İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “AB Zirvesi’nden olumlu sonuç çıktı. Buna göre toplamda 1,82 trilyon avroluk bir paket söz konusu” dedi
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, AB Konseyi’nde 2021-2027 bütçe çerçevesi ve kurtarma fonu üzerinde varılan anlaşmaya ilişkin, “AB Zirvesi’nden olumlu sonuç çıktı. Buna göre toplamda 1,82 trilyon avroluk bir paket söz konusu. Bunun içinde 1,074 trilyon avro tutarında AB’nin 7 yıllık bütçesi ile 750 milyar avroluk ‘Next GenerationEU’ adlı kurtarma paketi yer alıyor. AB, krizden çıkmak için kurtarma paketi kabul ederken, kurtarmanın ötesinde AB ekonomisini modernize etmeyi planlıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Zeytinoğlu yaptığı açıklamayla, AB Liderleri Zirvesi ve kurtarma paketine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dört gündür devam eden zirvede tarihi bir uzlaşıya varıldığını belirten Zeytinoğlu, bu uzlaşının AB’nin geleceği açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.
Ayhan Zeytinoğlu, şu bilgileri verdi:
“Dört gündür devam eden AB Zirvesi’nden olumlu sonuç çıktı ve üye devletler zor da olsa, bütçe ve kurtarma paketi üzerinde anlaşmaya vardılar. Buna göre toplamda 1,82 trilyon avroluk bir paket söz konusu. Bunun içinde 1,074 trilyon avro tutarında AB’nin 7 yıllık bütçesi ile 750 milyar avroluk ‘Next GenerationEU’ adlı kurtarma paketi yer alıyor. AB bu mali araçlar yoluyla Kovid-19’un olumsuz etkilerini bertaraf etmeyi, sağlık ve araştırma alanında kapasiteyi güçlendirmeyi ve AB’nin yeni önceliklerine kaynak aktarmayı hedefliyor. Yani AB, krizden çıkmak için kurtarma paketi kabul ederken, kurtarmanın ötesinde AB ekonomisini modernize etmeyi planlıyor.”
Kurtarma planının altında Almanya’nın tutum değişikliği yatıyor
Zeytinoğlu, varılan uzlaşının ayrıntılarına ve AB için sonuçlarına da değindi. İKV Başkanı Zeytinoğlu, mayıs ayında önerilen kurtarma fonunun 2 ay içinde liderler arasında sonuçlandırılmasının önemli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“İlk olarak mayıs ayında Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Almanya Başbakanı Merkel bir kurtarma fonu önerisinde bulunmuştu. Avrupa Komisyonu bu öneriyi ete kemiğe büründürdü. 750 milyar avroluk paketin 500 milyarı hibe, 250 milyarı ise kredi olarak verilecekti. Öneri kapsamında ilk defa olarak Avrupa Komisyonu AB adına uluslararası piyasalardan borçlanarak bu borcu üye devletlere kullandıracaktı.
Almanya’nın bu ortak borcu desteklemesi özellikle küresel mali krizin yaşandığı 2010 yılındaki yaklaşımı ile karşılaştırılırsa çok temel bir yaklaşım farkına işaret ediyordu. AB ülkelerinin ekonomik olarak birbirlerine bağımlı olduğu ve kader birliği içinde olduğu konusunda artan bir farkındalık oluştuğunu görüyoruz.”
Zirvede maraton toplantı denilen bir sürecin yaşandığını aktaran Zeytinoğlu, beşinci günde uzlaşıya varıldığını hatırlattı.
Anlaşma süresince bazı tavizlerin verildiğini aktaran Zeytinoğlu, “Tutumlu dörtlü dediğimiz Hollanda, İsveç, Avusturya ve Danimarka paketteki karşılıksız hibe oranının azaltılmasını ve hibe ile kredilerin koşullara bağlı olmasını istediler. Sonuçta 500 milyar avro hibe, 250 milyar avro kredi dağılımı yerine 390 milyar avro hibe ve 360 milyar avro kredi oranında anlaştılar.” bilgisini verdi.
Bütçede de özellikle araştırma, sağlık, dış eylem, yatırım ve yeşil ekonomi alanlarında bazı kesintiler yapıldığını ifade eden Zeytinoğlu, kurtarma fonundan yararlanmanın, üye ülkelerin kararına bağlı olacağını kaydetti.
“Türkiye AB’deki bu değişim ve dönüşüme kayıtsız kalamaz”
Zeytinoğlu, kurtarma fonundan yararlanmak için özellikle AB’nin dijitalleşme ve yeşil gündem alanındaki reform önceliklerine uyum sağlanması koşulu getirildiğini anımsatarak, “Yine çok tartışmalı bir konu olan AB fonlarının hukukun üstünlüğü kriterine bağlı olması konusunda ise caydırıcı bir madde üzerinde uzlaşılamadı. Hukukun üstünlüğüne uyumun önemine değinildi. Bu aşamada varılan uzlaşının Avrupa Parlamentosu’nda görüşülüp onaylanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
İKV Başkanı Zeytinoğlu, son olarak varılan uzlaşının Türkiye açısından önemine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
“Artıları ve eksileri olsa da varılan anlaşma önemli. Türkiye açısından en büyük ticari partnerimiz olan ve adayı olduğumuz AB’nin bu reform ve yeniden atılım dönemini çok iyi izleyip, mevzuat ve uygulama alanında gerekli adaptasyonu sağlamamız gerekiyor. Türkiye, AB’deki bu değişim ve dönüşüme kayıtsız kalamaz. AB’nin reform öncelikleri olan yeşil düzen, dijital tek pazar, dirençli ekonomi Türkiye açısından da dikkate alınması gereken öncelikleri oluşturuyor.
Her şeyden önce en büyük ihracat pazarımız olarak AB’nin ticaret ve sanayi politikasındaki yeni yönelimlerini dikkate almalıyız. Bunun yanında AB korumacılık ve rekabetin arttığı küresel ticaret sisteminde önemli bir aktör ve AB ile iş birliği içinde olmanın Türkiye açısından önemli faydaları olabilir. İKV olarak bu süreçleri yakından izleyip analiz ederek, iş dünyamıza rehberlik etme görevini sürdüreceğiz.”