Mahfi Eğilmez – 12.01.2018
Hazinenin 2018 yılında uluslararası sermaye piyasalarına yaptığı ilk tahvil ihracı
Hazine, 2018 yılı finansman programı çerçevesinde uluslararası sermaye piyasalarından tahvil ihracı yoluyla 6,5 milyar dolar tutarına kadar borçlanma yapmayı planlamış bulunuyor. Bu programın ilk ayağında Dolar cinsinden 10 yıl vadeli (2028 vadeli) bir tahvil ihracı için Citigroup, Deutsche Bank ve HSBC’ye yetki verildi.
Söz konusu ihraç 09.01.2018 tarihinde sonuçlandı ve ihraç miktarı 2 milyar Dolar olarak gerçekleşti. Bu tahvillerin kupon oranı yüzde 5,125, yatırımcıya getiriş yüzde 5,2 oldu. Tahvile toplamda 200’den fazla yatırımcı, ihraç tutarının yaklaşık üç katı talep gösterdi. Tahvilin yüzde 35’i İngiltere, yüzde 25’i ABD, yüzde 15’i Türkiye, yüzde 15’i diğer Avrupa ülkeleri ve yüzde 10’u diğer ülkelerdeki yatırımcılara satıldı.
Özetle Hazine 2018 yılının ilk dış tahvil ihracında yüzde 5,2 maliyetle 2 milyar Dolar borç almış oldu.
Hazinenin borçlanma maliyeti olan yüzde 5,2 Dolar faizi düşük bir faiz mi?
Bu soruyu yanıtlamak için iki karşılaştırma ölçüsüne başvuracağız. İlk olarak Hazinenin bir yıl önce yaptığı aynı miktar ve vadeli tahvil ihracının kupan oranına bakacağız. 18.01.2017 tarihinde 10,2 yıl vadeli tahvil ihracının kupan oranı yüzde 6 olmuştu. Bu yılki borçlanmanın kupon faizi yüzde 5,125 olduğuna göre geçen yıla göre daha düşük faizle borçlanılmış görünüyor. İkinci olarak karşılaştırmayı ABD 10 yıllık tahvil faizleriyle yapacağız. ABD Hazinesi 10 yıllık tahvillerinin faizi 09.01.2017’de yüzde 2,81, 09.01.2018’de ise 2,79 imiş. Yani ABD 10 yıllık tahvil faizleri bir yılda pek değişmemiş. Türkiye Hazinesinin dış tahvil maliyetleri ABD Hazinesinin tahvil faiziyle karşılaştırıldığında yaklaşık iki kat daha yüksek maliyetli olduğu görülüyor. Bunda da ters bir durum yok. Çünkü ABD’nin risk primi (CDS primi) bizimkinden çok daha düşük.
Bu durumda Hazinenin bu son borçlanmasının geçen yılki borçlanmasına göre düşük, ABD Hazinesinin borçlanmasına göre yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Hazine TL ile borçlandığında maliyeti ne oluyor?
Hazine’nin TL cinsi sabit faizli son tahvil ihracı 10.01.2018 günü yapıldı. Bu tahvilin vadesi 672 gün, bileşik faizi yüzde 13,44 oldu. Bir yıl kadar önce (04.01.2018) ihraç edilen benzer bir tahvilin (vadesi 553 gündü) faizi yüzde 10,93 olmuştu.
Demek ki TL ile borçlanmanın faizi (yani Hazine’ye maliyeti) bir yılda yüzde 23 oranında artmış bulunuyor.
Hazinenin Dolar ve TL ile borçlanmasını karşılaştırırsak nasıl bir görünüm çıkar?
Şimdi yukarıdaki verileri bir tabloda toplayarak karşılaştıralım.
Borçlanılan Para | Vade | Miktar | Faiz (%) |
USD | 10 yıl | 2 milyar USD | 5,20 |
TL | 672 gün | 1,9 milyar TL | 13,44 |
10 yıl içinde TL, Dolar karşı muhtemelen önemli oranda değer kaybına uğrayacak. Bu durumda dövizle borçlanma, sabit faizle kalsa bile TL ile yükselen bir maliyet çizecek. Buna karşılık iki yıl içinde enflasyon artmaya devam edecek ve TL ile borçlanmanın maliyeti muhtemelen ilk duruma göre çok daha düşük olacak. Bu durumda TL ile borçlanmak çok daha akıllıca görünüyor.
TL ile borçlanmak daha düşük maliyetli olduğuna göre Hazine niçin Dolarla Borçlanıyor?
Denebilir ki Hazine, dışarıdan borçlanacağına TL ile daha düşük maliyetle borçlansın ve bu TL’yi vererek ihtiyacı olan dövizi Merkez Bankası’ndan satın alsın. Bu durumda Merkez Bankası’nın döviz rezervleri azalacak demektir. Merkez Bankası döviz rezervlerinin sürekli azalması borç verenlerin güvenini sarsacak bir durumdur. Çünkü borç verenler ileride ihtiyaç olması hâklinde son güvence olarak Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini görürler. Eğer rezervler azalırsa bu, borç verenlerin vereceği borcun miktarının azalmasına yol açabileceği gibi maliyetlerin (faizlerin) de artmasına neden olabilir. O nedenle Hazine, daha pahalı olsa bile en azından yıl içinde yapacağı dış borç ödemeleri kadar bir miktarı dışarıdan borçlanmayı tercih eder.