Türkiye İhracatçılar Meclisi 2012 Kasım Ayı İhracat Rakamlarını açıkladı.
İhracat kasımda yüzde 20 arttı, 12 aylık ihracat 150 milyar doları aştı
Türkiye İhracatçılar Meclisi kayıtlarına göre Türkiye’nin kasım ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20 artarak 12 milyar 771 milyon dolar olarak gerçekleşirken yılın ilk 11 ayında yüzde 13,6 artışla 139 milyar 49 milyon dolara ulaştı.
Son on iki aylık dönemde ihracat yüzde 12,9 artışla 151 milyar 526 milyon dolara ulaştı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin Sakarya’da düzenlenen basın toplantısıyla açıkladığı rakamlara göre ilk 10 ihracatçı il arasında, Kasım ayında ihracatını en fazla artıran il yüzde 43 ile Gaziantep oldu. Kocaeli’nin ve Denizli’nin ihracatı yüzde 31, Ankara’nın yüzde 28, İstanbul’un yüzde 22, İzmir’in yüzde 20, Hatay’ın yüzde 11, Bursa’nın ve Adana’nın yüzde 10 arttı. Manisa’nın ihracatı ise yüzde 11 düştü.
Sakarya’nın Kasım ayı ihracatı ise yüzde 20 gerilerken, ilk 11 ayda ihracat yüzde 12 düştü.
TİM Başkanı Büyükekşi, bu ayki rakamlarda kurban bayramının etkisi olduğunu ancak artış oranını sadece buna bağlamanın doğru olmayacağını kaydederek, “Sonuç itibariyle Ekim’de eksik olan işgünlerinin de Kasım ayında telafi edildiğini görüyoruz. Özellikle AB’den gelen toparlanmayı olumlu buluyoruz. İhracatımız bu ay alternatif pazarlarımızdaki başarının devamı ve kısmi AB toparlanması ile iyi bir ay geçirdi. ” diye konuştu.
“AB’de toparlanmanın olumlu katkısı oldu”
İhracattaki yukarı trend devam ettiğini, bu trendin Aralık ayında da süreceğini ve yıl sonunda ihracatın 150 milyar doların üzerine çıkmasını beklediklerini belirten Büyükekşi, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin ihracatı hız kesmeden yoluna devam ediyor. Yılın ilk 11 ayında ihracatımız yüzde 13,5 artış gösterdi. Zaten dün TÜİK, Ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı. Orada da Ekim ayının bugüne kadar en yüksek ihracat yapılan ay olduğunu gördük.
Kasım ayında da son derece güzel bir başarı yakaladık. Bu rakamlara ulaşmamızda, Avrupa Birliği pazarında yakaladığımız kısmi toparlanma da faydalı oldu. AB’ye ihracatımız Kasım ayında yüzde 17 artış gösterdi. Bu artış bizi önümüzdeki sene için ümitlendiriyor. AB’de yaşadığımız kayıpları hızla telafi edeceğimize inanıyoruz. Alternatif pazarlardaki başarımız Kasım ayında da sürdü.
Afrika’ya ihracatımız Kasım ayında yüzde 34 artarken, Bağımsız Devletler Topluluğu’na ve Ortadoğu’ya yüzde 24 ihracat artışı yakaladık. Ülke bazında baktığımızda Avrupa ülkelerine yaptığımız ihracattaki toparlanma dikkat çekiyor. Almanya’ya ihracatımız Kasım ayında yüzde 10 artarken, İngiltere’ye yüzde 25, Hollanda’ya yüzde 37, İtalya’ya yüzde 7, Fransa’ya yüzde 4 ihracat artışı yakaladık. Krizdeki Yunanistan’a ihracatımız yüzde 47, İspanya’ya ihracatımız yüzde 21 arttı.
İhracatımızda ön plana çıkan ülkeler ise şunlar oldu:
Irak’a yüzde 42, Rusya’ya yüzde 28, Çin’e yüzde 51, ABD’ye yüzde 33, Azerbaycan’a yüzde 38, Libya’ya yüzde 250, Brezilya’ya yüzde 83 ihracat artışı yakaladık. ”
“Kredi notu artışının getirdiği risklere dikkat”
Konuşmasında Türkiye ve dünyadaki ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Büyükekşi, 18 yıl aradan sonra geçtiğimiz ay Türkiye’nin, bir kredi değerlendirme kuruluşu tarafından tekrar yatırım yapılabilir ülke kredi notu aldığını hatırlatarak önümüzdeki dönemde diğer kurumların da kredi notunu yatırım yapılabilir ülke seviyesine çıkarmasının beklendiğini söyledi.
Yatırım yapılabilir ülke notu ile birlikte Türkiye ekonomisine olan güven ve beklentilerin daha da artacağını belirten Büyükekşi, “Bizim de bu ilgiden azami fayda sağlamamız gerektiğine inanıyoruz. Bu noktada bir takım risklerin mevcut olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin kredi notunun artması ile birlikte ihracatımız ve açısından oluşabilecek iki önemli risk bulunuyor. Bunlardan biri; Türkiye’ye yönelik yoğun sıcak para girişi ve Türk lirasının aşırı değerlenmesi. ” diye konuştu.
TİM olarak bu risklerin iyi yönetilmesini beklediklerini vurgulayan Büyükekşi şöyle devam etti:
Bu iki konuda özellikle Merkez Bankasının hazırlıklı olduğunu ve gerekli önlemleri zamanında aldığını görüyoruz. Merkez Bankası’nın bu politikaları önümüzdeki dönemde de sürdürmesi en büyük temennimizdir. Bu noktada şunu vurgulamakta yarar olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin cari açığını iyi yönetmek gibi bir gerekliliği bulunuyor. Çünkü büyümek için kaynak gerekiyor. Oysa kaynak için gerekli olan yurtiçi tasarruf oranımız maalesef düşük. Dolayısıyla Türkiye, büyümek için yurtdışından gelecek kaynağa ihtiyaç duyuyor. Dışarıdan gelen paranın kalitesini yönetmek ise bizim elimizde. Eğer biz bu parayı portföy yatırımları yerine reel sektör yatırımlarına yönlendirebilirsek, işte o zaman cari açık riskini azaltmış oluruz. Bunun için sürekli olarak yatırım ortamını iyileştirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. ”
TİM – Türkiye İhracatçılar Meclisi
ihracat