Mahfi Eğilmez – 16.05.2013
TCMB, politika faizini 0,5 puan düşürerek yüzde 4,5’e indirdi. Bunun yanında gecelik fonlama faizlerini de (koridor faizi ya da faiz koridoru olarak da biliniyor) düşürdü. Buna göre TCMB’ye gecelik fon vermek isteyen bankalar yüzde 3,5 faiz alacaklar, buna karşılık TCMB’den gecelik fon almak isteyen bankalar yüzde 6,5 faiz ödeyecekler.
TCMB’nin bu kararının ardından DİBS gösterge kâğıdın faizi yüzde 4,8’e geriledi. Bunu, bankaların mevduat faizlerindeki düşüşlerin izlemesi bekleniyor.
Konuyu tartışmaya başlamadan önce faiz tanımlarını bir daha aktarmak istiyorum:
Basit faiz
Belirli bir dönem için yatırılan mevduatın o dönem sonunda kazandığı faiz getirine basit faiz deniyor.
Nominal faiz
Bankaların mevduata uygulayacaklarını açıkladıkları faiz nominal faizdir. Örneğin bir banka 1 yıl vadeli mevduata yüzde 5 faiz vereceğini açıklamışsa bu nominal faizdir.
Net nominal faiz
Bankaların açıkladıkları nominal faizden vade sonunda gelir vergisi stopajı yapılır. Mevduat sahibinin eline geçen faiz getirisi bu kesintiden sonraki tutardır. 1 yıl vadeli mevduat faizlerine yüzde 12 oranında gelir vergisi stopajı uygulanıyor.
Reel faiz
Net nominal faizden enflasyonun etkisinin giderilmesi yoluyla hesaplanan faizdir. Burada hesaba katılması gereken enflasyon oranı paranın yatırıldığı anda geçerli olan enflasyon oranı değil, dönem sonunda geçerli olması beklenen enflasyon oranıdır. Buna “beklenen enflasyon” deniyor.
Reel faiz şöyle bir formülle hesaplanır:
Reel faiz = (1 + Net Nominal Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon) -1
Türkiye’de reel faizin bugünkü görünümü
TCMB’nin (Para Politikası Kurulu) 16.05.2013 günkü kararı sonrasında gösterge faiz yüzde 5’in altına düşmüş bulunuyor. Bankaların da buna uyarak bir yıl vadeli mevduat faizinin oranını yüzde 5’e düşürdüğünü varsayalım. Bir yıl sonrası için beklenen enflasyon orta vadeli program hedefine uygun olarak yüzde 5 olsun. Ayrıca nominal faiz getirisinden bir yıl vadeli mevduatta yüzde 12 stopaj kesildiğini dikkate almamız gerekiyor.
Bir kişinin bankaya yüzde 5 nominal faiz ve bir yıl vadeyle 10.000 TL yatırdığını düşünelim. Söz konusu yüzde 5 oranındaki nominal faiz oranından yüzde 12 stopajı düşersek net nominal faiz oranı yüzde 4,4 olarak bulunur. Bu durumda reel faiz hesabı şöyle yapılır:
Reel Faiz = (1 + 0,044) / (1 + 0,05) – 1 = – 0,0006 yani yüzde eksi 0,6.
Eğer beklenen enflasyon vade sonunda beklendiği gibi yüzde 5 olarak gerçekleşirse bu hesaplamaya göre bu kişinin eline vade sonunda yüzde 4,4 net nominal faiz hesabıyla 440 TL geçmiş görünecektir. Oysa bu getiriyi reel faiz hesabıyla yaparsak bu kişin getirisi sıfırın altında olacaktır.
Gerçek Zarar
İşin içine anaparadaki satınalma gücü kaybını katarsak zarar çok daha büyümektedir. Yukarıdaki örneği tekrar ele alalım.
Yılsonunda anapara + stopaj sonrası faiz toplamı = 10.440 TL
Enflasyondan arındırılmış getiri = (10.440) – (10.440 x 0,05) = 9.918 TL
Yani hesap sadece faiz üzerinden değil 1 yıl süreyle bankada durduğu için satınalma gücünü enflasyon oranında kaybeden anapara üzerinden de yapılınca bu kişi bırakın faiz geliri elde etmeyi mevcut satınalma gücünden de bir miktarını kaybediyor.
TCMB’nin faiz indirimi kararı sonrasında bugün itibariyle Türkiye’de tasarruf sahibi negatif reel faizle tanışmış bulunuyor. Dünyada birçok gelişmiş ekonomide bugün aynı durum söz konusu. Ne var ki Türkiye içeride düşürdüğü tasarruf miktarını dışarıdan borçlanarak ve dışarıya faiz ödeyerek ithal ediyor.