Haftalık Piyasa Beklentileri
Borsa İstanbul’da toparlanma sürüyor. Piyasalar düşüşe bir anlam yüklemeye çalıştı. Seçim yılı olması nedeniyle pozisyon ayarlamaları, kur korumalı mevduattaki (KKM) üst sınırın kaldırılmasıyla bankaların mevduat faizlerindeki artışın sürmesi ve bunun borsaya rakip olabileceği öngörüleri, kredili satışlar, halka arzlar ve ortak satışlarına bağlı para çıkışları, bazı fonların hisse satışı, kripto para piyasasının tekrar canlanmaya başlaması, kâr realizasyonu, teknik düzeltme ihtiyacı gibi BIST100 Endeksi’nde yaşanan düşüşe gerekçeler arandı. En makul olanı geçtiğimiz haftalardaki yazılarımızda bahsettiğimiz üzere, mevduat faiz oranlarındaki yükseliş ve zirve seviyelerindeki bir borsa görünümü. Bir de buna seçim tarihinin yaklaşması nedeniyle pozisyon ayarlamaları ilave edilebilir. Diğer sayılanlar kısmen etkili diyebiliriz. Yatırım kararları açısından ileriye bakmak durumundayız. Enflasyon artış hızında baz etkisiyle bir gerileme görülse de ocak ayına ait rakamlar beklentilerin oldukça üzerinde geldi. Yüksek enflasyon şartları geçerliliğini koruyor. Bu durumda enflasyonu yenebilecek yatırım aracı ihtiyacı veya arayışı halen geçerli. Gerçi bu arayış her daim vardır. Döviz kurlarında bir hareketlenme olsa da yatay seyir korunuyor. Ciddi bir prim şu an için görülmüyor. Faiz artışıyla KKM’ye tekrar dönüş başladı. Korumalı Mevduat hesaplarındaki toplam mevduat, 27 Ocak haftasında 21,2 milyar TL artışla 1.41 trilyon TL oldu ve yüzde 1,53 artış gösterdi. Geçtiğimiz haftalarda 1.37 trilyon TL’ye kadar gerilemişti. Faiz yükselişi döviz kurlarını bir ölçüde baskılayabilir. Hatırlanırsa geçtiğimiz aylarda KKM’den borsaya para girişi konusu biraz fazlaca dillendirilmişti. Geçen yıl enflasyonu yenen yatırım araçlarından biri olan konut fiyatları ise köpük var mı, yok mu tartışmalarıyla zirve seviyelerinde geziniyor. Bankaların mevduat faiz oranları %25-30 seviyelerine yükseldi fakat %57 seviyesindeki enflasyona karşı tasarrufları korumada çok yeterli olmayabilir. Bir de borsa tarafından bakmak gerekirse; Zirvesinden %20 civarında uzaklaşmış endeks ile enflasyonun da katkısıyla olumlu beklenen 12/2022 dönem şirket bilançoları ve iskonto oranları artabilecek olan hisse senetleri var. Kesinlikle tavsiye olarak görülmemesi kaydıyla örnek verecek olursak, bazı bankalarda fiyat kazanç oranları 1.5 seviyesinin altına geriledi. 2023 yılında bankalar aynı kâr rakamlarına ulaşamayacaklar belki ama Türkiye’nin en önemli bazı bankalarının piyasa değerinin 1-1.5 yıllık kârına düşmesi çok sürdürebilir gibi görünmüyor. Bilançolar açıklandıkça sanayi sektöründe de iskontolu hisseler çıkacaktır. Önümüzdeki döneme ilişkin, borsanın geçtiğimiz yıl gibi kolay para kazanılacak bir piyasa olmayacağını söylemek mümkün. Seçicilik artacak. Bunun için temel veriler ve bilançolar önem kazanacak. Hisse olarak doğru adreslerde olmak şartıyla yüksek enflasyona karşı yatırım araçları arasında hisse senetleri alternatif olarak geçerliliğini koruyor.
Dış piyasalarda bir süredir görülen iyimserliğin kaynağında merkez bankaları var. Geçen hafta ABD (Fed), Avrupa (ECB) ve İngiltere (BoE) merkez bankaları toplantıları ve faiz kararları izlendi. Fed 25, Avrupa ve İngiltere 50 baz puanlık artırımda bulundular. Fed Başkanı Powell’ın “güvercin” tonda açıklamalarına Avrupa ve İngiltere Merkez başkanları da uydu. Faiz artışlarının devamı beklenmekle birlikte birkaç artırım sonrası sonlanabileceği yönündeki algı bir bakıma ortak söylem haline geldi. Bu durum parasal sıkılaşma ile ilgili beklentileri törpülerken ekonomilerdeki resesyon beklentileri de zayıflamaya başladı. Bu arada farklı bazı sesler gelmiyor değil. Nobel ödüllü Ekonomist Paul Krugman, yatırımcıların enflasyon riskini geride bırakmış göründüğünü ancak enflasyonun finansal koşullardaki gevşemeyle yeniden yükselebileceği uyarısında bulundu. Çok da haksız değil. Ancak bu aşamada halen baz senaryo, “faiz artırımlarında yavaşlama, ılımlı resesyon” olmaya devam ediyor. Diğer yandan; Cuma günü beklentilerin üzerinde gelen ABD tarım dışı istihdam verileri dış piyasalardaki olumlu algıyı değiştirecek mi? Veya ne ölçüde değiştirecek? Bunu merkez bankalarından gelecek açıklamalardan öğrenebileceğiz. Çok radikal bir değişiklik beklemek bu aşamada zor. Ancak 185 bin beklenen, geçen ay 223 bin olan tarım dışı istihdam artışı ocak ayında 517 bin olarak gerçekleşti. Oldukça yüksek ve tahminlerden ciddi bir sapma var. İşsizlik verileri ise %3.4’e yani tarihi diplere geriledi. Bu veriler Fed’in faiz artışı ve sıkı para politikası devamı konusunda elini rahatlatan bir durum.
2023 ocak enflasyonu piyasa beklentilerinin üzerinde geldi. TÜFE, aylık %6,65, yıllık %57,68, ÜFE aylık %4,15, yıllık %86,46 oldu. Beklentiler TÜFE için, aylık %3.66, yıllık %53-54 seviyelerindeydi. Geçtiğimiz günlerde TCMB Başkanı Kavcıoğlu, 2023 yılı enflasyon tahminini %22.3 olarak açıklamıştı. Diğer yandan TCMB verilerine göre 27 Ocak İle biten haftada; Yabancı yatırımcılar, 22.9 milyon dolarlık hisse senetleri alımına karşılık 0.5 milyon dolarlık tahvil bono sattılar. Borsa İstanbul’da hisse senetlerinde yabancı payı cuma günü itibariyle %29.67 oldu. Son dönemde %29-30 bandında hareket ediyor. Aynı hafta TCMB brüt rezervleri 1.6 milyar dolar azalışla 127.1 milyar dolara, bankalar yurtiçi döviz mevduatı ise 1.8 milyar dolar düşüşle 196 milyar dolara geriledi. Makroekonomik verilerin piyasalar üzerindeki etkileri sınırlı kalmaya devam ediyor.
Kaynak: Meksa Yatırım Haftalık Bülten