İçi boşaltılan bir kavram olan “sürdürülebilirlik” sürdürülebilir mi?

Sürdürülebilirlik kavramı, hem iklim/ çevre, hem finansman/ ekonomi hem de teknoloji/insanlık tarafında konuşula dursun samimi bir niyet barındırmadıkça sürdürülemez görünüyor.

Sürdürülebilirlik, son yıllarda çevresel, sosyal, ekonomik ve kurumlar bazında olmak üzere pek çok alanda karşımıza çıkan ve neredeyse her alanda yapılan her işin başına eklenen, başına eklenen konuyu da süsleyebilen, bir şeyleri evirmeye çalışan bir sıfat konumuna getirilmiştir.

Öncelikle bu kavramın nereden çıktığına ve nasıl bir dönüşüm geçirdiğine yönelik bir yolculuk yaparak başlayalım:

Tarihçesi sanıldığından çok daha gerilere, 17.yy’a kadar gitmekte bu kavramın… İlk olarak Avrupa’da ormancılık alanında “sürdürebilir ormancılık yönetimi yönergeleri”nde kullanılıyor

Kavramın çıkış noktasından günümüzdeki anlam yolculuğuna evrilmesi ise dünyanın bir forest’dan onun alt bir versiyonu olan jungle’a nasıl dönüştüğünün de göstergesi… Çünkü forest çok fazla ağaç cinsinin olmadığı, jungle ise balta girmemiş ormanları, zehirli bitkileri yani risklerin daha fazla ve öngörülemez olduğu bir alanı ifade etmekte. Yani tam da günümüz ekosistemi gibi…

Çağdaş tarihine kısaca bakacak olursak; sürdürülebilirlik kavramının başta çevre ve nüfus alanındaki küresel gelişmeler çerçevesinde 1960’lardan itibaren dünya gündemine girdiğini görürüz.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!