Küresel piyasaların gözü, kulağı Çin’de olacak
Hareketli haftada değerlendirmemize Avrupa’dan başlayacak olursak; Avrupa’da hafta boyunca Merkez Bankası üyelerinin yaptıkları açıklamalar ile Euro üzerinde frenleyici etkiler yaparken, Avrupa ekonomilerindeki endişeleri dile getirdiler. Euro’nun güçlü kalmasına rağmen gelen söz konusu söylemlerle birlikte yukarı yönlü gitmekte zorlandı.
İşte Eda Önder Öztürk’ün haftalık analizi,
Bir süredir gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin dolar karşısındaki seyri kitlesel bir hareket halini aldı. Fed’in Eylül ayında faiz artırımını pas geçmesinin ardından bugüne dek söz konusu zarfına kadar gelen ABD verilerinin beklentileri karşılayamamış olması ABD ekonomisine yönelik algıyı da bozdu. Faiz artırımına ilişkin ihtimaller değerlendirildiğinde Ekim çoktan masadan kalktı, Aralık ise masanın kenarına doğru itildi. ABD’den gelen perakende satış verilerinin ve ÜFE verilerinin beklentilerin altında kalması son iki haftadır ABD ekonomisine yönelik bozuk olan algıyı küresel anlamda devam ettirecek derken, enflasyon verileri sonrası aralık ayı masanın kenarına itilmenin yanında tartışılabilir hale geldi. Söz konusu kafa karışıklığı ile birlikte bu hafta Çin’den gelecek olan büyüme verileri küresel piyasaların gündeminde olacak. Geçtiğimiz haftalarda açıklanan Fed tutanaklardan hatırlayacağımız üzere faiz artırımına ilişkin Çin Fed’e çelme takmaya devam ediyor. Devlet elinin baskın karakter olduğu Çin ekonomisi için büyümenin yüzde 7 üzerinde tutmak için her türlü önlemi alabileceğini bilsek te söz konusu tabloda Çin ekonomisine ilişkin umutlu olmak zor. Özetle Fed’in faiz artıramamasının sebebi küresel ekonomilerdeki yavaşlama ve aşağı yönlü riskler olurken, bu hafta Çin’de açıklanacak büyüme verisi Fed’in yol haritasına ilişkin ip ucu verebilir.
Yurt içinde ise hayal kırıklığı yaratan cari açık verisinin ardından ülke ekonomisine ilişkin ekonomi politikaları sorgulanmalı. Sürdürülebilir bir cari açık iyileşmesi mevcut şartlarda görünmemekle birlikte, söz konusu rakamlar düşük büyümeye işaret ediyor. Merkez Bankası sessizliğini koruyor. Yurt içinde ekonomik verilere bakıldığında olumlu bir tablo çizilmesi zor. Ancak söz konusu olumsuz tabloya rağmen, Fed’in faiz artırımını Eylül ayında pas geçmesi ve Aralık ayına ilişkin ihtimallerinde zayıflaması Merkez’in elini rahatlatıyor. Merkez’e manevra alanı yaratan bir diğer etmen ise bahsettiğimiz kitlesel hareket ile birlikte gevşeyen döviz kurları oldu. Bu etmenleri göz önünde bulundurduğumuzda Merkez’in siyasi belirsizlik sürecinde faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmesi ihtimaller dahilinde yer almıyor.
Veri akışının nispeten sakin olduğu haftada, teknik olarak endekste 79.000 seviyesi önem arz etmektedir. Endekste anlamlı yükseliş denemelerinin görülebilmesi için, 79.000 seviyesi üzerinde kalıcı hareketler görmemiz gerekmektedir. Bu kapsamda 80.000 direnç seviyesi ön planda yer alabilir. Endekste gevşeme görülmesi durumunda ise 77.500 ve 75.000 destekleri izlenecek destek seviyeleridir.