Yer İzmir. Tarih 17 Şubat 1923. Ülkenin dört bir yanından gelen ve toplam 1.135 kişiden oluşan çiftçi, tüccar, sanayi ve işçi delegelerinin katılımıyla gerçekleşen Birinci İktisat Kongresi’nin açış nutkunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk şunları söyler: “Siyasî, askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner.
Bu bakımdan en kuvvetli ve parlak zaferimizin bile sağlayabildiği ve daha sağlayabileceği yararlı kazançları belirlemek için ekonomimizin, iktisadî hâkimiyetimizin sağlanması ve sağlamlaştırılması ve genişletilmesi gerekir.”
İzmir İktisat Kongresi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik temellerini atmaya yönelik önemli bir dönüm noktasıydı. Kongre, ülkenin finansal alanda gelişimi için stratejiler ve politikalar geliştirmeyi amaçladı ve Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını güçlendirmeye yardımcı oldu.
Bu nedenle bu kongre, Türkiye’nin finansal alandaki ilerlemesine önemli bir katkıda bulundu. O günlerde temeli güçlü bir şekilde inşa edilen ve bugüne kadar önemli gelişmeler kaydeden finansal ekosisteme baktığımda 100 yıl içinde geldiğimiz noktayı çok kıymetli buluyorum. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin yayınladığı Sermaye Piyasasında Gündem Dergisi’nin son sayısında yer alan veriler de bunu teyit eder nitelikte.
Yaklaşık yarısı mevduatlardan oluşmak üzere, büyük bölümü yurtiçi yerleşiklere ait olan 23 Katrilyon TL’lik bir finansal varlık bulunuyor. Halka açık şirketlerin toplam piyasa değeri 11 Katrilyon TL civarında. Borsada işlem gören şirket sayısı 500’ü aşmış durumda.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!