Haftalık Piyasa Yorumu / ALB Menkul – (12-16 Ekim 2015)

Haftayı FED coşkusuyla kapatan piyasaların gözü kulağı bu haftada yurt dışında ALB Forex, ‘Borsa İstanbul ve Dünya Piyasaları Gelişmeler/Beklentiler Raporu’nu yayınladı.

ALB Forex Araştırma Uzmanı Enver Erkan’ın hazırladığı rapora göre, geçtiğimiz hafta Fed’in faiz artırımını ertelemesiyle rahat bir nefes alan piyasaları bu hafta, ABD, Çin ve Euro bölgesinden gelecek yoğun veri akışı bekliyor.

İşte Erkan’ın haftalık analizi,

Fed faizlerinin sıfıra yakın seviyede kalmaya devam edeceği beklentileri tüm dünya piyasalarında ‘’hoş geldin risk iştahı’’ şeklinde yankı buldu. Küresel piyasalarda; tarım dışı istihdam verisinin etkisi, aynı zamanda IMF’nin küresel ekonomik büyüme tahminlerini aşağıya doğru revize etmesi bu yöndeki görüşleri desteklerken, tüm bu gelişmeler doğrultusunda gelişmekte olan ülke piyasaları ön plana çıktı. Geçtiğimiz hafta gelişen ülke kur sepetinde dolara karşı güçlenme dikkat çekici. ABD’de görülen sakin veri akışı da gelişmekte olan ülke para birimlerinin lehine olan bir diğer faktördü. Gelişmekte olan ülke kurlarının dolar karşısında daha güçlü bir konuma gelmiş olmasıyla beraber TL’de bu olumlu havaya iştirak etti. Ancak global bir bakış açısıyla değerlendirme yapıldığında, gelişen ülke kurları arasında değer kazanımı açısından TL orta sıralarda kalıyor. Kısa vadede kurda rahatlama olsa da, uzun vade de Türk Lirası yatırımcısının temkinli olması gerektiği bir dönemdeyiz.

Geçtiğimiz hafta küresel piyasalarda esen bahar havasının gölgesinde kalan, sınır bölgelerimizde yaşanan hareketlilikle ortaya çıkan jeopolitik gündem henüz fiyatların içerisinde değil. Partilerin seçim çalışmalarının da hızlıca sürdüğü bu dönemde belirsizlikler ve riskler çokça telaffuz edilmese de göz önünde bulundurulmalı.

Bu hafta yurt içinde Ağustos ayına ilişkin cari denge verisi ön planda olacak. Eylül ayı enflasyon rakamlarının ardından Merkez Bankası sessizliğini koruyor. Yurt içinde ekonomik verilere bakıldığında olumlu bir tablo çizilmesi zordur. Ancak söz konusu olumsuz tabloya rağmen, Fed’in faiz artırımını Eylül ayında pas geçmesi ve Aralık ayına ilişkin ihtimallerinde zayıflaması Merkez’in elini rahatlatıyor. Merkez’e manevra alanı yaratan bir diğer etmen ise geçtiğimiz hafta gevşeyen döviz kurları oldu. Bu etmenleri göz önünde bulundurduğumuzda Merkez’in siyasi belirsizlik sürecinde faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmesi ihtimaller dahilinde yer almıyor.

ABD’de sakin gündem dönemi de bu hafta geride kalacak. Geçtiğimiz hafta takip ettiğimiz tutanaklara göre, Fed’in faiz artıramamasının sebebi küresel ekonomilerdeki yavaşlama ve aşağı yönlü riskler. Ancak gelen son veriler ABD ekonomisine yönelik algıyı da bozdu. Fed kendi verilerini de izlemek zorunda. Bu sebeple bizleri bekleyen haftada ABD’de enflasyon ve perakende satışlar verileri ön planda yer alacak. Fed’in orta vadede yüzde 2 enflasyon hedefini ve ekonomik aktiviteye ilişkin sinyalleri alabilmek için bu hafta ABD’de açıklanacak veriler birincil derecede önem taşıyor.

Bu hafta küresel piyasalarda veri akışı yoğun görünmektedir. ABD’de perakende satışlar, ÜFE, TÜFE ve sanayi üretimi verilerini izleyeceğiz. Euro Bölgesi’nde TÜFE ve sanayi üretimi, Çin’de ise ticaret dengesi, TÜFE ve ÜFE verileri izlenecektir.

Teknik olarak bu hafta haftalık bazda endekste 80.000 seviyesi önem arz etmektedir. Endekste anlamlı yükseliş denemelerinin görülebilmesi için, 80.000 seviyesi üzerinde kalıcı hareketler görmemiz gerekmektedir. Bu kapsamda yükselişlerde 82.500 ve 84.000 direnç seviyeleri ön planda yer alabilir. Endekste gevşeme görülmesi durumunda ise 77.500 ve 75.000 destekleri izlenecek destek seviyeleridir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir