkan çıkan ödemeler dengesi sorunlarının çözümüne yardımcı olmak amacıyla üye ülkelere toplam 650 milyar dolarlık yeni SDR tahsis etme kararı aldı. IMF, bugüne kadar üye ülkelere üç kez (toplamı 318 milyar Dolar) SDR tahsisi yapmıştı. Son yapılan tahsis; Küresel Kriz nedeniyle ortaya çıkan rezerv ihtiyacını karşılamak üzere 2009 yılında yapılan 250 milyar dolar tutarındaki SDR tahsisidir. Bu sefer yaptığı 650 milyar dolarlık tahsis bugüne kadar yaptığı tahsislerin en yükseğidir. Bu tahsis üye ülkelere IMF’deki kotaları (ülkenin IMF sermayesindeki payı) oranında paylaştırılıyor.
Türkiye’nin IMF’deki kotası 4.659 milyon SDR’dir. Bugün itibarıyla SDR’nin değeri (1 SDR = 1,4247 olduğuna göre) 6.637 milyon Dolara eşittir. IMF’nin kotaları toplamı 476.271 milyon SDR olduğuna göre Türkiye’nin toplam kotalardaki payı (4.659 / 476.271 = ) 0,98’dir. Buna göre Türkiye 650 milyar dolarlık bu yeni SDR tahsisinden 6,4 milyar dolara yakın pay alacaktır. Bunun sonucu olarak da Merkez Bankası’ndaki brüt rezervlerimiz bu miktar kadar artacaktır.
Türkiye bu yeni SDR’leri kullanarak yeterli rezervi olan ülkelerin merkez bankalarından rezerv para kullanabilir. Böyle bir kullanım geçici süreyle yapılan faizli bir kullanım olur. Bir başka ülke merkez bankasıyla yapılan bu değiş tokuş anlaşmasında belirtilen sürenin sonunda Türkiye aldığı Dolar ya da diğer rezerv parayı faiziyle birlikte geri vermek zorundadır. Türkiye, aldığı Dolarları iade ederken karşı taraf da aldığı SDR’leri iade eder. ve verdiği SDR’leri geri almak durumundadır.
Okan Özdemir