Genel Bütçe ve Merkezi Yönetim Bütçesi ayrımı ve farkı
Kamu mali yapısı şöyle özetlenebilir:
Genel Yönetim | KİT’ler | Diğer Kamu Kesimi |
Merkezi Yönetim | İşletmeci KİT’ler | Bütçe Dışı Fonlar |
Genel Bütçeli İdareler | Finansal KİT’ler | Döner Sermayeli Kuruluşlar |
Özel Bütçeli İdareler | İşsizlik Sigortası Fonu | |
Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar | ||
Sosyal Güvenlik Kuruluşları | ||
SGK | ||
İşkur | ||
Yerel Yönetimler | ||
Belediyeler | ||
İl Özel İdareleri |
Genel Bütçe; Bütçe Kanunlarına ekli 1 sayılı cetvelde yer alan kurumları kapsayan bütçedir. Bu kurumlar: Cumhurbaşkanlığı, MİT, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, TBMM, Yüksek yargı organları ve bakanlıklardır.
Merkezi Yönetim Bütçesi; Bütçe Kanunlarına ekli 1, 2 ve 3 sayılı cetvelde yer alan kurumları kapsayan bütçedir. 1 sayılı cetvele yukarıda değindik. 2 sayılı cetvel YÖK ve yüksek öğretim kurumlarını, özel bütçeli kurumları kapsar. Özel bütçeli kurumlar: ÖSSYM; Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Savunma Sanayii Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, MTA, DSİ gibi 42 adet kurumdur. 3 sayılı cetvel düzenleyici ve denetleyici kurumları kapsar. Bunlar: RTÜK, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, SPK, BDDK, EPDK, Kamu İhaleleri Kurumu, Rekabet Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu ve Nükleer Düzenleme Kurumu’dur (10 adet.)
Özetle Genel Bütçe, Merkezi Yönetim Bütçesinin içinde, onun bir parçasıdır. Günlük konuşmalarda bütçe diye geçen ifadeyle kastedilen şey merkezi yönetim bütçesidir.
Bütçe Dengesi, Bütçe Nakit Dengesi ve Hazine Nakit Dengesi
Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi = Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri – Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri
Kısaca bütçe dengesi ya da bütçe açığı denildiğinde merkezi yönetim bütçe dengesi veya açığı kastedilir.
Merkezi Yönetim Bütçe Nakit Dengesi = Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi + Netleştirilmiş Emanetler ve Avanslar
Bütçe sisteminde gelirler tahsilat, giderler tahakkuk bazında kayda alındığı için tahakkuku tahsilata denk getirmek için giderlerin ödem bazında düzeltilmesi gerekir. O nedenle tahakkuk ettiği halde ödenmemiş olan emanetler giderlerden düşülür, avans olarak verildiği halde henüz tahakkuk ettirilmemiş olan ödemeler ise giderlere eklenir ve böylece bütçenin nakit bazlı dengesi bulunur.
Hazine Nakit Dengesi = Genel Bütçe Nakit Gelirleri + Özelleştirme ve Fon Gelirleri – Genel Bütçe Nakit Giderleri
Hazine nakit dengesi tanım gereği merkezi yönetim bütçesi dengesinden daha dar kapsamlıdır. Bu dengede genel bütçeli idareler (adına Hazine) tarafından tahsil edilen gelirler ile aynı idareler adına Hazine tarafından yapılan harcamalar nakit bazında hesaba girer.
Hazine nakit açığı dört şekilde finanse edilebilir: (1) Gelirleri artırarak, (2) Giderleri kısarak, (3) Borçlanarak (4) Hepsini bir arada yaparak. Türkiye’de genellikle açık, ağırlıklı olarak borçlanarak veya tek seferlik gelirler yaratarak finanse edilir.
Veriler
Bu teorik bilgilerden yararlanarak eldeki verileri değerlendirmeye çalışalım. Türkiye’nin Hazine nakit dengesi aşağıdaki tabloda yer alıyor Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı, Hazine Nakit Dengesi İstatistikleri.)
Hazine Nakit Dengesi | 2016 | 2017 | 2018 | 2019/10 | |
Giderler | 592,9 | 697,1 | 850,5 | 683,3 | 843,9 |
Gelirler (Özelleştirme dahil) | 554,7 | 636,7 | 780,2 | 632,3 | 742,2 |
Nakit Dengesi | -38,2 | -60,4 | -70,3 | -50,9 | -101,7 |
Faiz Dışı Nakit Dengesi | -5,3 | -17,8 | -6,2 | 5,2 | -17,7 |
2019 yılının ilk 10 ayında Hazine nakit dengesi 101,7 milyar TL açık vermiş bulunuyor. Geçen yılın aynı döneminde açık 50,9 milyar TL imiş. Yıllık ortalama enflasyon yüzde 20 olduğuna göre bu açığın 61 milyar TL dolayına çıkması gerekirdi. Faiz dışı nakit dengesi ise geçen yıl 5,2 milyar TL fazla verdiği halde bu yıl 17,7 milyar TL açık vermiş.
2019 yılı Hazine nakit açığını önceki yıllardan ayıran önemli bir fark vardır: Hazine, ilk kez bu yıl Merkez Bankasının yedek akçe hesabında biriken 46 milyar TL’yi bütçe finansmanı amacıyla almıştır. Eğer bu miktar alınmasaydı nakit açığı (101,7 + 46 =) 147,7 milyar TL olacak ve aradaki bu fark yeni borçlanmalar ve/veya vergilerle karşılanacaktı.
Önümüzdeki dönem
2001 krizi sonrasında çıpa konumuna gelen bütçe açığı düşük tutma yaklaşımı tek seferlik gelirleri kullanarak bugüne kadar sürdürülmüştür. Ne var ki artık tek seferlik gelirler para arzını artırmak suretiyle enflasyon yaratacak aşamaya gelmiş ve Merkez Bankasından alınan paraların geçmişteki kısa vadeli avanstan farkı kalmamış görünüyor. Hatta kısa vadeli avansın borç olduğu ve faiz uygulandığı dikkate alınırsa bu uygulamayla Merkez Bankasından Hazineye doğrudan, faizsiz finansman sağlandığı anlaşılıyor.
Bu tür tek seferlik gelirlerle bütçe finansmanını sürdürmek kolay görünmüyor. Önünde sonunda vergileri ve/veya borçlanmayı daha da artırarak bu dar boğazdan çıkmak gerekecek.