Kurlardaki dip arayışı, BİST’e volatilite getirebilir
Önceki haftalarda Borsa İstanbul’da yaşanan faiz ve kurlardan bağımsız hareketler yerini korelasyona bıraktı. Doların uluslararası piyasada değer kaybı, Dolar Endeksi’nin ocak ayından sonraki en düşük seviyelere gerilemesine neden oldu. bu düşüşte beklentilerin altında kalan verilerle Fed’in kolay kolay faiz artışı yapamayacağı algısının kuvvetlenmesi etkili oldu. Bu algı doların önemli para birimleri karşısında hızla değer kaybetmesine neden oldu. İçeride ise HDP barajı aşsa bile tek parti iktidarı kurulabileceği algısının raporlara yansıması, fiyatlara girmeye başladı. Küresel desteği de arkasına alan TL ve borsa haftanın tamamını güçlenerek geçirdi. Dolar/TL kuru 2,70’den 2,58 civarına kadar gerilerken, BİST 100 haftayı 3 bin 500 puanlık yükselişle 87,604’ten kapattı.
BİST ve Dolar/TL’deki hareketler devam eder mi?
BİST tarafında yapılan alımların genele yayılmış olması, geçtiğimiz hafta yaşanan hareketin güçlü olabileceğini işaret ediyor. Bu nedenle gün içi grafiklerde negatif aykırılıklar oluşmaya başlamış olsa da hafta içinde yaşanabilecek düşüşler kısa vadeli düzeltmeler olarak kalabilir. Bu nedenle biz geçtiğimiz ay görülen zirvenin bulunduğu 86,700 altında günlük kapanışlar görmediğimiz sürece olacak düşüşlere temkinli yaklaşacağız. Buna karşın kısa vadede endeksin güçlü olduğunu yukarı yönlü hareketin devam edebileceğini düşünmekle birlikte, mevcut faiz oranlarını göz önünde bulundurduğumuzda, sadece kur etkisi ile yükselişin kalıcı olmasının zor olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de endeksin, orta ve uzun vadeli al-tut stratejisi için pahalı olduğunu düşünüyoruz. Buna karşın hisse bazlı trade imkanlarının her iki yönde de önemli fırsatlar sunacağını düşünüyoruz. Benzer şekilde kurlarda da geçtiğimiz hafta çok sert düşüşler yaşandı. 2,70’den 2,58’e kadar devam eden düşüş sonrası, bu hafta aşağı yönlü potansiyelin azaldığını düşünüyoruz. Buna karşın 2,54/2,56 aralığı hedef olarak durmaya devam ediyor. Bu hafta düşüş ivme kaybedecek olursa bu bölgeden orta vadeli dolar alımı düşünülebilir.
Veriler açısından sakin bir hafta
Bu hafta Çarşamba günü gerçekleşecek TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı ve aynı günün akşamında açıklanacak olan Fed toplantı tutanakları ön plana çıkıyor. Önceki aylarda çok daha büyük önemler atfettiğimiz her iki başlıktan da bu ay önemli bir etki beklemiyoruz. TCMB’nin faizler ve diğer para politikası araçlarında herhangi bir değişikliğe gitmeyeceğini düşünüyoruz. Fed tutanaklarının ise kısa vadede volatilite yaratsa bile önemli bir söylem değişikliği getireceğini düşünmüyoruz. Bu nedenle haftanın önemli başlıkları olarak karşımıza çıkan bu iki konu da dahil olmak üzere haftanın veri takviminde trendi etkileyebilecek önemli bir başlık görmüyoruz.
BİST’te trend yerini volatiliteye bırakabilir…
Teknik anlamda BİST’e baktığımızda son yükselişle birlikte gözlerin yeniden ocak ayındaki zirvelere dikildiğini görüyoruz. Buna karşın BİST 100’deki şirketlerin toplam karının geçen yılın ilk çeyreğine göre yaklaşık %10, geçtiğimiz yılın son çeyreğine göre de %18 düşüş gösterdiği ve ocak ayında %6,5’e kadar düşen gösterge faizin şuan %9,50 civarında olduğu gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu da endeksin sene başında işaret ettiğimiz 93,500 civarındaki hedef değerlerin değiştiği anlamına geliyor. Bu nedenle karlılıklardaki düşüşler, faizlerin bulunduğu seviyeler ve son dönemdeki düşüşe rağmen kurları göz önünde bulundurduğumuzda endeksin geçtiğimiz haftaki yükselişinin ardından, diğer enstrümanları özellikle de faizi arkasına almadan tek başına yapacağı her yükselişin orta ev uzun vade için köpük oluşturacağı düşüncesindeyiz. Buna karşın kısa vadede teknik dinamiklerin temel verilerin önüne geçebileceğini göz önünde bulundurmak ve buna göre hareket etmek faydalı olacaktır. Teknik olarak baktığımızda ise endekste gün içi grafiklerde negatif aykırılıklar oluşmaya başlamış olsa da günlük grafiklerde alım iştahının devam ettiğini görüyoruz. Bu nedenle bu hafta düzletmeler yaşanabileceğini ancak bu düşüşlerin yükselen trendi bozacak güce ulaşmayacağını düşünüyoruz. Geri çekilmelerde öncelikle 86,700’ün ardından çok daha güçlü bir şekilde 85,500’ün destek oluşturmaya çalışacağını düşünüyoruz. 85,500 altında kapanış ihtimali doğmadığı sürece de endekste aşağı yönlü pozisyon almanın bu hafta da riskli olacağını düşünüyoruz. Bu hafta hareketin genel olarak 85,500/88,500 aralığında gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Bu seviyeden birinin dışına çıkılması durumunda hareket yeni bir ivme kazanabileceği için endeksin yönüne göre hareket etmek faydalı olabilir.
Dolar/TL’de yeni kanal 2,54/2,64 aralığı…
Kur hafta içinde ABD’den gelen negatif verilerden aldığı destekler ve içeride seçimlere yönelik oluşan beklentilerle birlikte 2,6475’i de kırarak 2,58’in de altını test etti. TL’deki bu coşkunun bu haftaya da yansımaları olabileceğini düşünüyoruz. Bu coşku kuru 2,54-2,56 aralığına çekecek olur ise bu aralığın tepki alımı için değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Oluşacak tepkilerde izleyeceğiz direnç bölgesi ise 2,64 civarı olacak. Özetle kurda 2,54-2,64 aralığında gün içi volatilitenin yüksek seyredeceği bir hafta bekliyoruz.
TCMB’in bu ay da “bekle-gör”e devam edeceğini düşünüyoruz…
19 Mayıs tatili nedeniyle kısalacak olan yeni haftanın gündemini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Çarşamba günü gerçekleştireceği Mayıs ayı Para Politikası Kurulu toplantısı oluşturacak. Son günlerde kur tarafındaki tansiyonun düşmesi ve ekonomik büyüme tarafındaki zayıf görünüm faiz indirim ihtimalini akla getirse de; enflasyondaki düşüş trendinin yavaşlamış olması, yurtiçinde genel seçimlere yurtdışında ise Fed’in faiz artırım sürecine ilişkin belirsizliklerin sürüyor olması nedeniyle TCMB’nin bu ayki toplantıda faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmesini beklemiyoruz. Ekonomik veri akışı açısından da sakin olan yeni haftada Mayıs ayı Tüketici Güveni (Perşembe), İmalat Sanayi Kapasite Kullanım ve Reel Kesim Güven Endeksi (Cuma) verileri takip edilecek. Bu verilerin piyasa üzerinde önemli bir etki bırakmasını beklemiyoruz. Ancak, 1. Çeyrek boyunca öncü verilerde gözlenen karışık seyre karşın, Sanayi Üretimi’nin geçen yılın aynı dönemine göre % 1.3 artış göstermesi ve öncü verilerin Nisan ayında bir toparlanma işaret etmesi sonrasında bu hafta açıklanacak verilerin de toparlanmayı işaret etmesi büyüme beklentilerinin bir miktar daha olumluya dönmesini sağlayabilir.
Cari Denge, İşsizlik ve Bütçe Dengesi verileri takip edildi…
Geçen hafta yurtiçi ekonomik takvimde Cari Denge, İşsizlik ve Bütçe Dengesi verileri öne çıktı. Cari açık Mart’ta ayında 4.96 milyar dolar ile 4.3 milyar dolar seviyesindeki piyasa beklentilerin üzerinde artış gösterdi ve aylık bazda 2015 yılının en yüksek seviyesinde gerçekleşti. Bizim beklentimiz cari dengenin 4.76 milyar dolar açık vermesi yönündeydi. Önceki hafta açıklanan Mart ayı Sanayi Üretimi verisinde gözlenen sürpriz artışın, ekonomik büyüme tarafında Mart ayında işaret ettiği hareketlenmenin Cari Denge’nin beklenenden daha yüksek bir açık vermesine neden olduğunu düşünüyoruz. 2015 yılı sonu Cari Açık tahminimizi 41.0 milyar dolar olarak koruyor ve Cari Açık/GSYH oranın 2015 yılında % 5.7 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz. Diğer taraftan, İşsizlik oranı Mart ayında % 11.2 ile beklentilerin altında gerçekleşti. Sanayi Üretiminde Ocak ayında gözlenen gerilemenin ardından Şubat ayında gözlenen toparlanmanın işsizlik tarafına da destek olduğu söylenebilir. İşsizlik oranları ekonomik büyüme ile ve mevsimsel etkilerle doğrudan ilişkili bir yapıya sahip. Yıllar itibariyle Ocak – Şubat aylarında işsizlik oranında en yüksek rakamlar görülmekte, Mart ayıyla birlikte mevsimsel etkilerin olumluya dönmesiyle yıl ortasına kadar gerileme görülmektedir. Mevsimsel etkilere ek olarak açıklanan Mart ayı Sanayi Üretimi verisinin sürpriz bir artış göstermesinin de verececeği katkıyla, işsizlik oranının Mart ayından itibaren Temmuz-Ağustos aylarına kadar düşüş trendine gireceğini tahmin ediyoruz. 2015 yılı geneli için işsizlik oranının ortalama % 10.04 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz (2014: % 9.96). Merkezi yönetim bütçesi Nisan’da 1.4 milyar TL fazla verdi. İlk dört ayda açık 4 milyar TL oldu. Bütçe tarafındaki sağlıklı görünümün sürmesini bekliyoruz.
Yeni haftada ne konuşacağız?..
19 Mayıs tatili nedeniyle kısalacak olan haftada yurtiçinde TCMB’nin gerçekleştireceği Mayıs ayı PPK toplantısı takip edilecek. TCMB’nin faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmesini beklemiyoruz. Küresel piyasalara baktığımızda da yine Merkez Bankaları kaynaklı veri akışlarının gündemi belirleyeceğini söyleyebiliriz. Çarşamba günü yayınlanacak olan Fed ve BoE toplantı tutanaklarının satır aralarına odaklanılmasını yanı sıra hafta sonuna doğru gerçekleşecek olan Japonya Merkez Bankası (BoJ) toplantısından gelecek mesajlar da piyasaların yakın takibinde olacak. BoJ’un para politikasında bir değişiklik yapması beklenmiyor.
Haftanın en kritik verisi, Fed’in para politikası normalleşme adımları açısından önemli bir belirleyici olması nedeniyle, Cuma günü ABD’den gelecek olan TÜFE verileri olacak. Haftanın dikkat çeken diğer veri akışı da ABD, Euro Bölgesi, Çin ve Japonya’da hafta boyunca açıklanacak olan öncü PMI verileri olacak. ABD tarafında, ayrıca, hafta boyunca konut piyasasına ilişkin veriler, Perşembe günkü haftalık işsizlik maaşı başvuruları ve Philadelphia Fed İş Dünyası Anketi ile Fed Başkanı Yellen (Cuma) ile Chicago Fed Başkanı Evans’ın (Pazartesi ve Çarşamba) yapacağı konuşmalar da piyasalar tarafından yakından izlenecek. Euro Bölgesi’nde Salı günü açıklanacak TÜFE ve Dış Ticaret verileri ile Cuma günü Almanya’da açıklanacak 2015 yılı 1. Çeyrek nihai büyüme diğer önemli veriler olacak. Asya, tarafındaki diğer önemli veri akışı ise Çarşamba günü Japonya’dan gelecek olan 1. Çeyrek büyüme ilk tahmin verileri.