Haftalık Hisse Önerileri / Meksa Yatırım – (9-13 Ekim 2023)

Haftalık Piyasa Beklentileri

İç ve dış piyasalar haftaya Ortadoğu kaynaklı gelişmelerin etkisiyle giriyor. Bu hafta jeopolitik gelişmelerin etkisinde kalınabilir. Piyasaların seyrini faiz belirliyor. Türkiye’de mevcut faiz oranlarının enflasyonun altında kalması (eksi faiz) yatırımcıları hisse senetlerine yöneltirken BIST100 Endeksi yeni rekorlar deniyor. TCMB 26 Eylül toplantısında yeni bir faiz artırımı yaparsa tahvil ve mevduat faizlerinin daha üst seviyelere yükselmesi olağan bir gelişme olacak. Bazı yatırım bankalarından (Morgan Stanley) 500 baz puanlık faiz artışı tahminleri gelmeye başladı. Bu durumda faiz mi, borsa mı sorgulamaları daha da artabilir. Mevcut durumda borsa yatırımcısı konumunu muhafaza ediyor. ABD’de tam tersi bir durum var. Faizler enflasyonun üzerinde. Pozitif faiz söz konusu olunca borsalar düşüş eğiliminde. Aynı şeyleri Almanya için de söylemek mümkün. Yatırımcının derdi enflasyona karşı tasarruflarını korumak, enflasyonu yenmek. Mevcut şartlara göre para kendine en uygun yolu buluyor. Borsa İstanbul’da eksi faiz dışında piyasayı taşıyacak yeni beklenti veya gündem bulmak bu aşamada zor. Dış finans çevrelerinden olumlu tepkiler alan yeni ekonomi yönetimi ve programı özel bir hikaye yaratıp yabancı yatırımcı çekerse onu ayrıca değerlendirmek gerekecek. Şimdiye kadar övgüler dışında ciddi bir para girişi görülmüyor. 29 Eylül ile biten haftada TCMB verilerine göre yabancı yatırımcılar; Hisse senetlerinde 98,3 milyon dolarlık satış yaparken tahvil bonoda 18,2 milyon dolarlık alım yaptılar. Son birkaç aylık dönem yabancıların daha çok kısa vadeli trade (al-sat) yaptıkları görülüyor. 200-300 milyon dolarları geçemeyen miktarlarda al-sat yaptılar. Bir bakıma bekleme modundalar. Ayını hafta TCMB brüt rezervleri 3.3 milyar dolar gerileyerek 122.3 milyar dolar olurken bankalardaki döviz mevduatı 3.6 milyar dolar düşüşle 172 milyar dolar oldu. Kur korumalı mevduat (KKM) düşüşleri ise 1.2 milyar TL ile oldukça sınırlı kaldı. Faiz, döviz ve borsada önemli hareketler olurken parasal büyüklüklerde ciddi bir değişim gözlenmiyor. Diğer yandan endeksin seyri kadar hisse bazlı hareketlilik de olsa yakından takip ediliyor. Eylül sonu itibariyle 3.bilanço dönemi tamamlandı. Bilançolar hisseler için fiyatlamaya konu olacak en önemli referans noktalarından biri. Birkaç hafta sonra bilançolar açıklanmaya başlayacak. Bu durumda hisse bazlı hareketler artacaktır. Borsa İstanbul’da çıkış trendi korunmakla birlikte “yorgunluk” emareleri görülebilir.

Dış piyasalarda Ortadoğu’daki gelişmeler dışında açıklanacak olan ABD, Almanya ve Çin enflasyon verileri (TÜFE) takip edilecek. Enflasyon ve istihdam piyasa fiyatlamaları ve merkez bankalarının faiz kararları açısından oldukça önemli veriler. Türkiye’de ise uzun süredir faiz ve enflasyon korelasyonu çok zayıf kalmıştı. TCMB faiz kararları üzerinde enflasyonun etkisi minimum düzeydeydi. Yeni ekonomi yönetimiyle enflasyon ile mücadele açısından faiz oranları artırılmaya başlandı. Bu doğru bir karar olarak kabul gördü. Amaç talebi ve kurları baskılayıp enflasyonu kontrol altına almak. Ancak maliyet enflasyonu açısından sorun sürüyor. Yüksek petrol fiyatları, vergi ve ücret artışları maliyet enflasyonunu yukarı çekiyor. Enflasyon karşısında ücretleri mutlaka artırmak gerekiyor. Son günlerde biraz gerilese de petrol fiyat artışı dış koşullara bağlı. Döviz kurlardaki yükseliş baskı altına alınırsa maliyet enflasyonuna yavaşlama anlamında önemli katkılar yapacak. Bunun için de faiz artışı ve daha önemlisi Türkiye’ye sermaye girişi gerekecek. Bu çerçevede Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Körfez Ülkeleri ve ABD’nin ardından geçen hafta da Londra’da yabancı yatırımcılar ile yaptığı görüşmeler yakından takip edildi. Bu görüşmelerin IMF ve Dünya Bankası toplantılarıyla birlikte Paris’te de sürmesi bekleniyor. Bu aşamada somut bir gelişme henüz görülmüyor. Dip not olarak biraz da moral açısından iyi gelecek bir görüş JP Morgan’dan geldi. JP Morgan, TL’nin adil değerinden ucuz olduğunu belirterek, bundan sonra değer kaybına gerek olmadığını kaydetti. Türkiye ile ilgili bölümü kapattıktan sonra dış piyasa şartlarına dönersek; Faizlerin yüksek kalacağı algısı, ABD hariç yavaşlayan ekonomik görünüm, ABD ve Avrupa merkez bankalarından (Fed, ECB) gelen açıklamalar öne çıkan konu başlıkları. Özellikle yüksek faiz borsaları zayıflatan bir etken olarak geçerliliğini sürdürüyor. Almanya ve Euro Bölgesi enflasyonlarındaki gerileme “kötü veri iyi piyasa” algısını çalıştırınca piyasalar olumlu tepki vermişti. Ancak cuma günü beklentilerin oldukça üzerinde gelen ABD tarım dışı istihdamı bu algıyı zayıflattı. Yıl sonuna kadar Fed’in bir faiz artışı yapacağı tahminleri daha da ağırlık kazandı. ABD’de tarım dışı istihdamı Eylül’de: 336 bin kişi (Beklenti: +170 bin Önceki: +187 bin) oldu. ABD’de piyasalar bu defa da faiz artışlarına rağmen ekonominin canlılığını korumasını ve “yumuşak inişi” olumlu fiyatlar mı? Bunu önümüzdeki günlerde test edebileceğiz. Cuma günü dış borsalarda görülen tepki çıkışları bu açıdan önemli. Avrupa Merkez Bankası üyesi ve Hollanda MB Başkanı Klaas Knot’tan “Şu anda yumuşak bir iniş görüyoruz. Mevcut faizlerle iyiyiz. Faiz zirvesine çok yakınız” açıklamaları geldi. Borsalardaki tepki çıkışına rağmen dış piyasalarda temkinli görünüm korunuyor.

Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten